- Yamyamlık -

46 12 0
                                    

Uruguay'dan Arjantin'e yola çıkan Uruguay Hava Kuvvetleri'ne ait 571 sefer numaralı uçaktaki yolcular başlarına gelecek felaketten habersizdiler. Malesef kötü hava şartlarından dolayı bulutların ardına saklanmış Ank dağlarının tepelerindeki zirveyi pilotlar fark edememiş ve uçak tepeye çarpmanın etkisiyle parçalara ayrılarak yere çakılmıştı. 

12 kişi kaza anında can verdi ve sadece 33 kişi sağ kaldı. Ertesi sabah ise ağır yaralanmalara dayanamayıp 5 kişi daha öldü bir kaç gün sonra ise 1 kişi daha hayatını kaybetti. 3 farklı ülkeden ekipler arama kurtarma çalışmalarına başladı. Bu sırada bazı kazazedeler uçağın telsizini çalıştırmayı başarmış ama dışarıdan hiç kimseye ulaşamamışlardı. Çaresizce kurtulmayı beklediler. Karla kaplı bu arazide ne bir bitki ne de bir hayvan türü yaşamıyordu. Ellerinde bir kaç çikolata, bir kaç şişe şarap ve birazda çerez kalmıştı. Az kullanmalarına rağmen biraz zaman geçince ellerinde hiç bir şey kalmadı. Su içmek için karları şarap şişelerine doldurup erittiler parlak beyazın yarattığı körlüklere engel olmak içinse uçağın kokpitinden kopardıkları parçalarla kar gözlüğü yaptılar. Düşen uçağın gövdesini ise barınmak için kullandılar. Dondurucu gecelerde ısınmak için hep beraber yan yana uyudular ama buna rağmen geceleri bastıran kar fırtınalarına vücutları dayanmıyordu. Günler böyle geçerken bir gün radyodan duydukları haberle umutları iyice tükendi. Çünkü arama kurtarma çalışmalarının artık durdurulduğunu öğrendiler. Buda yetmezmiş gibi ikinci bir felaket olan çığ felaketiyle karşılaştılar. Yiyecek hiçbir şeyleri kalmayan kazazedeler zorlu bir seçimle yüzleştiler. Ya dondurucu soğuk tarafından korunan ölü arkadaşlarını yiyeceklerdi ya da açlıktan onlarda öleceklerdi. İçlerinden bir kişi hariç hepsi yamyamlığı tercih etti. İnsan eti yemeyi reddeden o bir kişi de çok geçmeden hayatını kaybetmişti. İnsan eti yiyen kazazedelerden biri durumu şöyle anlatıyor.

''Açlıktan ölüyorduk ve yiyecek bulma umudumuz da kalmamıştı. Tekrar tekrar uçağın gövdesinde kalmış kırıntıları aradık durduk. Bavulların deri kısımlarını koparıp yemeye çalıştık. Bu maddelerdeki kimyasalların bize yarardan çok zarar vereceğini bile bile... Koltuk oturaklarını saman buluruz ümidiyle parçaladık ama içinden sadece yemesi mümkün olmayan koltuk süngeri çıktı. Tekrar tekrar aynı sonuca varıyorduk. Burada alüminyumdan, plastikten, buz ve kardan başka hiç bir şey yoktu. Ama dağın tepesinde yiyecek vardı aslında.. Et hem de bol bol kolayca ulaşılabilecek bir yerde. Gözüm yanımda ölü yatan çocuğun bacağındaki yaraya takıldı yaranın ortası nemli ve açıktı ama kenarları kuruyan kanla kabuk bağlamıştı. Gözümü bu kabuktan alamıyordum burnuma gelen belirsiz kan kokusunun iştahımı kabarttığını hissediyordum. Kafamı kaldırıp çevreme baktığımda diğerlerinin de yaraya bakmış olduğunu gördüm. Utançla kafalarımızı başka yöne doğru çevirdik. İnsan etine bakıp bunu bir yiyecek olarak algılamıştım. Artık çok zayıflamıştık artık cesaretimi toplayıp eti ağzımdan içeriye ittim, tadı yoktu bir iki kere çiğnedim zorla yuttum.''

Çaresiz insan eti yemekle geçen iki korkunç ayın sonunda kazazedeler yardım bulma umuduyla uçağın kokpitinden ayrılmaya karar verdiler. Günlerce sürecek bu medeniyet arayışındaki en büyük sorunları ölümcül soğuktan donma ihtimalleriydi. Ellerinde bulunan dikiş malzemeleriyle büyük bir battaniye yaptılar ve yola koyuldular. 11 gün boyunca aralıksız yürüdüler ama hiç bir medeniyet izi görülmüyordu. Daha sonra karşılarına bir çoban çıktı başta hayal gördüklerini zannedip gözlerine inanamadılar. Nihayet toplamda 72 gün süren bu can pazarında pes etmeyip hayatı bırakmayanlar artık kurtulmuşlardı.

Soru : Sizin başınıza böyle bir olay gelmiş olsaydı ölmeyi mi tercih ederdiniz yoksa sizde onlar gibi yamyamlığı mı ?

+ Okuduğunuz için teşekkür ederim. NDNC ( New Day New Chapter ) Yeni Gün Yeni Bölüm. Takip etmeyi, vote vermeyi ve yorum atmayı unutmayın. İyi günler iyi okumalar, esen kalın dostlarım. 

Korkularla Yaşıyorum #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin