•8•

101 14 17
                                    

trisibeat: James nerede kaldın

jamesmcvey: gelmeye çalışıyorum

jamesmcvey: burası çok kalabalık

trisibeat: James gelme

trisibeat: uçağa biniyoruz

trisibeat: yetişemeyeceksin

jamesmcvey: ah çok üzgünüm Tris

jamesmcvey: gelmiyorum bu durumda

jamesmcvey: döndüğünde görüşürüz

jamesmcvey: sonuçta hep burada yaşıyorsun benim de turum bitti hep buradayım

trisibeat: evet dönünce görüşürüz

trisibeat: telefonumu kapatmak zorundayım

trisibeat: hoşçakal

Beatrice koltuğuna geçtiğinde telefonunu uçak moduna aldı ve kulaklıklarını takarak 2 saatlik uçak yolculuğuna hazırlandı.

uçak İtalya'ya inerken babası onu uyandırdı. bulutların aşağısına inmişlerdi ve harika bir manzara vardı. uçak 20 dakika sonra yere indiğinde yaptığı ilk şey telefonunu açmak oldu.

jamesmcvey: Tris neyi fark ettim biliyor musun?

jamesmcvey: yanına gelecektim

jamesmcvey: ama daha nasıl göründüğünü bile bilmiyorum

jamesmcvey: bana resim at

Tris, James'in attığı mesajları okurken gülümsedi.

Ed Sheeran'ın Kiss Me şarkısı bir anda kafasının içinde çalmaya başladı. Gözlerine aşığım, ama beni henüz tanımıyorlar.

pasaport kontrolü yapılan uzun sıraya girdiğinde resim çekmeye çalışıyordu. sıra her seferinde ilerlediğinden ve annesi de onu arkada kalmaması için çekiştirdiğinden bir türlü fotoğrafı çekemiyordu.

sonunda pasaport işini hallettikten sonra fotoğrafı çekmeye karar verdi. sıradan çıktıklarında bagajları alacakları yere ilerlemeye başladılar. bagajlar henüz çıkmadığı için bekleme koltuklarından birine oturdu.

sonunda gülümsediği bir fotoğrafını James'e attı ve beklemeye başladı. nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu.

Beatrice dünya güzeli filan değildi. kahveye yakın koyu sarı saçları, normal kahverengi gözleri vardı. burnu minikti ve sevimliydi. James'in onu beğenmesini umuyordu.

bagajların sonunda verilmeye başlandığını annesi ve babası yerlerinden kalkınca fark etti.

annesi ve babası bavulları ona bırakıp ardından alışveriş yapmaya ve diğerlerine bir şeyler almaya gittiler. Beatrice ise hala James'in bir şeyler söylemesini bekliyordu.

resmini görmüş hatta ekran resmi çekmişti. resmi atalı neredeyse 7 dakika olmuştu ve hala cevap yoktu.

sonunda 8. dakikada mesaj attı.

jamesmcvey: bu gerçekten sen misin Beatrice

trisibeat: çok mu korktun

trisibeat: üzgünüm James dısmpcsnlgspcmspcöğs

jamesmcvey: hayır

jamesmcvey: bence çok güzel

trisibeat: yalancı

jamesmcvey: hayır gerçekten

jamesmcvey: gerçekten güzelsin

&&&
james'e jamo diyesim geliyor iyi değilim

JAMO NE SICNŞAFNLAND

kiss me [j.mcvey]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin