Karya için...

47 1 5
                                    

Sabah kirpiklerim birbirinden ayırdığımda Karya omzuma yatmış uyuyordu etrafıma bakındığımda annemi göremedim.Anneme bakmak için Karyayı yavaşça kaldırarak yan koltuğa yatırdım ve bi süre yüzüne bakakaldım. Daha hiç bi şeyin farkında değildi,o kadar masum,saftı ki... Yanağından bir öpücük aldıktan sonra annemi bulmak  üzere diğer odaları gezdim.Fakat annem yoktu. Telefonumu elime aldım ve kilit ekranında babamla benim fotoğrafımı görünce ister istemez gözümden bir yaş geldi. Babamı çok seviyordum. Herkesten,her şeyden çok... Ama anlaşılan o beni sevmiyordu hem de hiç... Zaten babam kardeşimi her zaman daha fazla sevdi, bunu biliyordum ama beni istemiyerek Karyayı isteyeceği kadar ayrım yapacağını yeni öğrendim ve inanın hiç öğrenmek istemezdim. Fotoğrafta o kadar mutluymuşum ki babama öyle sıkı sarılmışım ki sanki onu kaybedeceğimi biliyormuş gibi... Ama babam sadece elini belime koymuş ve Mutlu da değil. Birden kendime geldim ve annemi aradım ama telefonu kapalıydı. Endişenmiştim apartmanda ki,etraftaki tüm komşulara sordum ama kimse görmemişti daha da endişelendim. Eve hızlıca gittim Karya hiçbir şey fark etmemeliydi, vardığımda  o küçücük elleriyle mutfakta bir şeyler yapmaya çalışıyordu yanına gittim ve
-Günaydın Karyaaa
-Günaydın abla,şey... annem nerde biliyor musun?
-Komşuya gitmiş biraz işi varmış,dedim ve yalan söyledim ama yapabileceğim bi şey yoktu kardeşime bu kötülüğü yapmazdım baya baya babam gitmişti. Detaylı düşündüğümüzde babam da gittiğine göre eve para girmiyor, ve bu evde Babamın yarın bir gün babam bizi evden atar, sokaklarda aç, parasız pulsuz naparız bilmiyorum off kafam çok karışık sağlıklı bi şekilde düşünmeye ihtiyacım var sanırım diye düşünürken bardak kırılma sesi ile kendime geldim. Anlaşılan Karya bardağı yanlışlıkla kırmıştı ve eli kanıyordu hemen yanına gidip elini elime aldım ve
-Çok acıyor mu?
-Hayır,sadece bi çizik abla
-Olsun bekle sen hemen geliyorum,otur bakıyım şuraya, Karya sandalyeye oturduktan sonra gidip ilk yardım çantasını aldım. Hemen eline pansuman yaptım ve
-Küçücük bi çizik ama dikkat et suya ve yakıcı şeylere değdirme elini,dedim bi süre düşündükten sonra cevap verdi
-Sonuçta bizim kalbimize de etrafımızda kiler birer birer çizik atıyor evet küçük oluyor ama çizikler üst üste gelince acıtıyor,yakıyor dimi abla,dondum kaldım,içimden
-Lan sen daha 7 yaşındasın,dedim ama dışımdan
-Evet Karya aynen öyle,dedim ve biraz daha düşündükten sonra devam ettim
-Senin kalbine kimler çizik attı bakalım?
-Etrafımdakiler, herkes küçüksünüz diyor ama bedenen abla. Sınıfımdakiler daha çocuk çünkü onlar bisikleti için ağlarken ben o yaşta annem için ağladım onu kaybetme korkusuyla yaşadım ve şimdi onlar parkta oynarken ben babam döner mi diye bakıyorum, dedi bi hışımla yerimden kalkıp sım sıkı sarıldım Karyama ve
-Sen çok güçlü bi kızsın ve oldukça şanslısın sakın kendini şanssız görme derken hemen araya girdi
-Biliyorum ablacım çok şanslıyım el bebek gül bebek diye de büyüyüp büyüyünce birden kırılıp düşebilirdim dimi, merakla sordum
-Sen 7 yaşındasın eminiz dimi?"bi kahkaha patlattı ve
-Eveett,dedi ve ellerini birleştirip çenesinin altına koydu,tüm dişlerini göstererek kocaman gülümsedi, gözlerini de hızlı hızlı açıp kapatarak"parka gidelim mi ablacım" sandalyemden kalkıp odama gittim buz rengi yırtık pantolonumu üstüneyse yarım beyaz atletimi giyip üstüme rengarenk olan hırkamı aldım ve odamdan çıktım. Karyayı hâlâ oturur pozisyonda görünce"Neyi bekliyosun ablacım?" Diyip tebessüm ettim. "Ayyyy gidiyor muyuzzz geldim ablaaa" dedikten sonra koştura koştura odasına gitti. Bende o sırada hangi ayakkabımı giysem diye düşündüm   ve air max giymeye karar verdim. O sırada Karya da gelmişti benle uyumlu olmak için olsa gerek buz mavisi şortunu giymiş üstüne de beyaz atletini giymişti altına ise rengarenk olan ayakkabısını aldı. Ve"hırka alsam mı ki?"diye düşünürken "Alalım terlersin şimdi sen üşütme oyundan sonra giyersin,ben taşırım"dedim. Odama gidip sırt çantamı aldım içine iki şişe su, power bank, kulaklık ve ceketini koydum anahtarlarımı alıp evden çıktım. Karya merdivenlerde öylece oynuyordu beni görünce yanıma gelip elimi tuttu. Park birazcık uzaktı. Yolda giderken Karya lol diye bi oyunu anlattı. Yol boyu onu dinliyormuş gibi yaptım aslında dinledim ama hiç bir şey anlamadım. Parka varınca elimi bırakıp koşa koşa kaydırağa doğru gitti bende banka oturdum. Park oldukça büyüktü en sağ da voleybol filesi, basketbol sahası onun yanında halısaha vardı araya bir yeşillik girmişti yeşilliğin devamında ise çocuk parkı vardı. Yani buraya çocuk, genç, büyük herkes geliyordu. Kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım Cegıd-her şeyin bi bedeli var'ı dinledim.Cegıd en sevdiğim rapçiydi ama diğer rapçilere de sonsuz saygım var. Cegıd'ın yaşadıkları falan beni yansıtıyor onun rapleri bana hitap ediyor adeta. Ben şarkıya dalmışken Karya ter içinde yanıma geldi ve "su su su" dedi. Suyu çıkartıp verdim o suyunu içerken ben de bi yandan terini sildim. Suyu hızlıca yanıma bırakıp çocukların olduğu yere gitti. "Ebe değilim, ebe değilim, ebe değilim diye bağırışma sesleri geliyordu. İstemsizce yüzümde bir tebessüm oluştu. Ben öylece gülerken kolumda bir acı hissetmemle arkama döndüm arkamda Eymen vardı o ve elini tutan kız kardeşi vardı anlaşılan o da kardeşini parka getirmişti. Kardeşi hızlıca koşup kaydıraktan çıkmaya çalıştı. O sırada Eymen:
-Naber kız?
-İyi işte öyle senden naber?
-Bende iyi ya nolsun.
-Oturalım mı?
-Olur." Eymen sınıf  arkadaşımdı ama araya yaz tatili girince görüşememiştik.Biz öylece otururken kardeşi yanımıza geldi ve "Abiii çişim geldi" dedi Eymenle ikimiz gülerken "Yaaa" dedi. Eymen:
-Eylem daha yeni geldik
-Abi, diyip mızmızlandı, Eymen bana dönerek" biz gidip gelicez Kainat sen burdasın dimi?" dedi onaylarcasına başımı salladım. Ve tekrar müzik dinlemeye başladım. Karyaya baktığımda salıncakta sallanmaya çalışıyordu toparlanıp yanına gittim ve ona yardım ettikten sonra yanında ki salıncağa oturdum. Karya bana dönerek:
-Kendim Nasıl sallanacım?
-Bak,dedim ve ayağımı bi ileri bi geri yaparak ona öğretmeye çalıştım ki öğrendi. Karya gerçekten çok zeki ve olgun bi kızdı. Karyaya öğretmeye çalışırken kendimde sallanmaya başlamıştım, rüzgarın saçlarımı arkaya savurması çok hoşuma gitmişti. Mayışmıştım adeta taa ki arkadan öküz gibi ileri ittiren Eymen'e kadar... O kadar çok ittiriyordu ki salıncak ters dönüyordu nerdeyse tabi o sırada ben çığlık atıyodum ve:
-Eymeeen diye bağırıyordum bi süre sonra durdu ama gülmektedir kıp kırmızı olmuştu. Yanından hışımla uzaklaştım ama o DA arkamdan geliyordu:
-Ya kainatt
-Ne var ne
-Hay atarına sokıyım,dedi cevap vermeden banka doğru ilerledim ve oturdum gözüm Karyayı arıyordu ama Karya yoktu. Hemen Eymen'e sordum:
-Karyayı görebiliyor musun?" Bi süre etrafına bakındı ve
-Hayır,ama telaş etme bekle,dedi. Çocukların olduğu yere doğru ilerledi ben de peşinden gittim. Eymen söze girdi:
-Karyayı gördünüz mü?, çocuklardan bi tanesi heyecanla:
-Babasıyla gitti Eymen abi, diyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü Karyayı babam mı götürmüştü???

Kimim Ben?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin