eight

254 12 2
                                    

*Selena'nın ağzından*

Sabah kalktığımda başım biraz ağrıyordu. Kollarımda birini hissedince kim olduğunu merak edip kafamı aşağıya eğdim. Demi'yi görünce şaşkınlıktan ağzım açıldı.
O uyanana kadar biraz yüzünü incelesem fena olmazdı uyandıktan sonra da neler olduğunu sorardım.
Hatırladığım en son şey Demi ve Ari'nin opusmesiydi. Biraz öfkeyle suratını inceledim. Bana oranla daha büyük burnu, dolgun dudakları, çilleri...
Nedense şuan onu öpmek geliyordu içimden. Bu yüzden onu uyandırmaya karar verdim. Ona hala öfkeli olduğum için kolunu dürterek:
"Uyan artıık!" dedim. Hafif gözlerini araladığında
"Ne diyon?" diye mırıldandı.
"Uyan da dün bana ne olduğunu anlat." diye huysuzca konuştum.
Offlayarak kalktı ve banyo sandığım yere gitti. Su sesi geldiğinde orasının banyo olduğundan emin oldum.

Üzerime bakındıgimda değiştirilmiş olduğunu anladım. %1500 Demi değiştirmişti. Bu benim utançtan yerin dibine girmem için bir sebepti.
Yanaklarımın  kızardığına yemin edebilirim. Bu sırada Demi banyodan çıktı. Havluyla yüzünü kuruluyordu.
"Sende üzerini değiştir aşağı gel." dedi. Sonrada sanırım kızaran Yanaklarımı görmüştü ve
"Hayırdır sana iltifatta etmedim neden kızardın?" diye sordu. Bana soğuk davranıyordu. Ama o öpüşmeden sonra asıl soğuk davranması gereken bendim çünkü ben Joe'yu isteyerek öpmedim o ise resmen sömürdü. Bu yüzden
"Sanane!" diyerek tersledim.
"Tanrım, beni çıldırtiyorsun ufaklık ve benim evimde böyle yapmaya devam edersen kötü olur." dedi. Ben cevap veremeden çekip gitti. Bende sinirlenip çarşafı yere attım.
Sensin ufaklık diye geçirdim içimden. Ama sadece içimden. Çünkü duyarsa onunda dediği gibi bana kötü şeyler yapabilirdi. Gerçekten o çok tuhaf bir kız. Yani sadist gibi davranıyor ama içi çok iyi ve sempatik. Yani bence çünkü onu tam olarak tanımıyorum.
Ama şuan evindeyim ve aşağıya inmemi söyledi. Hızla bana çıkardığı kıyafetleri giydim. Bir kot ve "V" yaka beyaz bir tişört. Giyindikten sonra aşağıya indim. Salonda TV izliyordu. Yan koltuğuna yerleşip:
"Dün neler oldu?" diye sordum ciddi bir ses tonuyla.
"Joe ile herkesin içinde öpüştünüz." dedi sert sesiyle.
"Ben buna mecburum ve konu bu değil. En son seni Ariana'yla öpüşürken gördüm. Sonrası yok."
"Bayıldın." dedi umursamaz ses tonuyla.
"Ve sende beni evine getirdin." diye ekledim.
"Evinin nerde olduğunu bilmediğim için eğer bir daha bayılırsan o zaman sokakta bırakabilirim." bıkkınlıkla ofladi. "Ha birde mecburum derken?"
"B-bunu sana anlatamam. Aslında bakarsan hiç kimseye anlatamam. Gitmem gerek. Hoşçakal." kapıya doğru ilerledim. Tam kapının kulbunu elime aldığım da çevirecekken Demi diğer kolumu morartırcasına sıkarak kendine çevirdi beni. Yüzlerimiz fazla yakındı.
"Hiçbir yere gitmiyorsun!" diye tısladı. Gözlerim bir anlığına dudaklarına kaydı. Sonra ürkerek soran bakışlarımı gözlerine çevirdim.
Bir şey demeden beni çekiştirmeye başladı. Kolumun kangren olduğunu düşündüm. Daha fazla dayanamayarak:
"Kolum! Lütfen bırak." dedim acıyla.

Elini kolumdan çekti ve oluşan morluga endişelenerek baktı.
"Merhem getireyim." dedi.
İnsan bi özür diler, bi üzgünüm der.
Resmen hayvan. Hem canımı yakıyor hemde bir ozur bile dilemiyor. Az önce hayvanlara hakaret ettim.
Ben koltuğa oturduğumda o da elinde merhemle geri geldi. Yanıma oturup kutuyu açtı. Sonra parmağına bi miktar alıp koluma sürmeye başladı.
Yaymaya başladığında çok acıdığı için inledim. Daha yavaş yaymaya başladı.
İşi bittikten sonra kutuyu kenara koydu. Ciddiyetle yüzüme bakarak:
"Şimdi her şeyi anlatıyorsun." dedi tok bir sesle.
"Yapamam." dedim gözlerimi kaçırarak. Elini sertce çeneme koyup ona bakmamı sağladı.
"Anlat!" dedi sesini yükselterek.
"Anlatırsam ve o anlattığımı öğrenirse çok kötü şeyler olur."
"Öğrenmeyecek, bana güven." dedi güven verici ses tonuyla. Nedense ona güvendim ve anlatmaya başladım bir yandanda ağlıyordum. Konuşmam bittiğinde elini yanağıma koyarak hafifçe gözyaşlarımi sildi. Sanki dokunduğu yerler alev almıştı.
"O Joe'yu sikeceğim!!" diye kendi kendine bağırmaya başladı. Ayağa kalkıp bir kaç yastığı fırlattı. Sonra da yan odaya daldı. Sesler gelince bende ardından gittim. Odada kum torbasına yumruk atıyordu. O kadar güçlü ve sert atiyorduki benim bile elim acıdı.

Yanına gidip:
"Demi lütfen dur yalvarırım."
Durdu. Yüzüme bakıp "Bu  yumrukların 5 katını o pezevengin yüzüne gecireceğim."
"Sakin ol." dedim. Ona daha da yaklaşıp sarıldım. Şuan sadece sarılmaya ihtiyacım vardı. O da kollarını belime doladı. Biraz sonra içeri geçtik.
"Ona işkence çektireceğim, kardeşini de kurtaracağım. Sen endişelenme."
"Hiç tanımadığın biri için neden kendini tehlikeye atiyorsun?" diye sordum manasızca.
"Seni senden daha iyi tanıyorum. Marie." duyduklarımı hazmedemeyerek
"Bir dakika ne?!"
"Bosver, bir muddet burada kal. Evinde kalırsan gelip seninle birlikte olmak isteyecektir."
"Tamam ama beni nerden tanıyorsun?"
"Bosver dedim ya. En kısa sürede kardeşini bulacağım. Ben şimdi çıkıyorum. Miley 10 dakikaya burada olur." dedi. Üstüne ceketini geçirerek, çıkıp gitti.

Neler oluyordu cidden hiç birşey anlamıyordum. Ama aramızda görünmez bir bağ vardı. Beni tanıyordu. Ve bende ondan etkileniyordum. Ama biz diye bir şey asla olamazdı. Çünkü... Çünküsünü bilmiyorum. Sadece korkuyorum.

Kapı çaldığında delikten bakıp Miley olduğunu gördüğümde kapıyı açtım.
Hissiz bir biçimde içeri geçti.
"Demi nereye ne yapmaya gitti?"
"Şuan Joe'nun yerini öğreniyordur. Ve muhtemelen yarın onu bulup işkence çektirecek."
"Neden Joe'ya bu kadar nefret dolu?
"Neden mi? Kızım sen salak mısın? Gözünün önünde öpüştünüz bu Joe'yu öldürmesi için yeterli bir sebep."
"Ne yanı beni mi kıskaniyor??"
Soruma cevap vermeden mutfağa gitti. Bende peşinden gidip:
"Hala bir cevap alamadım?" dedim.
"Zorlama istersen." dedi.
Bunlar hepsi bu kadar sinir olmak zorunda mıydı?

*Demi'nin ağzından*

Selena herşeyi anlattıktan sonra resmen sinir krizi geçirdim. O Joe'yu bulduğum yerde sikecektim.
Bende onu bulmak için harekete geçtim. Evden çıkıp Miley'i aradım. Herşeyi anlatıp eve gitmesini söyledim. Sonrada Justin ve Nick' i arayıp depoya çağırdım.
Şuan depoda Nick'le beraber Justin'i bekliyorduk. 5 dakika sonra o da geldi. Onlarada herşeyi anlattım.
Justin:
"Ben Joe'nun adamlarından biriyle görüşüyordum bir ara her zaman gittikleri bir bar var. Oraya gidelim." dedi.
"Onlarda çıkışta bizi bebeği tuttukları yere götürsünler." diye ekledim.
Nick:
" Sen Joe'ya ne istiyorsan yap ama diğerlerini bize bırak ne zamandır adam dövmüyoruz." dedi.
Üçümüzde psikopatca bakıştık. Sonra da kahkaha attık. Biz gerçekten psikopattık.

For YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin