3.BÖLÜM

3 0 0
                                    

Sabah çok hoş uyandım. Annem gül evde değiler. Akşamın köründe kalkıp bir yerlere gideceklerini söylediler ve  gittiler. Fesatlaşıyı mı bilemedim. Annem başımın etin
Yemedi. Sanırım dünyanın en şanslı insanı olabilirim. Zil çaldı. Tamam şansız olabilirim ama bazen şansım yaver gidiyor. Yataktan kalkıp kapıya gittim. Kapıyı açmamla kapının itilip ve sonra kapanması saniyeliler aldı. Beni iten kişiyi baktım doğa. Şaşırılacak bir şey.
"Annen evde yalnız olduğunu söyledi geldim."
"Ama annem gelmeni söylemedi demi"
"Zeki"
"Acaba senin adını zekiye koyucakken vaz mı geçtiler neden hep zeki kelimesini kullanıyorsun"
"Zeki olduğumu kabullenmen büyük başarı"
Gözlerimi devirip ayağa kalktım. Üstünde pijamaları vardı.
"Böylemi geldin buraya kadar"
"Evet nasıl ama" diyerek kendi etrafında döndü.
"İğrenç" bana kötü kötü baktı. Korkmadım. Arkamı dönüp salona geçtim ve koltuğa uzandım. Bugün annemler olmadığı için berenle beraber avde parti vericektim. Sadece onla ben. Doğa "yatalım saat 2 uyanırız" dedi ve koltuğa uzandı. Hadi yatalım. Fesatlaşmayın. Ben ne fesat bir şey çıktım ya. Bence fesatlık bulaşıcı. Demedi demeyin. Doğadan bana bulaştı. Bir kez inşatı yarım kalmış bir binanın yanından geçiyorduk. İçeride yatak felan vardı. Hatta yastıkta vardı. O binayı çok araştırmıştık. Doğa 'kesin o yatak uyumak için değil yatmak için' demişti. Tam o zaman başladı fesatlığım. Ama öyle kötü kötü şeyler izlemiyoruz. Biz dinli saygılı insanlarız. Nedense hiç konuşaçak halde değilim. Yatmayı düşüne bilirim.
4 saat sonra.
Sehpadan uykulu uykulu telefonumu arıyordum. Kesin annem arıyordun.
"Kim arıyorsa onu öldürücem"
"annemi de mi öldürürsen iyi olur."
"Hayırsız evlat" gizli numaraydı. Höporlara verip telefonu açtım. Doğa bana bakıyordu.
"Bak şimdiden söylüyorum eğer şaçma sapan konuşacaksan kapatalım"
"Hayır sıkıldığım için aradım."
"Ha yani numaramı biliyordun ve bilerek gizli numaradan aradın"
"Aynen öyle"
"İnsan bir hayır der ki gizli numaranın anlamı olsun neyse uykumuzun içine.. Neyse görüşürüz." Dedim ve kapatım. Doğa "herkes bizi bulur" dedi tekrar aynı pozisyonu alarak. "Türkçe çalış"
"Türkçe çalışılmaz dinlenir"
"Benim lafımı bana mı söylüyorsun."
"Evet" laf bulamadım. bende eski pozisyonuma dönüp yattım. Telefon yine ama yine çaldı. Telefonu açıp "aradığını numaranın sahibi uyuyor. Lütfen  yarım saat sonra arayın. Sonra ingilizcesi fransızcası var. " diyip kapatım ve yattım. Kimse allah belasını vermesin. Ne diye uyandırıyorsun veya ne diye gizli numaradan arıyorsun. O kadar heyecanlanmıştım. İlk defa bir beni gizli numaradan aradılar diye.
"Doğa dans kursu ne olucak."
"Valla bilmem o kadar şey yaptık hatta sen masadan intahar ederim diyerek atladın olmadı ." Dedi. Ve "bırak uyuyayım"dedi sustu.
Sıkılıyorum. Konu bulabilirim. Hiç farketiniz mi bilmem ama yeni bir eşya aldınız çok değer veriyorsunuz ama kayboluyor. Değer vermeyincede  hiç kaybolmuyor. Bence aşkta öyle. Hep değer verip kaybedersin. İşte ben bu kaybolmasından korkuyorum. Bence sevmekte sevmemekte aynı şeyler. İkiside acı veriyor. Sevmediğinde karşı kişi üzülüyor o yüzden sanada acı veriyor. Sevincede acı veriyor. Kalktım yatamıyordum. Ne kadar saçma bir konu buldum. Odaya gidip elbiselerimi giydim. Dışarı çıkıcaktım. Sıkıntıdan patlamak üzeriyim. Doğaya baktım halla yatıyordu. Sesizce kabıyı açıp dışarı çıktım. Binanın arkasına gittim. Orası hep sesiz oluyordu. Şarkı dinleyebilirdim. Merdivenlere oturdum. Kulaklığımı telefona takıp şarkı açtım. Tam kulaklığımı kulağıma takacakan birisinin "garipsiniz" dedi. Arkama döndüm. Dün 4 kişinin içinde hep doğayla bakışan kişiydi. Ona baktım.
"Garip değiliz siz öyle anlıyorsunuz"
"Seni aradığım için özür dilerim"
"Arayan sen miydin"
"Evet"
"Doğa sana çok küfür etti"
" bende ederdim."
"Ben direk dalardım" telefonumun çalmasını görünce kimin aradığını baktım 'kardeşim'.
"Alo"
"Nerdesin" dedi doğa. Tamam biraz telaşlandırmış olabilirim.
"Sen uyuyordun benimde canım sıkıldı dışarı çıktım. Geliyorum"
"Ha tamam gelirken merdivenden intihar et öyle gel"
"Ben senin kardeşinim vicdansız kesin sen beni nasıl öldürebilirsin diye düşünüyorsun"
"Evet düşünüyorum" diyip kapatı. Kardeşim değil artık sadece sisterim. Aynı anlama geliyor ama neyse.
"Adın ne" diye sordu.
"Eylül ateş ama bana sadece doğa ve ailem ateş diyebilir yani eylül "
"Bende mert" dedi.
"Memnun oldum"
"Bende"
"Bence şaçma bir konuşma oldu" dedim.
"Aynen anlam bozukluğu"
"Neyse görüşürüz." Dedim ve binanın içine girecekken "bir daha gizli numaradan arama ve uyurken ararsan kafanda karpuz kırarım ." Dedim ona gülümsedim. Ona arkamı dönüp binanın içine girdim.

——————•—•——————

Okuduğunuz için teşekürler.( cümleyi tekrar etmekten sıkıldım)

KartanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin