Çığlıklar atarak uyandım. Her gece kabuslar görüyordum, artık alışmıştım. Uyuyakaldığım koltuktan kalkarken acıktığımı fark ettim. Atıştırmalık almak için mutfağa giderken kapı çaldı. Kendi kendime mırıldandım. "Kim benim kapımı çalar ki?" açmadım. Bir daha çaldı, yine açmadım. Tanıdığım biri olsa bile açmayacağım kapıyı ona açmayacaktım, hayır.
"Hey, orada olduğunu biliyorum. Komşuların hiç evden çıkmadığını söylediler. Eğer açmazsan ölü olduğunu düşünüp, polis çağıracağım." dedi kapının ardından. Bu kimdi böyle? Psikopat olabilir miydi? Büyük ihtimalle.
"Yaşıyorum." diye bağırdım kapının arkasından.
"Kapıyı açmayacak mısın?"
Açmayacaktım. "Hayır, niyetim yok."
"Peki, bizde böyle konuşuruz." Sesi benim yaşlarımda birini andırıyordu. Yumuşak bir tınısı vardı. Tanıdık geliyordu ama onu tanımıyordum. Sesiyle kendine bağlayan tiplerden olmalıydı. "Serhat'la da konuşmuyormuşsun."
Konumuz Serhat mıydı yani? Bunun için mi gelmişti yani kapıma? "Konuşacak bir şeyimiz kalmadı. Ayrıca, çok değerli vakitlerimi bu saçma sapan şeyler için mi harcadın yani? Kapıyı açıp suratını dağıtmadan önce gitsen iyi olur." Vay be, iyi tehdit etmiştim. Yabancılarla konuşmayalı bayağı asileşmişim.
"Hemen sinirlenme. Aslında konumuz bu değildi. Başka bir şey için geldim." dedi aceleyle.
Ne olabilirdi ki? Ayrıca tanışmıyoruz bile. "Aydınlat beni."
"NESA'dan geliyorum." oh, hayır, hayır. Şimdi olmaz, hayır."Seni aramızda görmeyi çok istiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon
Romance"Aslında beni daha önceden tanıyordun." dediğinde aklıma daha önce konuştuklarımız geldi. "O olayı hatırlıyorsun değil mi? Olaydan sonra hastaneye yattın. Kısa süreli bir hafıza kaybı yaşadın, bazı hatıraların geri gelirken bazıları gelmedi." Rengin...