Zombi Günlükleri 2. Bölüm - Altı Ay Sonraki İlk Macera

405 14 2
                                    


14 Şubat 2015

Geceyi tamamen güvenli olduğundan emin olduğum apartmanın en üst katındaki bir dairesinde soğuktan korunmaya çalışarak geçirdim: Kapısının açık unutulduğu, zombisiz bir daire olarak geçici barınağım, elektrik ve doğal gazın yokluğundan ve kışın en çetin zamanında olmamızdan dolayı buz gibiydi. Bulduğum en koruyucu kabanı giydim. Uykuda donarak ölmemek için yatacağım yatağa bulabildiğim bütün yorganları, battaniyeleri taşıdım ve donarak ölmemeyi umarak uyumaya çalıştım.

Uyandığımda vücudumun kaskatı kesildiğini fark ettim ve yavaş hareketlerle uyuşukluğu gidermeye çalıştım. Zorlanarak ayağa kalkarak ellerimi ovuşturup ısıttım; gerinerek esnedim ve kendime gelmek için yüzümü yıkadım. Hayatta kalma mücadelemde yanımda taşıdığım sırt çantamdan konserve yaprak sarması çıkardım ve yedim. Her ne kadar doyurmasa da kıtlık yaşama ihtimalini göze alarak aşırıya kaçmıyordum.

Altı ayımı oradan oraya kaçarak ve saklanarak geçirdiğim bu zombileşmiş ilden kaçmak için zaman gelmişti. Aşağıda; bagajı ve koltukları konserve yiyeceklerle ve silah olarak kullanabileceğim satır, bıçak, fazla mermisi kalmayan bir kaç polis tabancası ile doluydu. Her ne kadar ilk zamanlardaki kadar kalabalık bir zombi sürüsü gözükmese de başı boş bir zombi her an sürpriz olarak karşınızda belirebiliyordu. O yüzden, geçici barınağımı terk ederken elimde zombi savaşına yenik düşmüş birinin zombileşmemiş cesedinden aldığım beysbol sopasını hazırda bekleterek kapıyı araladım. Başımı hafifçe uzatıp koridoru gözetledim. Her şey olağan görünüyordu. Kapıyı arkamdan yavaşça kapatarak merdivenlere yürüdüm. Sessizce, çıt çıkarmadan apartmanın çıkışına doğru iniyordum. Zemin kata geldiğimde bir kaç hızlı adım atarak heyecanla çıkış kapısına uzanırken arkamdan bir hırlama sesi işittim ve ciyaklayarak olağanca hızımla arkamı dönerken, kim olabileceğini düşünmeden beysbol sopasını da aynı hızla savurdum. Kollarını uzatmış, yakalamaya çalıştığı sırada zombinin beyni beysbol sopasının çarpmasıyla dağıldı ve bir tür inleyişle yere yığıldı; bir daha kimseye zarar veremeyecekti. Offf... Nasıl bir andı hiç unutmayacağım; altı aydır mücadele etmeme rağmen hala sakinliğimi sağlayamamıştım. O an kalbim yerinden fırlayacaktı sanki. Onlardan biri olacağımı sanarak gözüm kararmıştı korkudan. Ben... ben... ben hiç bir zaman bu şekilde ölemezdim... Ölmeyecektim! Sanki son sürat koşmuş gibi nefes nefese kalmıştım zombinin yere serildiği an. Kendime gelene kadar sırtımı güvenli bir yere yasladım ve etrafı pür dikkat dinledim.

Apartmandan çıkıp soğuk havanın yüzüme sertçe vurmasından sonra başka bir zombiye rastlamadan, içi ihtiyacım olan şeylerle dolu arabaya bindim. Filmlerdeki gibi kontağı çevirdiğimde çalışmamazlık etmedi çok şükür ki; kısa süreli kriz geçirmeden yola koyulabildim.

Şehrin soğuğundan kaçarken teybi açtım ve çalışan bir radyo kanalı bulmak için frekansları taradım. Umduğum gibi bir kanal bulamadım ve cd çaları açtım. Şansa bak ki; ilk parça "Ankara'nın Bağları" çıktı. Her ne kadar Ankaralı olmayan bu şarkıcıların yaptığı "Ankara" şarkılarını sevmesem de şehri terk ederken elvedamı bu şekilde yapmak istedim.

Şehir merkezinden uzaklaşırken, yapılar yavaşça seyrekleşti ve yerini bozkır aldı. Otoyolun çevresinde yerleşime dair bir belirti yoktu; seyrek ağaçlar ve uzaklarda yükselen dağlar tek manzaraydı. Yolun bir çok yerinde terk edilmiş araçlar mevcuttu. Ara ara durup bu araçları kurcalayıp işime yarar şeyleri topluyordum. Ve tabii ki; araçta sıkışan zombiler, kolay av oluyordu. Yoluma çıkanlar ise aracı kasise çıkmış gibi sarsıyordu sadece.

Otoyoldan ayrılan yola sapıp güneye doğru bir süre yol aldım. Asfalt yoldan toprak yola geldim. İleride bir köyün olduğunu fark edip, bir cesaret ile aracımı köye sürdüm. Dikkatli bir şekilde yavaşlayıp köye girdim ve her an olabilecek bir zombi saldırısına karşı tetikte bekledim. Köy tahminimden daha sessiz ve sakindi. Sessiz demek, genel kanıya göre başa bela demekti...

Zombi GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin