Kalp kırıklarının sesi duyulur mu parçalanırken? Bakışlardan kayar mı derinlere? Peki ya hayal kırıklığı? Senin dünyan dururken hayat devam mı eder yoksa?
Harper'ın sözlerine aldırış etmeden atlayıp geldim bu lanet olasıca yere. Kokuşmuş insanları birer birer atlayıp karşılaşacağım manzaraya doğru korkarak yürüdüm. Bir yanım kabul etmek istemiyordu olacakları. Biliyordum Zayn'ın burada olmadığını. O şuan evinde uyuyordu her zamanki gibi. Ne bana yalan söylemişti ne de ihanet etmişti. Yapmazdı o öyle bir şey. Yapamazdı.
Kalabalığı biraz daha yararak ilerledim. Yaklaşmıştım. Ama hiç bir şey olmayacaktı. Gazetelerdeki haberler sadece yanlış anlaşılmadan ibaret. Zayn'i görmeyecektim orada. Başka birisi olacaktı Zayn'e çok benzeyen.
Biraz daha ilerlediğimde o tanıdık kahkahayı duymamla olduğum yerde kaldım. Zayn elinde içki şişesiyle oradaydı. Tamam belki de sadece arkadaşlarıyla eğlenmeye gelmiştir. Sakince onun yanına giderken bir kızın ona doğru yaklaştığını gördüm. Öpüşüyorlardı. Olduğum yerde kaldım. Bu gördüklerim gerçek olamazdı. Bunu bana yapamazdı. Gözümü kapatıp açtım biliyordum halüsinasyondu bunlar. Gözlerimi açtığımda hala her şey aynıydı. Nasıl bana bunları yapabilmişti? Ya da ben nasıl tüm bunlara salak gibi inanabilmiştim. Buradan hemen gitmem lazımdı. Harper'ın sözünü dinlemeliydim. Buraya hiç gelmemem lazımdı. Arkamı dönüp yürümeye başladım. Ama yürüyemiyordum. Lanet olasıca ayaklarım hareket etmiyordu. Gidemiyordum. Başım hem fena ağrıyor hemde nerede olduğumu unutacak derecede dönüyordu. Birden bir elle geri çekilmemle ne olduğunu anlamadan arkama döndürüldüm.
"Melissa?"
Zayn bana şaşkınlıkla ve birazda acıyarak bakıyordu.
"Bırak beni!"
Ne yaptımı farkına varmadan kenardaki içki şişesini alıp aniden kafasına döktüm. Etraftaki herkes bana bakmaya başladı. Biraz daha döktüm kafasına. Benim hakkımda konuşmaya başlamışlardı şimdi. Sinirlenmiştim iyice.
"Noldu niye öyle bakıyorsunuz? Eğlencenize devam etsenize? Hiç mi deliren kız görmediniz?"
İnsanlara bağırıp duruyordum. Kendimi durduramıyordum adeta. Kenardan geçen garsonun elindeki içki şişelerini alıp kafama diktim. Bir yandan gülüyor bir yandan ağlıyordum. Gerçekten iyi değildim. İlk defa içmiştim. Üzüntüyü giderir sanmıştım. Öyle diyorlardı. Ama hiç bir şey olmuyordu işte.
Zayn birden beni çekiştirmeye başladı.
"Melissa bu kadar yeter. Kendini öldüreceksin bırak şunları!"
Kolumu ondan kurtarmaya çalıştım.
"Ben mi kendimi öldürüyorum? Ben zaten ölmüşüm. Beni sen öldürdün. İnsan iki kere ölür mü!"
"Melissa belli ki bir şeye sinirlenmişsin gel seni eve bırakayım sonra konuşuruz seninle."
Aniden ona tokat attım.
"Hala bana yalan söylüyorsun! Seni gördüm. O kızla öpüşüyordunuz. Hala neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun? Neden? Görmüyor musun halimi? Ha söyle!"
Zayn şok olmuş halde elini benden çekti. Beklemiyordu her halde gerçekleri göreceğimi. Saf Melissa'dan ne beklenir ki sonuçta! Biraz daha oynayacaktı benle. Şimdi kimle oynayacak acaba!
Onu bu haliyle bırakıp etrafı dağıtmaya başladım. Her şeyi dağıtıyordum. Kırıyordum, döküyordum. Ama hiç biri kalbimin acısını dindirmiyordu.
"Melissa yeter böyle yapamazsın bak özür dilerim ama böyle yapmaya hakkın yok."
"Özür dilerim mi? Sen özür dileyerek işlerin hallolacağını mı sanıyorsun ha! Kimbilir daha kaç kızı oyuncak yerine koyup aldattın. Ama ben oyuncak değilim anladın mı? Ben oyuncak değilim!"
Ona zarar vermek istiyordum. Onun canını benim canım kadar yakmak istiyordum. Kapıya doğru koştum. Bir araba vardı. Zayn'in arabası. Duvardaki çekici alıp arabaya doğru koşmaya başladım.
"Melissa dur ne yapıyorsun?"
Arabasını çiziyordum tabi canı yandı yazık. Çok üzüldüm.
"Merak etme sen yenisini alırsın. Senin için sorun mu? Aynı ben gibi değil mi? Bir kız gelir bir kız gider. Ama ben bu araba gibi sahte değilim anlıyor musun?!"
Arabasını çizmeyi bırakıp şimdi de tekmelemeye başlamıştım. Beni durdurmaya çalışacağını anlayınca arabaya binip gaza bastım. Ehliyetim yoktu. Araba kullanmayı bilmiyordum. Ama hiç biri önemli değildi onu mahfetmek istiyordum. Gözyaşlarımla arabayı sürerken etrafı göremiyordum. Ama daha da gaza bastım. Bu acıdan daha fazla acı olmazdı sonuçta. Beyaz bir ışık gördüm aniden. Çok parlıyordu net göremiyordum. Gözlerim kapanmadan önce hatırladığım tek şey arabaların çarpışma sesiydi.
*****
Tüm hakları saklıdır.
Merhaba arkadaşlar, Missing you ile sizlerleyim. Bu benim ilk kitabım değil fakat fanfiction olarak yazdığım ilk hikayem. Hatta en eğlenerek yazdığım kitap bile diyebilirim :d Sizlerin de seveceğini umuyorum. Vote verirseniz sevinirim. Yorumlarınızı da eksik etmeyin lütfen. Fikirlerinizi de yoruma yazabilirsiniz. Bir hatam, yanlışım varsa yorumlarda bana bildirirseniz memnun olurum.
Keyifli okumalar!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Missing You (1/D Harry Styles Fanfiction)
FanficMelissa Bostick; hayatını çok sevdiği Zayn'e adamış, aşkından gözü kör olan kız. Aldatılmaya maruz kalınca hayatı onun için duracak seviyeye gelir. Ama işler düşündüğü gibi gitmez. Tam her şey bitti derken kendini Harry Styles'ın farklı bir alanında...