yüreğimden yükselen duamsın ah, sokakların ··· seninle. benim
aramızda olan bu ilişki nasıl. böyle?
bir yüzü bile yok. ken. nasıl. bu kadar içten. bu anlar, ah bu ipek. anlarda kaybolalım bizi. kaybetmeyelim vakit sokaklarına uğrayan kafile. gibi. Durduralım. hadi kervanı, böylece
hiç bir güç ayıramaz yüreklerimizi
sokakların, sokakların··· ah, senin sokakların ··· sokaklar ızdırâba sürükler beni senin sokakların
francesca'nın. yarışmayı kazan -
mak. için ne gerekirse. yapacağını. söylemesi. ve benim ···· müzik sınıfında. toma s'a. sarılmam ! aslında. masum bir sarılmaydı. çok üz- gün. olduğumu. gören. tomas beni. teselli et
meye. çalışmıştı. sadece. ama. you mix. görüntüyü. öyle bir hale. getirmiş ki. tomas. ve ben. birlikteymişiz gibi. görünüyordu görüntüyü görür görmez, aklına farklı
şeyler gelmesini. engellemek ve ona gerçek. ten. olanları. açıklamak için. leon'u. bulmaya koştum. Ama. leon tüm dersi. tomas ile. kavga. ederek
geçirmişti. ve sanırım bu da. bardağı
taşıran son damla olmuştu bunca zaman. destekledikten ve. benim. için
onca. şey. yaptıktan sonra beni. rakinin kolların- da görmeye katlanmazdı. böyle devam edemeyiz violetta ', dedi. leon. bir yandan. da bilgisayarından. birbirimize sarıldığımız. videoyu tekrar tekrar. izliyordu artık. bitti. ama leon, ama. eğer ben ··· hayır. açıklama istemiyorum. diyerek sözümü kesti leon. tomas'a karşı. hislerini sorgulayıp. durmaktan. bıktım. usandım. aşk bu. kadar. karmaşık. olmamalı. violetta. fazlasıyla canımı acıtıyor. o sırada. tomas. içeri girdi neler oldu - ğunu. açıklamak için. gelmişti ama. beni. sa- vunması. pek
işe. yaramadı. hatta. ludmila. da
öfkeyle. içeri. dalınca. işler. daha da. karıştı. ludmila sana kaç defa tomas'ın. peşini. bırakmanı. söylemem. gerekiyor!?" diye. bağır-
dı. sinir krizi geçiriyor gibiydi. ludmila
o videoda. gördüklerine inan -
ma diye ısrar etti tomas. benim. suratımda. aptal mı yazıyor? diye bağırdı öfkeyle ludmila ayrılalı daha bir gün. bile geçmedi····
ne. gönlümün derdini sor. bana,
ne sararan yüzümü sor , ey gönlümün
sol. yarısı, aklıma koydum. seni aklım
almadı kaybime. koydum. seni sana doyamadım. aşk. sandığın kadar değil
yandığın kadar
olduğunu. bilsem. de. yazdıklarından
tavsiyeler. alıyordum. ama. günlük o gece. bana. tavsiye. vermek. ten çok
kocaman. bir sürpriz. yaptı. okuduğum. yeni. sayfalarda. annem -
kız. kardeşi. ! angela. nın. doğum gününü. kutluyordu. Demek. bir teyzem. vardı. bunu okur. okumaz
koşarak. babamın. odasına. indim. ve kapıyı. çalmadan. içeri. daldım. bir teyzem. mi. var. benim ! diye. haykırdım. Romallo. ve angie. nin. önünde. bir teyzem. vatdı. ve. sen. bunu. benden. sakladın, öylemi! bana. annemin. ailesi. olmadığını söylemiştin. babsmın. ağzı. açık. kalmıştı. birkaç sani. ye. boyunca. ne söyleyeceğini. bilemeden. bana. baktı. ama sonra. hemen toparlandı. yoktu. yani. evet. vardı. ama sanırım
anneannenin diğer. evliliğindendi. biraz. tu- haftı. ve. pek. iyi. geçinemiyorlardı. işte. bu. yüz. den sana söylemedim.
ama. günlüğüne. yazdıklarına. göre. an- nem. onu. çok. seviyormuş.
dedim. ve doğru. dan. babamın. gözlerinin. içine. baktım. baba. onu tanımak. istiyorum. teyzemi. bulmaya çalış. lütfen. babam önce
derin. içini çekti. ama. bulmaya. çalışacağım. ama. fazla. umuda. kapılma.
program. başladığından. beri. okul çok. de. ğişmişti. ve. her. şey. kötüye. doğru. gidiyordu. sinirlerimin. ne. kadar. bozuk. olduğundan. ya. da. leon. ile. olan. ilişkimden. bahsetmiyorum. sadece
programın. yarattığı. baskı. arkadaş- larımı. kötü. etkiliyordu. örneğin. seçmeler. den. hemen.
maxi. ludmila. 'nın. en. yakın
arkadaşı. daha doğrusu bir numaralı
kölesi. naty ile. çıkmaya. başlamıştı
bunun üzerine. naty ludmila. dan. uzaklaşmıştı. ve. biz. de. onun aslında ne. kadar. tatlı. ve. yetenekliv bir. kız
olduğunu görebilmiştik. sarışın örümcek. etraf. tayken. bunu fark edemezdik. ama. ludmila. naty'yi. yeniden. ele geçirmek. için. ikisini
ayırdı. ve şimdi. arkadaşımız naty stüdyo. da. kalbi. kırılmış. bir halde
dolaşıyordu.
tüm. bunlar. yetmezmiş gibi. francesca' nın. yetenek. 21 de tuhaf. bir videosu yayınlandı ve maxi ço sinirlendi. videoyu. izleyen. maxi
francesca'nın. kazanmak. için her şeyi
yapacağına inandı ve. bundan o kadar. rahatsız. oldu ki gidip. ona sormak yerine. fracesca'ya
karşı bir kötüleme kampanyası. başlattı. tabii. francesca bunu öğrenince o da aynısını. yaptı. iki arkadaş kötü niyetli bir video yüzünden birbirlerine. düştüğünü
görmek. arkadaş grubu muzu da kötü
etkiledi hatta sonunda francesca ve
maxi taraftarları olarak. ikiye ayrıldık
ikisi de bir. diğerinin elemeleri.
geçememesi. ve seyircilerin. onun
yerine kendisini. seçmesi. için her şeyi yapmaya hazırdılar.
ama her zaman. söylendiği gibi gösteri
davam. etmeliydi. sonunda. seçmelerin yapı laçağı. gün gelip çattı
Grup halinde. koreog. rafide. dans etmek. ve rafa balmer. şarkıların-
dan. birini yorumlamak üzera
sahnaye çıktık. eşit. koşullar altındaydık
şarkı söylemeyi. cok seviyordum çünkü şarkı söyleyince. tüm üzüntüm
acılarım gidiyordu.
her şeye rağmen rahatlamış hisse
diyordum bu sonuç bir şekilde
sorunları mı yok etmiş oluyordu artık
babam sadece piyona ve mizik tarihi
dersleri almak yerine stüdyo'ya gün
gittiğimi öğrenemeyecekti ama tam da
rahatladığımı düşünürken çok kötü
bir şey oldu andres gregorio ve
broadway 'i konuşurlarken duymuştu
