Bölüm 2 'Komşu mu?'

919 29 1
                                    

Multi:Özgür

Yutkundum.
"Sanırım dediklerimi anladın. "

O sırada içeri giren keltoş dikkatleri üzerine çekti.

"Özgür Hocam. Bir sorun mu var? "

Koca göbekli keltoş, bir süre beni süzdükten sonra " Olmaması saçma olurdu zaten" diyip koltuğuna yayıldı.

Özgür Hoca demek.

Kıl matematikçi önce bana sonra müdür bozuntusuna bakarak," Hocam derse geç kaldı. Gereken uyarıyı yaparsınız . "

Keltoş gözlüğünü silip " Sadece geç mi kaldı?"dedi.

"Evet Müdür Bey. Sadece geç"  İmalı bakış mağduru olmuştum adeta.  Vay bu arada beni korudu mu o ? Yok lan fırtına öncesi sessizliktir bu.

"Bu da bir gelişme. Aferin Hazalcığım. Babana selamlar, şimdi çık."

Gözlerimi devirip odanın dışına attım kendimi. Hemen ardımdan gıcık herifte çıktı. Yüzüme bile bakmadan ilerleyişini izlerken ne bok yiyeceğimi dişünmeye başladım mantıklı olarak. Adamın elinde büyük koz var abi ! İstese canımızı okur,karakolluk oluruz. Bir de arkadaşıymış,vay şansımızı...

"Bu ne surat kız  ? Noldu? " Eroş ve  Sinem'in kapının önünde olduğunu bile görememişim.

"Naptı o haşin yakışıklı ?" Bak şu Eray'a ya ! Bir de sırıtıyor pişkince.

"Sıçtık gençler." Koridordaki mavi koltuklara attım kendimi.

Sinem bakışlarını üstüme sabitleyerek,"Ne demek sıçtık ? Sen hiç bir hocayı sallamazdın noldu ?"dedi.

"Sinem bu kez öyle değil. Adam Mustafa Hoca'ya yaptıklarımızı biliyor."

İkisininde rahat tavırlarından eser kalmadı tabi. Surat ifadeleri donmuş, gözleri üzerime mıhlanmıştı.

"Nasıl ? Ne demek biliyor!" Diye soludu Eray.

"Arkadaşıymış. Eğer uslu olmazsam bana rahat yokmuş. Tehdit etti bildiğiniz."

Eray telaşlıca ayağa kalkıp elini başına koydu. "Ee napcaz biz yaa ? Ay şu genç yaşımda güzelim,özelim ben. Mapus köşelerinde heba olamam !"

"Merak etme Eroşum bizde ona bırakacak pabuç yok! Yaklaşın,gardımızı alalım."

Bir süre plan-strateji tezleri ürettikten sonra her zamanki neşeli ve elbette havalı halimizi takınıp sınıfa ilerledik.

Bugün başka ekşın yaşamamışık doğrusu. Kıl hocayı soracak olursanız,bir daha görmemiştim.

Zil çaldığında çantamı sırtıma geçirip huysuzca gıybet time yapan Eroş'u bekledim. Sinem'de hazırlanıp koluma girdi.

"Hadi Eroş afyonumuz patladı ! "

"Ay dur geliyorum." Kızlara dönüp,
"Devamını yarın anlatırım sürtük ruhlular." Diyip yanımıza geldi.

"Yani bir ağız tadıyla dedikodu yaptırmadın Hazoş."

"Bizle yaparsın lan. Ben kankalarımı başkalarına yar etmem" diyip sağ koluma da Eray'ı takıp çıkışın yolunu tuttum.

"Hazal."

Arkamı döndüğümde erkek afetiyle karşı karşıyaydım. Okulun en tatlı, en karizmatik oğlanı Mert. Niye mi karizmatik ? Tahmin ederisiniz ki basketbol takımının kaptanı.

"Oo Mert. Göremedim bugün seni"

"Aynen ilk tenefüs geldim ama yoktun. İyi misin ?"

"Gayet iyiyim canısı."
Havalı bir gülüş lütfedip,"Güzelleşmiş misin sen ?" Dedi.

ÖĞRETMEN Mi ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin