Bir: "Yalnız"

229 18 5
                                    

Bu konuyu böyle konuşamazdık. "Biraz bekle." dedim ve odama gittim. Üstümü bir çırpıda değiştirdim, salona bir göz gezdirdim ve kapıya geri döndüm. "Hala orda mısın?"

"Evet." Kapıyı açtım. Kocaman gülümseyen kocaman bir kafa vardı karşımda. Elimle içeri girmesini işaret ettim. Yanımdan geçerken üstümü gösterek, "tarzın güzelmiş," dedi. Hani acele işe şeytan karışır derler ya, çok doğru bir söz. Altımda kot pantolon, üstümde pijama üstü.

"Saol." dedim gözlerimi devirip. Koltuklardan birine oturduğunda, "Anlat hadi," dedim.

"Çok misavirperversin." dediğinde ona bir bakış attım. "Tamam. Konumuza gelirsek, beni seni ikna etmem için görevlendirdiler. Biliyorsun, seni ikna edemezsem benim işimi bitirirler. Daha önce böyle bir şeyle karşılaşmış olmalısın."

Kafamı salladım. "Yenisin, değil mi?"

"Hayır, aslında değilim." dediğinde kaşlarımı çattım. "Güvenlerini zedeleyecek bir şey yaptım. Bana yeniden güvenmeleri için seni ikna etmem gerekiyor."

Bu onların sürekli başvurduğu yollardan biriydi. "Sana kolayını vermişler."

"Bu seni ikna ettiğim anlamına mı geliyor?" dedi kaşlarını kaldırıp.

"Neden daha zor bir görev vermediler? Sana güvenlerini yitirmişler, böyle kolay bir görevi vermeleri saçmalık." dedim merakla.

"Bu görev için sebepler vardı."

Daha da meraklanıyordum. "Ne gibi sebepler?"

"Sana söyleyemeyeceğim birkaç sebep işte." dedi önemsiz bir şeymiş gibi. Bunu yapmak zorunda mıydı? Beni meraklandırmış ve sonra susmuştu. Madem sebeplerin söylenmeyecek kadar gizli o zaman neden onlardan bahsediyorsun?

"Git evimden." dedim kararlılıkla. Onu şaşırtmıştım. Bakakalmıştı. "Sana diyorum, defol evimden." Ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Gittiği yer kapı değil, koridordu. "Nereye gittiğini sanıyorsun sen?" beni duymamazlıktan geliyordu. "Pis ajan bozuntusu, siktir git evimden!"

Beni duvarla arasına aldı. Canım acımıyordu ama acıyormuş gibi sesler çıkardım. "NESA'dakilere benzemem ben. Bunu aklından çıkarma." dedi ve beni bırakıp kapıya yöneldi. Yere düşerken son duyduğum ses kapının gürültülü sesiydi.

Hayatımı mahveden şey bir ajan olmamdı. O berbat işime geri dönemezdim. Yaşadıklarımı unutup tekrar başlayamazdım. Yeni bir başlangıca hazır değildim.

Şuan emin olduğum tek şey vardı: Onun peşimi bırakmayacağıydı.

Kapı çaldığında onun olduğu korkusuyla odama koşmuştum ama onun olmadığına karar verince kapıyı açmaya gittim. O değildi, bu binada oturan bir teyzeydi. "Kızım iyi misin? Sana bir şey mi yaptı o adam?"

Evimi öğrenmişti. Peşimi bırakmayacaktı. Beni ikna etmek için bu teyzeye bile zarar verebilirdi. Gözlerimin dolmaması için aceleyle cevap verdim. "İyiyim, biraz kavga ettik o kadar teyzeciğim. Eski bir arkadaşımdı."

Gülümsedi. "Anladım canım. Bir sorun olursa yan dairendeyim. İhtiyacın olduğunda kapım her zaman açık." dedi ve evine girdi.

Eğer bir ajansanız, gizli kalmak için ailenize bile yalan söylersiniz - tabi varlarsa. Hayatınız yalandır. Düzenli bir ilişkiniz olmaz, dostlarınız olmaz. Yalnızsınızdır. Bir sorununuz olduğunda tek başınıza çözmelisiniz. Bu işte kimseye güvenemezsiniz.

Ailem yaşıyor olsaydı hayatım daha iyi olabilirdi. Yalanlarla yaşamak zorunda kalmazdım.

Benim hikayem ailemin öldüğü gece başlıyor. Henüz 9 yaşındaydım. Teyzemlerde annem ve babamın gelmesini bekliyordum. Çok iyi hatırlayamıyorum ama teyzem telefonda annemle konuşuyordu galiba. Neden gelmediler diye teyzemin yanında mırıldandığım için onları aramıştı. Annem konuşurken birden çığlıklar atmaya başlamıştı. Teyzemin korku dolu gözlerini hatırlıyorum, hiç unutamadım. Kötü bir şeylerin olduğunu bilmek ama bunu durdurmak için hiçbir şey yapamamak... Kendimden çok teyzeme acıyordum.

Annem ve babamın ölümünden birkaç gün sonra herkes kendi hayatına dönmüştü. Ben anneannemlerde ya da teyzemlerde kalacaktım. Anneannemlerde kalmayı tercih ettim. Teyzemi görmeye dayanamıyordum. Onu gördükçe gözlerini hatırlıyordum. Onu görmek işkenceden farksızdı. Bir gece tıkırtılara uyandım. Odamın camında bir adam vardı. Korkmuştum ve hemen yatağın altına saklanmıştım. Sanki oraya saklanırsam beni bulamayacakmış gibiydi. Buldu. O günden sonra ailemi hiç görmedim. Ta ki  NESA'dakilerden onların beni hala aradıklarını duyana kadar. Gizlice araştırmaya başladım. NESA'dakiler öğrenirse kötü şeyler olurdu - ki öğrendiler de. Hayatım alt üst olmuştu. NESA'nın ileri gelenleri benim ailemi araştırdığımı öğrenmiş ve sevdiklerime zarar vermişti. Kuzenlerimi ve yeğenlerimi benim ve teyzemin gözü önünde öldürmüşlerdi.

NESA'daki yolculuğum ölümle başladı, ölümle bitti. Dönmeyecektim. Bir ölümü daha kaldıramazdım. O ajan umurumda bile değildi. 

LimonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin