Pencereden gelen sersem güneş ışıkları gözümü işkal ederken, pencereye saymakla beraber kalkarken bir şey fark ettim. Ben nasıl buraya gelmiştim? Bunu o kadar sorun etmedim çünkü büyük ihtimalle beni buraya Erkan getirmişti. Ona hayatta hiç kimseye güvenmediğim kadar güveniyordum. Ona karşı asla şüpelenmezdim .
Yatağıma uzandım ve her milimetresini ezberlediğim tavana bir kez ve belki son kez daha baktım. Bu evde çok anılarım geçmişti. Belkide çok bencildim. Herkesin kendine göre bir hayatı vardı. Ve ben bütün herkesin benimle gelmesini bekliyordum. Daha nereye gideceğim bile belli değildi ve onlardan ailelerini , okullarını ve hayatlarını bırakmalarını istemiştim.
Sonunda tavanı izlemeyi bırakıp doğruldum, ve banyoya gittim. Yarım saatlik bir duşun ardından aynada kendime baktım. Çirkin değildim, hatta gerçekten güzeldim. Çocukluğumdan beri içine kapanık , soğuk biriydim.
Beni gerçekten görüp , içimi açtığım insan Erkan'dı. Onu severdim ama asla kötü şekilde değil ama kardeş olarak. Banyodan çıkıp üstüme göbeği açık beyaz ile ten rengi bir bluz , altına kısa kot şort ve üzerine ince gri bir hırka geçirdim. Ayakkabı olarak da siyah bir çift Vans giydim.
Dışarı çıktığımda ise bir şey fark ettim. Dışarısı aşırı güneşliydi ve ben güneş gözlüğü almamıştım. O sırada evin duvarına yaslanmış Erkan'ı gördüm. Ne zamandır buradaydı ?
" Naber kedicik ? "
"Ne zamandır buradasın? "
"Bende iyiyim. Sorduğun için sağ ol. "
"Özür dilerim, ne zamandır buradasın? "
"Bilmiyorum, çok olmadı. "
Bunu demişti ama gözlerinin altında halkalar vardı. Bu konuyu daha fazla irdelemeyecektim.
"Beni nasıl taşıdın. "
"Kendini ağır mı sanıyorsun? "
Hiçbir şey demedim ama onun gözlerine baktım. O sırada gülen gözlerle bana bakan Erkan'ın bakışları bir anda ciddileşti ve hemen gözlerini benimkilerden kaçırdı. Nedenini anlamadım ama zorlanıyor gibiydi.
Yürümeye devam ettik ama daha nereye gittiğimizi bile bilmiyorduk ( en azından ben bilmiyordum ). Sonra fark ettim ki denize doğru ilerliyoruz.
"Eee gelmiyor musun? "
"Ama mayom yok. "
Ve o anda nereden çıkardığını bilmediğim ve oldukça seksi görünen siyah mayoyu çıkardı.
" Ya şimdi? "
Ona hiçbir şey söylemeden giyinme kabinine gittim ve mayoyu giydim ve tamda düşündüğüm gibi aşırı seksiydi. Göğüs dekoltesi çok fazlaydı. Yani şöyle açıklayabilirim GÖĞSÜMDEN GÖBEĞİME KADAR İNEN BİR DEKOLTESİ VARDI ! Bunu nasıl seçmişti?
Dışarı çıktım ama oldukça utanıyordum. Dekoltemi saklamaya çalışıp aynı zamanda Erkan'a sinirli bakışlar atmak çok zordu. Ben geldiğimde o çoktan şortunu çıkarmıştı. Benim geldiğimi görünce bakışlarını bana çevirdi ve bütün vücudumu inceledi. hafiften rahatsız olmuştum ama bir şey demedim.
Ben yavaşça denize girmeye çalışırken Erkan bir anda atlayınca tabi ben de sırılsıklam olmuştum. Ben ana avrat küfrederken o bana kahkaha atıyordu . Sonra kahkahasını kesti ve yine bana uzun süre bakmaya başladı ve sonra yine düz bir suratla arkasını döndü ve suya daldı.
Ben daha çok sığ taraflarda yüzerken Erkan derin taraflarda yüzüyordu. Birden ayaklarımdan derinlere doğru çekilmeye başladım. Tabi salak ben su altında çığlık atmaya çalışınca bütün su ağzıma girdi ve gözlerim karardı.
++++++++++++++++++++++++++++++
++++++++++++++++++++++++++++++
Gözlerimi açar açmaz öksürmeye başladım. Ne olmuştu bana? Erkan dudaklarımı benim dudaklarımdan çekmiş iyi olup olmadığımı kontrol ediyordu. Etrafıma baktığımda kalabalığın bana baktığını fark ettim. Ne olmuştu?
"İyi misin? "
Diye sordu. Endişelenmiş gözüküyordu. Ona cevap veremedim çünkü kulaklarım uğulduyordu. Daha birçok kelime söylemişti ama hiçbirini anlamamıştım. Daha iyi olduğumu görünce beni kucağına almıştı ( en azından artık baygın değildim ) ve kalabalıktan uzaklaştırıp boş bir şezlonga götürdü.
Şu anki pozisyonum dolayısıyla zaten öküz gibi dekoltesi olan mayom iyice açılmıştı. Ama Erken sadece gözlerime bakıyordu. Bu beni istemsizce gülümsetti.
"Ne oldu? "
Suçlu edasıyla gözlerini kaçırıp,
"Benim suçum" , dedi.
"Sadece şaka yapmak istemiştim. Senin boğulacağını düşünmemiştim. "
"Beni ayaklarımdan sen mi çektin? "
Yaramaz bir çocuk gibi başını salladı. Bide size önceden bahsetmişmiydim bilmiyorum ama ben sinir hastasıyım. Şöyle ki birine kızınca gözyaşlarım akar ama bu herkese olduğu gibi bir göz dolması değil. Benim gerçekten o kadar fazla göz yaşım akıyor ki ve sinirlerim uyuştuğundan dolayı hareket edemiyorum ve konuşamıyorum.
"Ahh hayır çok özür dilerim. "
"Ölebilirdim... "
Dedim adeta fısıldarcasına. Sessiz kaldı. Ama ölmedin diyecek kadar arsız biri değildi. Zaten öyle insanları hiç sevmezdim. Beni yalnız bıraktı çünkü bu tür nöbetler geçirdiğimde yalnız kalmam gerektiğini biliyordu ama yinede köşeye geçip kendime zarar vermediğimden emin olmak için beni izlediğini biliyordum.
Huuu. Sakinleşmem lazım...
+++++++++++++++++++++++++++++
+++++++++++++++++++++++++++++
Gözlerimi aştım. Yine odamdaydım. Kilolu olduğum söylenemezdi. Ama taa sahilden benim evime taşımakta kolay değildi . Ama sonra bir şey dank etti. Üzerimde pijamalarım vardı! Hemen doğruldum ve yanı başımda bir not gördüm
Selam. Şey ,üzgün olduğumu
söylemek istiyorum. Gerçekten
olayların böyle sonuçlanabileceği aklıma gelmemişti. Kıyafet konusunda endişelenme. Zeynep yardım etti.Umarım beni affedersin.
ERKAN :)