Dyatlov Geçidi Vakası

47 9 2
                                    

Merhabalar dostlar. Bu olay tamamen gerçek hayattan 1959 yılından alınmıştır. Araştırma yaparsanız gerçeğine ulaşmanız mümkündür.

Hani bazı korku filmleri vardır.. Gençler toplanırlar ve bir plan yapıp tatile çıkarlar. Ve tatilde başlarına umulmadık olaylar gelir ve yaptıkları o tatil planı ölümle sonuçlanır. İşte bu o filmlerde anlatılan olayların gerçekte yaşanmış bir halidir. 9 kişi Sovyetler Birliği Rusyasında 28 Ocak 1959 tarihinde Ural Dağları'nın uçsuz bucaksız eteklerinde iki haftalık bir tırmanış ve kayak gezisi için yola çıktılar. Aslında yola 10 kişi olarak çıktılar ancak birisi sağlık problemleri nedeniyle geride kalınca yola 2 kadın 7 erkek olarak devam etmek zorunda kaldılar. Ekibe sağlık problemleri nedeniyle katılamayan Yuri Yudin seneler sonra olayın incelendiği bir televizyon belgeselinde ''Eğer hayatım boyunca cevabı alınabilecek tek bir soru sorma şansım olsaydı bu soru o gece arkadaşlarıma ne oldu?'' demek olurdu demiştir. 9 genç dağcının anlaşılamayan ölümleri ile sonuçlanan hadise Ural dağlarının bir köşesinde unutulmaya bırakıldı. Taa ki 1990 yılında Rusya'nın yeniden yapılanma dönemine kadar... Sır 1990 yılında arşivden çıkarıldı ve araştırmalar başlatıldı. Ancak ölenlerin yakınları için bırakın esrar perdesinin kalkmasını aralanamadı bile.. Yolcuğa başladıkları ana gelelim. Yolculuk kuzeyde bulunan ve son yerleşim yeri olan Vizhay'a kadar sürecekti. Ekibin başında oldukça tecrübeli bir dağcı olan Igor Dyatlov vardı. Ekipteki diğer kişiler ise bir çok tırmanış tecrübesi olan çetin insanlardı. Ama Yuri Yudin seferin hemen başında hastalandı. Ve ekibin gerisinde kaldı ve ekip 9 kişiyle yola devam ettiler. Ekip 2 Şubat günü Otorten'i geçerek tepeye ulaşmayı başardılar. Yaşanan olaydan sonra geriye kalan fotoğrafları inceleyen Rus müfettişlere göre ekip saat 5 civarında çadırlarını kurarak kamp yeri hazırlıklarını bitirdiler. Peki ekip neden kamp yeri için bu bölgeyi seçti nedeni hiç bir zaman bilinemedi. Ekip kamp yerini 1,5 kilometre ilerideki ormanlık bölgeye kursaydı soğuk havanın vermiş olduğu zorluklardan da fazla etkilenmeyeceklerdi ve kendilerini soğuğa karşı koruyabileceklerdi. Ormanlık yer yerine karlı arazide kamp yapmayı seçmiş olmalarındaki sebep bir şeyler hissetmiş olmaları ya da endişe duymalarıydı...

Ekibe katılamayan ve ekibi en iyi tanıyan rahatsız Yuri Yudin'e göre Dyatlovun orman içerisinde kamp yapmamasının tek nedeni tepeyi gözden kaybetme korkusu olabilir diye söyledi. Peki orman içerisinde kamp kurmamalarının nedeni gerçekten tepeyi kaybetme korkusu muydu, yoksa daha fazlası var mıydı ? Dyatlov, Otorten dağından döndükten sonra durumu Yuri Yudin'e bildireceğine dair söz vermişti. Ve telgraf çekeceği tarihi de 12 Şubat olarak planlamıştı. Hatta Dyatlov Yuri Yudin'e bir kaç gün gecikme olursa endişelenmemesinden söz etmişti. Bu yüzden kimse ekibin durumundan endişe etmedi. Ancak 20 Şubattan sonra alarmın çanları çalmaya başlayacaktı. Enstitü ve kayakçıların yakınları öğrencilerin aranması için polis ve askeri yetkililerden yardım istediler. Böylece bölgeye askeri keşif uçakları ve helikopterler gönderildi. 26 Şubatta yani 6 gün sonra arama ekipleri kamp yerine ulaşabildi. Arama ekibi başkanı çektiği telgrafta şunları söylemişti ''İçi kar ile dolmuş çadıra ulaştık ama içi boş ve dağa çıkan 9 kişilik ekiptekiler buranın soğuk olmasına rağmen ayakkabılarını bile burada bırakarak çadırı terketmişler.'' diye yazmıştır. Teknik incelemeler sonucunda çadırın içerden yırtıldığı ve çadırın etrafında karların altında kalmış olan 7-8 kişinin ayak izleri olduğu tespit edildi. Ancak bu ayak izlerinin hiç birinde ayakkabı veya çorap giyildiğine dair bir izlenim yoktu. Bu ayak izleri ayakkabısız çorapsız kişilere aitti ancak o gecenin dondurucu soğuğunda bunu kim yapabilirdi ? Ve daha önemli bir sorum var bu 9 kişiyi çadırı içten yırttıracak kadar, ayakkabılarını dahi giydirmeden o soğukta yalın ayak koşturan şey neydi ?

Olay yerini inceleyen müfettişlere göre ayak izleri ekipteki 9 kişiye aitti ve hiç insan dışı bir ayak izi tespit edilemedi. Orada ekipteki 9 kişiden başka kimse bulunmuyordu işin garip tarafı ayak izleri çadırdan dağın eteklerindeki ormana doğru gidiyordu. Ancak 500 metre sonrasında ayak izleri kayboluyordu. Kurtarma ekibi başkanı ilk 2 cesedi ormanın hemen yanında bir çam ağacının altında buldu. İlk bulunan 2 ceset 24 yaşındaki Georgiy Krivonişenko ve 21 yaşlarındaki Yuri Doroşenko ve cesetlerinin yanlarında yakılarak kömürleşmiş hale gelmiş ağaç dalları vardı. Demek ki ısınmak için bir şeyler yapmaya çalışmışlardı. Ve bu ağaç dalları hemen yanlarında bulunan ağacın 5 metre yüksekliğindeki bir yerinden koparılmıştı. Bu da demek oluyor ki her ne olay yaşandıysa bu iki genç ağaca tırmanmaya çalışmışlardır. Ya bir şeyden kaçmak için veya etrafı gözetlemek için...

Diğer bulunan 3 ceset ise Dyatlov, Zinaida ve Rüstem Slobodin'e aitti. Bu üç ceset ise ağaç altında cesetleri bulunan Georgiy ve Yuri'nin cesetlerinin 150 metre ilerisinde bulundu. Bunların ölümü ise koşarak çadıra geri dönmeye çalışırken öldüklerini gösteriyor. Bulunan cesetlerin hemen neden öldükleri hakkında otopsi yapıldı ve bunun sonucunda net bir sonuca ulaşılamadı. Ama adli tıp uzmanları 5 cesedin donarak öldüklerini açıkladı. Soğuktan ölmenin dışında Rüstem Slobodin'in kafasında kırıklar tespit edildi. Araştırma ekibi olay yerinde 2 ay boyunca araştırmaya devam etti. Ve bu araştırma sonucunda çamlıklardan 75 - 80 metre uzaklıkta kara gömülmüş şekilde diğer 4 kişinin cesedini buldular. En son bulunan 4 kişi yani Nicolai, Lyudmila, Alexander ve Alexander Kolevatov oldu. Bulunan bu 4 kişinin cesetlerinden anlaşılacağı üzere travmatik şekilde ölmüşlerdi. Nocolai nin kafası kırılmış Lyudmila ve bir kişinin kaburga kemiklerinde kırıklar olduğu belli oldu ve en ilginci yine Lyudmilanın dili yerinden sökülmüştü. Ancak yine bütün bunlara rağmen cesetlerin üzerinde yaralanma belirtileri yok. Morarma veya yaralanma izlerine rastlanılmadı. Bu durumda işin esrarengizliği iyice artmış oldu. Bulunan son 4 ceset diğerlerinden çok daha kötüydü. Kıyafetlerin üzerinde yapılan araştırmalar sonucu çok yüksek bir radyasyona maruz kaldıkları ortaya çıkmıştır.

Olaydan bir kaç ay geçtikten sonra Rus müfettişler olay hakkında suçlayacakları kimseye ulaşamadılar.

Olay bu şekilde geçmektedir şimdi sizlere diğer bulguları anlatacağım..


12 yaşındaki Yury Kuntseviç, cesetlerin üzerinde kahverengi bronzlaşmış lekeler olduğunu söylüyor.Grubun 50 kilometre uzağındaki diğer kayakçılar olay gecesinde kuzeyde garip turuncu küreler gördüklerini rapor ettiler. Bu tip raporlar 1959 yılında Ocak ayından Mart ayına kadar alındı. Fakat bunların sonra Semyorka roket testi olduğu teyit edildi.  Olay gecesi grubun çektiği son fotoğrafın garip turuncu küreleri gösterdiği iddia edilmektedir.Olay yerinde garip bir metal parçası bulunduğu rapor ediliyor. Bu metal parçası arama ekibi tarafından fotoğraflanmıştır.Araştırmacılar Yuri Krivonişenko ve Yuri Doroşenko'nun kamp ateşini kuru odunlar yerine sedir ağacından kırdıkları yaş dallarla yaktıkları tespit etmişlerdir. Bundan dolayı gençlerin olay gecesi görme yetilerini kaybettikleri düşünülmektedir.Cesetlerin kırıkları olmasına karşın dışarıdan darbe aldıkları görülmüyor.Rüstem Slobodin'in dudakları ve yüzünün sol yarısının şiş olduğu tespit edildi. Vücudunun değişik yerlerinde darp izleri görülüyor. Slobodin midesini kramp girmiş veya darbe almış gibi tutuyor. Cesedin bulunduğu pozisyona bakarak araştırmacılar Slobodin'in bir şeyle mücadele etmiş olabileceğini düşünüyorlar. Darp izleri, dudağının ve yüzünün sol yarısının şişik olması bu iddiayı doğrularken, çevrede yabancı ayak izi olmaması iddiayı çürütüyor.Dere yatağında suyun içinde bulunan dört cesedin giysileri üzerinde mor renkte lekeler görülüyor.Grubun; Igor Dyatlov, Yuri Krivonişenko, Rüstem Slobodin, Semyon Zolotarev'a ait 4 kamerası olduğuna inanılıyor, fakat Dyatlov dışındaki diğer kameraların içinde ne olduğu bilinmiyor veya açıklanmıyor. Semyon Zolotarev olay gecesi çadırdan kaçarken kamerasını yanına alan tek kişi.Yuri Krivonişenko'nun burnunun bir kısmı yok.
İddiaya göre Yuri Doroşenko'nın gruptan ayrı özel bir günlüğü var ve grubun günlüğü ile birlikte çadırda bulundu. Günlükte felaketin tam nedeninin yazdığı söyleniyor.

Herkesin merak ettiği soru ? O gece neler yaşandı ?

+ Okuduğunuz için teşekkür ederim yeni bölümlerde görüşmek üzere. Hoşçakalın :)

Korkularla Yaşıyorum #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin