Onu ilk gördüğümde on beştim. Bir ağacın altında ot çekip, şarkı söylüyordu. Her şey üzerine yemin ederim ki ona şuan tapabilirdim. O tatlı dudakların, kumral dalgalı saçların, kısa gür kirpiklerin, soluk ve boş gözlerin. Kusurun; kusursuz olmandı.
Onu ilk öptüğümde on altıydım. Çok konuşuyordum. Dinlemeye ihtiyacım vardı. Ve sen Mary Jane gibiydin.
İlk aldattığında on yediydim. Bana yalan söylememeliydin. Kalbim kırılır, lütfen bunu söyleme. Güneş ortaya çıkıyor ve ben daha çok üşüyorum. Biliyorum, aşık oluyorum ve yapabileceğim sadece bu.
Onunla ilk seviştiğimde on sekizdim. Bana orada dokunmanı istemiştim. Nefes alır gibi hissettirmeni, tekrar insan yapmanı. Oda iki kişiye uygundu. Yatak çürümeye yüz tutmuştu. Gece boyunca dans etmiştim. Bir votka ve sprite vardı. Siluetlerin belirtisi... Asla unutmayacağım tek gece.
İlk kez ölmek istediğimde de on sekizdim. Hasta ve bunu kabullenemeyecek kadar gururluydum. Hastaydım ve sen bunu kabullenemeyecek kadar korkaktın.
Bugün on dokuzum. Cennet için küçüğüm.
Sanırım cehennemi buldum. Sanırım farkına vardım hiçbir şeyim olmadığını. Sulugöz olmak istemiyorum. Biz öleceğiz. Ve sen dedin ki :
"Öldüğünde güzelsin."Sanırım aşkı buldum...
SAMOBEJECA