(Multimedya James Maslow'un aldığı sevgili bileklikleri)
Lucy'nin ağzından
Lokantanın önüne geldiğimizde James arabayı bi yere park etti. Ve önce kendisi indi sonrada benim kapımı açtı. VE bende indim. "James burası ne kadar güzel bi yer böyle" dedim başını sallayarak karşılık verdi. Sonra da onun koluna girdim ve lokantaya girdik. Burada her şey vardı. Fast food yemekler bile vardı. James önceden bize yer ayırttırmıştı. Düşünceli sevgilim benim. Bi masanın önüne geldik ve benim oturmam için sandelyeyi çekti. Oturduktan sonra da itti. Ve en sonunda kendisi de oturdu. Sonra da zaten garson geldi. Ve bize menüyü verdi. Menüye hayranlıkla bakıyodum. Çünkü sayfalar doluydu ve bissürü adını bilmediğim yemek vardı. Ama ben yinede spagetti söyledim. James'de spagetti söyledi. Çünkü ikimizin de bu menüde adını bildiği tek yemek spagettiydi. "James bunların hepsini sen ayarladın diğil mi?"
"Elbette hadi ama bana inanmıyomusun" dedi. "İnanıyorum tabiki " dedim. "Herneyse hadi konuyu değiştirelim Lucy senin doğum günün ne zaman ?" Diye sordu. Neden sorduğunu merak ediyodum acaba bana sürpriz mi yapıcaktı. "18 şubat seninki ne zaman?" Dedim. "16 temmuz " dedi. Resmen konuşucak bi konumuz kalmamıştı. Ama zaten yemekler geldi. Ve ikimizde yemeğe başladık. Yedikten sonra James yine bi konu açtı. Ve yine konuşmaya başladık ama bu seferki konumuz çok komikti. Ve biz baya güldük. Ve konışurken fark ettim ki saat baya geç olmuştu. Biz çıktığımızda saat 8'di şimdi ise 9.30 olmuş. Biz yine konuşurken hesap geldi ve James hesabı ödedikten sonra lokantadan çıktık. Arabaya bindik bn eve gidiceğmizi zannediyordum ama James evin yolundan başka bi yola girdi. "James nereye gidiyoruz beni eve bırakmıcak mısın sevgilim?"
"Lucy elbette seni bırakıcam ama önce sana küçük bi sürprizim var sevgilim ve sakın ne sürprizi diye sorma gidince görürsün" bende ağzımı hiç açmadım çünkü ona onun bana söylediği şeyleri söylicektim. Bi beş dakika sonra James arabayı durdurdu. Ve arabadan indi. Tam karşımızda deniz vardı ve yanımızda da bi bank vardı. Vay canına deniz karanlıkken ne güzel gözüküyodu. Sonra James kapımı açtı ve " Lucy seninle konuşmam lazım ve konuşmak için burayı seçtim" dedi. Bende kafa salladım ve çantamı arabada bırakarak gidip banka oturdum. James'de yanıma oturdu. Benimle ne konuşucanı merak ettim. Ve sözü başlatan ben oldum. " James benimle be konuşucaksın hadi söyle meraktan çatlıycam artık. " James'de " bak Lucy merak ettiğim soru şu ki ben nerdeyse sen Palm Woods'a taşındığından beri senin peşinde dolandım. Ve sen çıkma tekliflerimin hiç birini kabul etmedin. Ama bi gün gelip beni sevdiğini söyledin bu nasıl oldu?" Dedi hiç beklemediğim bi soru sormuştu bana. Ama cevaplamaktan çekinmicektim. " bak ben Palm Woods'a taşındığından beri gözümün önündeki büyük şansı göremedim ve aklım başıma sonradan geldi. Aslında senin sonradan beni sevdiğini düşünüyodum. Ve seni kaybetmekten korkuyodum. Yani seni sevdiğimi seni kaybettikten sonra anlıycağımdan korkuyodum. Anla işte kaybedince anlamaktan" James bana yavru köpek bakışı atıyodu. " şey tamam ama sen beni kaybetmedinki hala yanındayım ve hep yanında olucam" dedi ve bana sarıldı ben de ona sarıldım. "Ahh nerdeyse unutuyodum. Lucy al bu senin için" dedi ve bana siyah bi bileklik uzattı.bilekliğin üzerinde yarılmış bi kalp parçası vardı. Ve james cebinden aynı bileklikten bi tane daha çıkardı. Ve bu yarı da kalbi tamamlıyodu. James kalbin bi yarısını benim bileğime taktı. Diğerinide kendi bileğine " bu yarım kalpler bir araya gelince bi kalbi oluşturuyo aynı sen ve ben gibi. " dedi. Ben çok mutluydum. Çünkü bu hayatımın en güzel anıydı. Ve daha fazla daynamazdım. En sonunda James'i öptüm. Dudaklarından ayrılınca da kendi bilekliğimi taktım ve " biliyo musun bence biz bu bileklikleri asla çıkarmayalım sevgilim " dedim. O da anlamış olucak ki. Kafasını salladı. Sonra ben kafamı James'in göğsüne yasladım. O da kafasını benimkinin üstüne koydu. Ve işte James'in bana mutluluk vermesinin bi kanıtı da buydu...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybedince Anlarsın...
FanfictionSürekli seni seven bi çocuk ama onu arkadaş olarak gören sen o kişi ne kadar dayanır ki?? Sonunda elbet senden vazgeçicektir.. Ama sen onun değerini kaybedince anlarsın malesef kii...