1.Bölüm- Eskiler

40 13 14
                                    


İlk bölüm ve eski zamanı anlattığım için kısa oldu kusura bakmayın. Diğer bütün bölümler uzun olucak. Vote ve yorum atmayı unutmayın. Umarım beğenirsiniz.



10.04.2007

Arka bahçemizde çimlerin üstüne uzanmış sohbet ediyoruz. Ben onun kahverengi gözlerine bakıyorum, o ise bir şeyler anlatıyor. O'nu çok seviyordum. Belki de aşıktım. Her günüm onunla geçiyordu. Onsuz bir gün hayal edemiyordum.

''Baş parmağını getir.'' Dedi. Anlamadığımı belli eden gözlerimle ona baktım.

''Ne oldu ?'' dedim kaşlarımı çatarak.

''Parmağına 'D' çizeceğim jilet ile sende benim parmağıma 'L' çizeceksin'' dedi elindeki jileti göstererek. İlk başta korktum ama sonradan onun canının yanacağını düşündüm.

''Neden ki? Hem senin canın yanar.''

''Bana bir şey olmaz. Şimdi parmağını getir, acırsa söyle yavaşça yapacağım.'' Başımı salladım. Jilet parmağıma değdiğinde ürperdim. Yavaşça çizmeye başladı. İlk biraz acıdı fakat sonra alıştım. Jiletle geçtiği yerlerden azıcık kan gelmişti. Korktum fakat umursamadım. O olduğu sürece benim canımın yanmasına izin vermez. İşini bitirdiğinde parmağımda kanlı 'D' yazıyordu.

''Sıra sende.'' Dedi o aşık olduğum sesiyle.

''Tamam.'' Dedim ve jileti elime aldım. Canının yanmamasına özen göstererek yavaşça başladım çizmeye. L'nin çizgisini atmıştım. Baktığımda yavaş yavaş kan gelmeye başlamıştı. Sanki bedenlerimiz birbirine bağlı gibi benimde canım yanmaya başlamıştı. Son  çizgiyi attıktan sonra merak ettim neden böyle bir şey yaptığımızı.

''Neden böyle bir şey yaptık ki ?''dedim başımı onun omzuna dayarken.

''Birbirimizin isimlerini sonsuza kadar yaşatalım diye.''

''Nasıl yani ?''

''Birbirimizi ne olursa olsun unutmayalım diye yaptık.'' Dedi kısık bir sesle.

''Ben seni unutmam, unutamam.''dedim. Elini yanağıma koydu.

''Bende.''dedi genç adam umutsuzca. Lina bilmiyordu onları ailelerin ayıracağını ama Deniz biliyordu. Bununla günlerdir acı çekiyordu.

15.04.2007

''Bugün doğum günüm!'' dedim sevinçle, bağırarak. Babama baktığımda yüzü asıktı. Gözlerimi kıstım. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Babamın eline kaydı gözlerim, valizlerimiz vardı. Ne olduğunu bilmediğim halde gözlerimden yaşlar gelmeye başladı. Babamın yanına gittim.

''Baba bu valizler ne ?! '' dedim bağırarak.

''Kızım buradan gidiyoruz.'' Dedi. Ağlamaya başladım.

''Bana bunu nasıl yaparsın baba hemde doğum günümde ?'' dedim onun göğsünü yumruklayarak. Annem ben küçükken başka bir adama aşık olup bizi terk etmişti. Bu evde. Beni babamla yalnız bırakmıştı. Beni küçük yaşta annesiz bırakmıştı. Bunları hatırladıkça daha çok ağlamaya başladım. Babamın fikrini değiştiremezdim. 8 yaşındaki bir kızdım. Babam benim sözümü dinlemezdi.

''Ben gelmiyorum.'' Dedim.

''Uzatma! Gidiyoruz. Deniz'le vedalaşsan iyi olur. Çünkü bir daha onu göremeyeceksin.''dedi bağırarak. Sinir krizi geçirecektim. Arkamı döndüm ve koşarak kapıyı açtım dışarı çıktım. Deniz'i evimizin önündeki parkta gördüm. O beni görmemişti. Ağlıyordu, sessizce. Gözyaşlarım şiddetlenmeye başlamıştı. Koşarak yanına gittim.

''Neden ağlıyorsun ?''

''Siz gidiyorsunuz buradan değil mi?''dedi hıçkırarak. Biliyormuş. O biliyormuş. Gideceğimizi.

''Neden bana söylemedin?''dedim sakin olmaya çalışarak. Çünkü ayrılığımızın böyle olmasını istemiyordum.

''Üzülmeni istemedim. Senin akıttığın her bir gözyaşı benim ömrümden alıyor.''dedi. Sarıldım ona.

''Seni seviyorum. Seni asla unutmayacağım.''dedim sessizce.

''Bende, bende.''dedi ve sarıldı. Sarılışına karşılık verdim. Sarılışımızı babamın sesi böldü.

''Hadi Lina gidiyoruz.'' dedi sertçe. Sımsıkı sarıldım. Yanağından öpüp koşarak babamın yanına gittim.




TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin