Gece olmuştu nihayet. Yıldızlar gökyüzündeki yerini almaya başlamışlardı. Kimisi yön gösteriyor,kimisi resim çiziyordu. Bir köşede,kutup yıldızı kuzeyi gösterirken,diğer köşede takım yıldızları avcı,kartal,kuğu..... resimleri çiziyorlardı. Ama onların en güzel resmi hayattı....Yıldızlar uzaya tutunuyorlardı. Her şey,onların gökte durup göz kırpmasına neden oluyordu. Onları uzaya bağlayan sebepleri vardı;Diğer yıldızlar.. Bu sebepler bir gün yıldızı sarsar ve yıldız tutunamayıp kayar.... Takii bir gezegene çarpana kadar. Oraya biraz hasar verir. Kendiside;eski yıldız değildir. O artık bir meteordur. Kayarken alevlenir ve ufalanarak yok olmaya başlar. Ama bazı yıldızlar vardır ne kadar hasara uğrasalarda onu tutan gezegene sarılıp,hayata kaldığı yerden devam eder.
Hayat ve bizde, yıldızlar ve uzay gibiyiz. Biz hayata tutunuruz. Bizde insanlara ışık tutar,onlara yardım ederiz. Bizi bu hayata bağlayan sebeplerimiz oldu. Bazen dayanamayacağımız noktaya gelsekte bazı kişiler pes ettirmedi. Ama bu nokta kendini aştı ve bizi durduracak sebep kalmadı sonunda ise hayata tutunamayıp kaydık. Ama sonsuza kadar değil;yeni bir umut,yeni bir gezegen vardı her zaman. Ona tutunduk bizde. Ne kadar eski biz olmasakta onunla beraber devam ettik bu hayata...
Ama şimdi kayma sırası bendeydi. Yavaş yavaş göçüyordum.
Gidiyordum sonsuzluğa hiç tutunamadan....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ MEZARLIĞI
RomanceGeceliyin açık bir havada gökyüzünü seyrederken,çeşitli renk ve parlaklıktaki yıldızların oluşturduğu o inanılmaz ve muhteşem manzaranın içinden bir yıldızın parlak bir çizgi çizerek kayıp gittiğini görmüştü bu kız... Bu görüntü çok anlamlar taşıyor...