2. Bölüm- Okul

23 8 8
                                    

Multimedia Ada. Umarım beğenirsiniz. Vote atmayı unutmayın.



Gözlerime gelen güneş ışınlarıyla uyandım. Uyandırıldım demem daha iyi olur. Hatice abla perdeyi açmış uyanmamı bekliyordu. 
"Günaydın Lina. "

"Günaydın Hatice abla."

Hatice abla bizim evde çalışan bir kadındı. Onu çalışan biri olarak görmüyordum, o benim için olmayan ablamdı.

"Kalk hadi bugün baban seninle kahvaltı yapmanı istiyor." Ofladım. Babamla aram o günden beri çok iyi değildi. Beni hayatımda annemden sonra en çok önem verdiğim çocukluk aşkımdan ayırmıştı. Tabi annem bizi bırakana kadar. Bizi bırakıp başka bir hayat kurduğunda ona olan sevgim bitip nefretim başladı. Hangi anne çocuğunu başka bir adam için bırakıp giderdi ? Benim annem. Babamın suçu vardı annemin bizi bırakıp gitmesinde. Gittiğinde sesini bile çıkarmamıştı. Hatta geri gelmemesini bile söylemişti.

Yataktan kalkıp odamda bulunan banyoya gittim. Kısa bir duş alıp dişlerimi fırçaladım. Saçımı taradıktan sonra gardırobumun önüne gittim. Üstüme dantel detaylı göbek açık tişörtümü altıma da siyah şortumu giydim. Siyah vanslarımı da giydikten sonra çantama bir defter ve kalem kutumu koydum. Odamdan çıkıp merdivenlerden inerek çoktan kahvaltıya başlamış olan babama bakmadan sofraya oturdum.

"Günaydın." dedi babam kalın sesiyle. Ona dönmeden "Günaydın." dedim.

"Bugün okulun ilk günü öğretmenlerinin istediklerinin listesini Hasan amcana verirsin. Son olarak seninle konuşmak istediğim bir konu var. "

" Kendi ihtiyaçlarımı kendim alabilirim. Ne konuşmak istiyorsun?"

"Verirsin dedim. Deni-"

"Deniz mi?!" derken konuşmamızı babamın telefonu böldü. Bir erkek sesi duydum.

"Neden?...Tamam...Kısa kes...sen bilirsin...gelince konuşuruz. "

"Deniz mi dedin sen? Ne olmuş Deniz'e? Kimle konuştun?"

"De-Deniz demedim. Şirketten aradılar gitmem gerek. Okula geç kalma. Seni seviyorum." dedi konuşmama fırsat vermeden başımdan öpüp evden çıktı. Of bu kahvaltı da yalan oldu diye söylenerek sofradan kalktım. Çantamı alıp Hatice ablaya seslendim "Ben çıkıyorum." Ardından Hatice abla "İyi dersler Lina." dedi. Evden çıktıktan sonra siyah Audi A7'nin yanındaki Hasan amcaya günaydın diyip arabaya bindim.

Okulun önüne geldiğimizde kolay gelsin diyerek arabadan indim. Telefonumun sesini duyduktan sonra cebimden çıkarıp ekrana baktım. Begüm arıyor.

"Ha gülüm"

"Lina okula yeni çocuklar gelmiş sen 11-B'desin aynı sınıftayız. Sınıfta 2 tane taş çocuk var çabuk gel." diye heyecanlı heyecanlı anlatan Begümün sesini duyunca ister istemez gülümsedim. Dalga geçerek "Sakin ol geliyorum bana da ayır."dedim ve telefonu kapatım. Okulun bahçesine girdiğimde kısaca etrafa göz gezdirdim. Sayer Koleji tabelasına bakarak içinden 'Hadi bakalım yeni okul dönemimiz hayırlı olsun' diyerek iç geçirdim. Sonra omzumda hissettiğim acıyla yere düştüm. Pardon uçtum demem daha uygun olur. Sinirle yerden kalkıp bana çarpan aygır kim diye baktım. Ah böyle aygır mı olur. Bildiğin taş hayır hayır kaya çarpmış bana. Esmer, kaslı -yere uçmamın sebebini anladım- 'Ben çok yakışıklıyım çekilin yolumdan' diyen çocuğun yüzüne baktım. Kahverengi gözleri bana 'ne vardı' edasıyla bakıyordu.

"Yavaş olsana be" diye çemkirdim.

"Ne bağırıyorsun kızım ya kulağımın zarı patladı. Alt üstü çarptım sen hemen kendini yere attın." demesiyle kaşlarımı çattım.

"Bu mu alt üstü çarpmak ya yere uçtum resmen insan bir özür diler öküz!" dedim ve omuz atarak koşar adımlarla sinirden ayaklarımı yere vura vura okula girdim. Hızla üst kata çıktım. 9.sınıftan beri burada okuduğum için sınıfımın yerini biliyordum. Öğretmenler odasının yanından geçerek sınıfıma girdim. Sınıfın içerisine göz gezdirdim ve arkada oturan Begüm'ü gördükten sonra ona doğru yürüdüm. Yanına oturdum.

"Bu ne surat kızım ne oldu yine mi Burak ?" Burak, beni okula geldiğimden beri peşimde koşan kızların hayran olduğu kısaca popüler çocuktur. O çocuktan az çekmedim.

"Yok be keşke Burak olsa. Hayvanın biri bana omuz attı yere düş-"

"Kendini yere attı."dedi tanıdık bir ses. Ah lanet olsun! Ben o çocukla aynı sınıfta olamam. Yakışıklı olsa da hayvanın biriydi. Hemen ayağa kalktım üstüne yürüdüm.

"Hayvan kısmını kabul ediyorsun yani?"dedim işaret parmağımı uzatarak ona doğru bir adım attım.

"Kendini yere attığını kabul ediyorsun yani?"dedi ve bana bir adım attı. Sinirden üstüne atlamaya hazırlanırken bir kişi bizi iki eliyle ayırdı. Kim diye saçı dağınık kumral çocuğa baktım.

"Hey! Gençler okulun ilk günü cık cık cık yakıştıramadım. Ben Berkay bu arada memnun oldum. Hadi ayrılın."dedi sevecen sesiyle bana uzatan eline baktım. "Bende Ada." dedim ve elini sıktım. Dönüp sırama yürürken duyduğum sesle olduğum yerde dondum.

"Bende Deniz memnun oldum Ada!"

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin