•18•

65 12 6
                                    

çocuk, ikisi için planlarını yapmıştı bile. şehirde biraz gezecek ve konser saatine kadar da zaman öldüreceklerdi.

London Eye sırasında beklerlerken bunu konuşuyorlardı. sıranın onlara gelmesi uzun sürmüştü çünkü tatil yüzünden şehir turist doluydu.

buna rağmen James, kızın nasıl yaptığını anlamadığı şekilde bir kabine sadece ikisinin binmesini sağlayabilmişti. muhtemelen önceden yer ayırtmıştı. yine de bunu sormadı.

London Eye'a yüzlerce kere binmişti. manzara güzeldi elbette ama asıl manzara kızın yanında dikiliyordu. ikisi de banka oturdular. kız çevresine bakınıyor ve ne zaman çocuğa kaçamak bakışlar atsa çocukla göz göze geliyordu. böyle bir durumda ise ikisi de sırıtarak bakışlarını başka tarafa çeviriyorlardı.

yarım saat sonra tekrar yere indiler. yan yana öylece yürürken ikisi de kendi kendilerine gülümsüyordu.

beraber bir restauranta girdiler. yemek yediler ve bolca sohbet ettiler. durmadan güldüler. kız, bir anda çantasından çıkardığı penayı James'e verdiğinde, çocuk da ona bu dünya üzerinde görebileceğiniz en güzel gülümsemeyi bahşetti. gerçekten mükemmeldi.

konser başlamadan 2 saat önce sıraya girdiler. sıra neyseki çok uzun değildi. içeri girdiklerinde James bir anda uzanıp Beatrice'in elini tuttu. Beatrice gülümsemeden edemedi.

kiss me [j.mcvey]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin