KAVİN:
Eve geldiğimde kısa bir duş alıp hızla kendimi yatağa attım. Bugün olanlardan sonra kendimi ruhen yorgun hissediyordum. Bir anda bütün geçmişim önüme serilmişti ve bu bende o günleri tekrar yaşamış gibi bir etki bırakmıştı. Uyumak biraz olsun iyi gelebilirdi.
Gözlerimi açtığımda boş boş tavana bakmaya başladım. Bakışlarım kadar hislerim de bomboştu. Ya hiçbir şey hissetmiyordum ya da öyle düşünmek istiyordum. Eski anılar yeniden beynimi işgal ettiğinde üstümdeki yorganı hırsla yana atıp yataktan kalktım. İçimdeki sıkıntının beni terk etmesi için kıçı başı dağıtmam gerekecekti. Dolabımın karşısına geçip bir süre bakındıktan sonra siyah streç pantolonumu kalçalarımdan geçirdim. Üzerine askılı, salaş beyaz gömlek ve siyah deri ceketimi giyerek spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Duş aldığım için kızıl saçlarım dalgalı bir şekilde omzumun altına kadar dökülüyordu. Saçlarıma hiç ellemeyip evimin anahtarını, bir miktar parayı ve telefonumu cebime sıkıştırırken arabamın anahtarını elime alıp evden çıktım. Arabama atlayıp olabildiğince hızlanarak yeni açılan, değişik isimli barın önüne park ettim. İçeri girerken yeni açılmış olmasına rağmen bayağı müşteri çektiğinden güzel bir yer olduğunu anlamıştım. Yoksa bu kadar gerizekalı insan aynı yerde boşuna toplanmazdı. Hiç kimseye çarpmamaya özen göstererek bar taburelerinden birine oturdum. Barmenden bira istediğimde içeride bağrışmalar oldu. Başımı çevirip baktığımda birkaç gerizekalı kızın sahneye çıkan oğlanı görünce çığlık attığını anladım. Tam başımı önüme çevireceğim zaman sahnedeki oğlanı görmemle gülmeden edememiştim. Bu sabah kavgada beni kucağına alıp dışarı çıkaran ve benden yumruk yiyen oğlandı. Tavandan sahneye yansıtılan spot ışıkla yüzü aydınlandığında gözünün altındaki morluğu görenler şaşkınlık nidaları atarken ben kahkaha atmıştım. Tabi bunu duyan arizona kertenkeleleri ve başları olan sahnedeki çocuk aniden bakışlarını bana çevirdi. Oğlan beni tanıyınca kaşlarını çatsa da gitarını eline alıp çalmaya ve bir yandan da şarkı söylemeye başladı. Diğer grup üyeleri de ona ayak uydururken garip bakışlardan kurtulmuştum. Başımı önüme çevirip biramı içmeye devam ederken yeniden düşüncelere dalmıştım. İçimdeki bu öfke yalnız intikamımı, intikamımızı aldıktan sonra dinecekti ve o zaman yaşamam için bir gerekçemde olmayacaktı. Kurtulacaktım.
Barmenden yedinci biramı da isteyecekken omzumu birinin tutmasıyla hızla arkamı dönüp omzumdaki eli ittim. Bu sabahki oğlandı. Barmene
"Bir daha bira isterse verme," diyerek bana döndüğünde kaşlarımı çatmıştım. Sabah pek incelemeye fırsatım olmasa da yakışıklıydı. Masmavi gözleri, insanda okşama hissi yaratan, yumuşak görünümlü kumral saçları vardı ve... Ve o hayvan gibi kasları siyah tişörtünün altından bile belli oluyordu ulan!
"Bak, yine bana karışmaya başladın. Süpermen falan mı zannediyorsun kendini?" Aklımdakini söylemeden önce kıkırdadım.
"Yan sanayi Süpermen." Bu yavaş yavaş sarhoş olmaya başladığımı gösteriyordu.
"Sende Captain Marvel olmadığına göre daha fazla içemezsin."
"Karadul olmak varken neden Captain Marvel olmak isteyeyim ki? Dövüşmek ve silah kullanmayı uçmaya tercih ederim." Alayla güldü.
"O dediklerini yapabilmek için fazla zayıf ve güçsüz görünüyorsun." Yapmacık bir şekilde kahkaha attım. Sabah yediği yumruğu unutmuş olmalıydı.
"Bu dediklerini bardan çıkacağım zaman sana yedireceğime emin olabilirsin. Sadece bekle ve gör."
"Bekliyor olacağım. Hem seninle konuşacaklarım var ama şuan işimin başına dönmeliyim." Barmene kısa ve tehdit dolu bir bakış atıp sahneye doğru ilerledi. Tam gitarını alacağı sırada yanına bir grup kız yaklaştı. Bir şeyler söyledikten sonra aralarından esmer, estetiğini buradan bile görebildiğim bir kız sahneye onunla beraber çıktı. Süpermen grup arkadaşlarına bir şey söyleyip gitarını çalmaya başladığında kız ise mikrofonu eline almıştı. Jessie J , Ariana Grande , Nicki Minaj - Bang Bang şarkısı kulaklarımı doldurduğu sırada aynı anda kızın detone sesi de kulaklarımı doldurmuştu. Tamam, sesi güzeldi ama böyle bir şarkıyı o söyleyemezdi. Yüzümü buruştururken aynı anda Süpermen'de bana bakarak yüzünü buruşturmuştu. İnsanlarda bizden farksızken aralarında konuşarak içeride büyük bir uğultu oluşmasına neden oluyorlardı. Daha fazla dayanamayıp yerimden hızla kalktım ve bağırdım.
