"Willy!Willy!"
William arkasına baktı.Gördüğü yüze hiç şaşırmamıştı.Ofisindeydi,yine. "Sutcliff,bu sefer ne istiyorsun?"
Grell gülümsedi "Hiçbirşey~ nasılsın?" William'ın ona attığı "Çıkar ağzındaki baklayı." şeklindeki bakışlara dayanamadı ve "Ben seninle sinemaya gitmek istiyorum."
"Sinema mı?" William tek kaşını kaldırdı.
"Evet.Filmin ismi de 'Testeremi Geri Ver'."
William derin bir nefes aldı "Testereni geri alamazsın Sutcliff.Yasalara iyice alışana kadar çocuk makasları senin orağın olacak."
"Bunu bana değil filme söyle!"
William duymazdan geldi, "İşine dön Sutcliff.Vardiyanın bitmesine on dört dakika var."
"Sıkıııcııı~ senin yanında işimi yapabilir miyim?" Grell pufladı.
"Hayır yapamazsın."
"Neden?"
"Çünkü dikkatimi dağıtacaksın.Hatta tersine,kendi dikkatini dağıtacaksın.Evraklarla uğraşışını bozmak istemem."
Grell dudaklarını büzdü "Evraklardan nefret ediyorum.Makaslarımda berbat zaten...Kağıdı bile zar zor kesiyorlar."
"Sorumsuzluğun için aldığın bir ceza."
Grell iç çekti "Testeremi özledim..." yüzü büzüldü.
William saate baktı "Evrak işlerini tamamen bitirmem için bir saatim ve üç dakikam var.Bitmiş olur."
"Zavallı Willy~ çok fazla evrak işin var."
"Bana acıma.Ofisten çık."
Grell hemen William'ın yanaklarını ıslak ıslak öptü "Bir iki dakikaya gelirim~" dedi ve koştu.
William yanağını silip "İğrenç..." diye mırıldandı.
Bir kaç dakika sonra yine koşa koşa gelen Grell elindeki evrakları masaya koydu.
"Umarım gerçekten evraklarını bitirdiğin için gelmişsindir,konuşmaya değil."
Grell gülümseyince cevabı anlamayan William tekrar "Hangisi Grell?"
"Burda bitireceğim~"
"Zorunda mısın?"
"Çok fazla kalmadı zaten...Lütfen?"
William derin bir nefes aldı "Bir odan var Grell Sutcliff.İşini orada hallet."
"Bitirdiğim zaman bitirmene yardım edeceğim.Çünkü kibar bir kadınım."
"Sen bir erkeksin Sutcliff."
Grell'in aşırı morali bozulmuştu böyle dendiğinde "Daha da berbat ediyorsun.."
"Beni huzur içinde bırakacağının başarısız bir denemesi."
Grell iç çekti "İyi olmak için elimden geleni yapıyorum."
"Bana bu kadar yardım etmek istiyorsan al." tüm evrakları Grell'in önüne verdi.
William T. Spears ofisine biraz geç geldi,bir nefes aldı.Ofise geldiğinde olabildiğince rahat görünmeye çalıştı.
Grell Sutcliff tüm evrakları hazırlamıştı.
William masasına oturdu.Elindeki ruh listesine baktı.Bir süre bununla ilgilenirken Grell'in hala şirkete gelmediğini fark etti.Saate baktı ve içinden "Grell,seni geç geldi olarak işaretlemek zorunda bırakma beni.Bir kaç dakika sonra işaretlemek zorundayım."
Grell içeri girdiğinde geç olarak yazılmıştı.Ama üzgün ve solgun gözüküyordu.
"Biraz daha çalışman lazım.Sekiz buçuk dakika geç geldin."
"Çok özür dilerim Bay Spears..."
William Grell'in kendisine bu kadar saygılı bir şekilde seslenmesine şaşırmıştı "Toplaman gereken ruhlar masanda."
Grell listeyi eline aldı ve gitmeye hazırlandı.William onun için endişelenmişti,hemen yanına gidip "Sutcliff...Grell.Bugün kendin gibi davranmaman ilgimi çekti.Neler oldu?"
"Oldukça üzgünüm,hafif bir depresyondayım.Çok birşey yok."
"Oldukça üzgünüm ve hafiften bir depresyona girdim.Endişelenecek bir şey yok Bay Spears."
"Bu kadarsa listeni alıp ordaki tüm ruhları almanı istiyorum.Phantomhivelerin şeytanına uğramak yok.Senin geç gelmeni ve onun senden ruh çalma ihtimalini göz önüne almak istemiyorum."
Grell derin bir nefes alıp kafa salladı.
William kendi masasına doğru gitti.Ronald'ında yarım saat geç geleceğini bilerek alarmını yarım saat erkene kurmuştu.İki dakika bile tüm düzeni bozabilirdi.
"Canlıların hayatını öylece almak çok acımasızca..." diye mırıldandı Grell.
William ona döndü "Ne dedin Sutcliff?"
"Hiçbirşey Bay Spears."
"Canlıların hayatlarını almanın çok acımasızca olduğunu söyledin."
Grell "Evet.Bana göre canlıların hayatlarını almak çok acımasızca.Çığlıklarını dinlemek...Çok acımasızca."
"Bu iş kendi insan yaşamımızdaki hayatımızı herhangi bir sebepten dolayı aldığımız için bize ceza olarak verildi.Şimdi ise başkalarının ölümlerini toplayıp işimizin bittiğine karar verilene kadar devam etmeliyiz.İşimizin bitildiğine karar verildiği zaman ise huzurla uyuyabileceğiz."
"O kadarını biliyorum.Bende bir shinigamiyim." dedi Grell "Ama daha dün bir sadist gibi insan öldürmekten acayip bir zevk almam...Bunu bir cezadan çok yenilmezliğin hediyesi olarak görmem..." Grell ne kadar acımasız bir canavar olduğunu düşündü.Pişmandı.
William "Nihayet cezan olması gereken şeyi bencillik olarak kullandığını anladın.Kendini öldürmenin cezası olarak." ne kadar sakin görünse de insan yaşamı ve kendini öldürme nedeni Grell kadar William'ı da kıstırıyor,acımasızca kendini gösterip duruyordu.
Başladı sözlerine "Kendimi öldürdüm.Çünkü kadın gibi davranan birini kimse sevmedi.Dalga geçtiler.Canımı yaktılar,psikolojik işkence ettiler.Ailem beni reddetti,hiç arkadaşım olmadı.Sadece çok fazla nefret vardı."
Devam etti "Şimdi ise sevgiye açım."
William ciddi bir şekilde "Bu bilgiyi bana vermek zorunda değildin.Şimdi on beş dakika için bir liste çıkarmam lazım."
"Sana anlatmak istedim.Yanında kendimi rahat hissediyorum."
"Neden?Ben senin patronunum.Yapmam gereken tek şey işim.Fazlası değil."
"Sen benim patronum,en yakın arkadaşım ve sevdiğim adamsın.Belki umrunda bile değilim.Ama sevgi mükemmel bir his."
"Sevgi sadece aptal bir dikkat dağıtma yöntemi.Birinin beni istemesini veya birini istemeyi istemem.Sadece işimi yaparım.On üç dakika içinde bir liste çıkarmam lazım,gitmeliyim."
"Sevgi bir dikkat dağıtma yöntemi değil.O seni canlı hissettiren şey,hayattan haz almanı sağlayan şey.Görüyorsun,dün çok canlıydım.Enerjik.Bugün ise hiç yakınlaşmıyorum eskisi kadar canlı da değilim."
"Canlı hissetmemize gerek yok.Uzun bir süre önce zaten yok olduk." William kapıya ilerledi.
Grell onun elini tuttu "Sevginin önemini asla hafife alma." bıraktı ve gitmesine izin verdi.Grell'in de yapması gereken bir işi vardı zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık (One-Shot)
FanfictionBir Grell X William hikayesidir.Hikayenin tam olarak bir başlangıcı ve sonu yoktur.