Bilincim açıldığında rahatsız bir biçimde gözlerimi araladım. Uyanma anından nefret ettiğim kadar birde Pazartesilerden nefret ediyordum ki bugün Salıydı. Olsundu. Salıdan da nefret ediyordum. Sonuçta Pazartesiye yakın bir gündü ve nefret etmemem için bir neden göremiyordum ben. Fakat bu nefret benim okula gitmeme nedenim olamazdı. Rahatsız bir şekilde yatakta doğruldum. Çok yorgun hissediyordum. Bu yüzden henüz çalmamış olan alarmımı kapatıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkamak yerine suyu açtım ve soyunmaya başladım. Pek iyi bir yerde kalmıyordum bu yüzden su soğuk akıyordu. Anlayacağınız duş vakitlerim pek eğlenceli geçmiyordu ve ben istesem de uzun kalamıyordum. Beş dakikalık soğuk bir duşun ardından iliklerime kadar ayıldığımı hissediyordum. Gerçekten soğuk bir duştu ve günümün geri kalan vaktinde de üzerimdeki ferahlığı sürdürmesini umarak dün gece çıkardığım kıyafetleri tek tek üzerime geçirdim.
***
Okuldan çıkmış, kütüphaneye gitmiş ardından yorgun bir şekilde eve dönmüştüm. Kültür derslerimden bir çok ödevim vardı ve ben hepsini bugüne bırakmıştım. O yüzden çantamı girişe bıraktığım gibi mutfağa girmiş Amerika da oldukça ünlü olan mısır gevreğinden çıkarıp bir kaseye doldurmuştum. Tadını beğendiğim yoktu sadece ucuzdu ve tok tutuyordu. Bu onu yemem için bir nedendi. Tadını beğenmeme gerek yoktu.
Kaseye bir miktar süt ekledim ve kaşık kapıp odama döndüm. Geçerken çantamı almayı da unutmamıştım. Çalışma masama kaseyi bırakıp çantamdan ödev için dolaptan aldığım kitapları çıkarıp masama dizdim. Elbette en son matematik ödevimi yapacaktım.
Saat gece üçü gösterirken esneyerek kitabımın kapağını kapattım ve yazdıklarımı şeffaf dosyalara derslerine göre koyup düzgün bir şekilde çantama yerleştirdim. Gerçekten çok uğraşmıştım ve bu süre boyunca Chanyeol aklıma gelmemişti. Tabii şu an gelmesi ayrı bir konuydu. Tüm gün okulda onu düşünmem yetmiyormuş gibi uykusuzluktan ölmek üzereyken de aklıma gelmişti. Fakat bu sefer derin derin düşünemeyecektim hakkında. Çok fazla uykum vardı ve yatağa kadar gidebileceğimi sanmıyordum.
***
Sabah alarmımla gözlerimi araladığımda vücudumun büyük bir kısmının uyuşmuş olduğunu hissettim. Yerimde doğrulurken sırtıma saplanan ağrıyla yüzümü buruşturdum ve gözlerimi kırpıştırıp ayağa kalktım. Yüzümün masa yüzünden kızardığını yanan bölge sayesinde fark etmiştim. Hala yorgun hissediyordum fakat bugün doğum günü partisi vardı. Tabii ya. Unutmuştum! Doğum günü partisi bugündü! Hızla gözlerimi tamamen araladım ve dolabımın en köşesine sakladığım palyaço kostümünü çıkarıp yatağımın üzerine serdim. Dolabımın alt köşesinde duran kutuyu da kapıp boyalarımın, peruğumun, koca ayakkabılarımın ve kırmızı burnumun orada olduğuna emin oldum. Her şeyi yatağımın üzerine öylece bırakıp dolabıma yöneldim. Üzerime beyaz gömlek ve siyah dar kot pantolonumu geçirip sırt çantamı kaptım. Dolaptan kendime çikolatalı süt kapıp evden ayrıldım. Geç kalmamak adına durağa gittim ve ilk gelen otobüse bindim.
***
Sırt çantama düzgünce yerleştirdiğim kostümle iki gün önce uğradığım siteye gittim. Güvenlik görevlisi beni tanımış ve bu sefer sorgusuz kapıyı açmıştı. Daha çok Chanyeol'ün ona haber verdiğini düşünüyordum. Bu kadar basit birilerine güvenmeleri bu siteyi tehlikeli kılardı.
Saçma düşüncelerimden sıyrıldım ve siteye ait geniş park alanında olan süslemeleri görmemle oraya yöneldim. Partiye henüz bir saat vardı ve benim bir saat içinde hazır olmam gerekiyordu. Sonunda tanıdık birisini, Katie'yi görmemle yanına gittim. Bana hiç bakmamış ileride balonları şişirmeye çalışan Chanyeol'ü göstererek işine dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rich Husband
FanfictionPark Chanyeol 34 yaşına yeni basmış evli ve üç çocuklu bir babaydı. Beyin cerrahıydı ve işinde seçkin insanlardandı. Chanyeol, Katie'le evlendiği için mutluydu. Chanyeol, üçüzlerine sahip olduğu için mutluydu. Ta ki üçüzlerinin birinci yaş partisine...