İşte yaz tatili ve işte ben size kendimi tanıtayım ben Bulut Öztürk ismimden dolayı erkek zanettiğinizi biliyorum ama ben kızım. Gerçi erkek gibi yetiştirildim ama neyse işte bu benim yaşamım.
" bulut kalk ekmek almaya git " işte bu güzeller güzeli annemin o cırlak ama bi o kadar da emir veren ses tonu, seviyorum lan ben bu kadını seviyorum ulen. " tamam ya geldim üstümü giyim istersen " dedim. Pat diye odamın kapısı açıldı ve en sevdiğim ve can dostum içeri boğa gibi girdi. " lan güneş insan bi kapıyı çalar bi tık tık yapar terbiyesiz " dedim. Annem hemen ikinci anonsu verdi " kızlar inin artık gelinlik mi giyiyorsunuz?? " annem in bu cümlesine karşılık " anne benim kapımı ben uyurken kırmızıya mı boyadınız çünkü güneş boğa gibi daldı içeri valla naptınız ya " dedim. Gülerek ama güneş altta kalmazdı bu gün ne olmuştu buna ya neyse ki fırın biraz uzaktı ve bisikletimi almadan yaya gidip güneşle konuşmaya karar verdim. " bak ben gelicem şimdi oraya bir saatir ne giyiyorsun bulut " dedi annem " bulut hadi gidelim " demekle yetindi güneş ben de hemen banyoya koşarak girip işimi gördüm ve yatağımın üzerine attığım yırtık kotum, adidas tişörtüm, kapşonlum ve spor ayakkabılarımı da giyip saçlarımı dağınık bıraktım cildim pürüzsüz olduğu için makyaj yapmadım sadece ten rengi ruj sürdüm ve bir miktar para ile telefonumu alıp odam dan çıktım. Ben tüm bunları yaparken güneş susuyor du bu kız da cidden bir şey var dı. Normalde kıyafetlerime karışması gerekliydi. Alt kata indik birlikte ve annem in parfüme, yeşilliğe, toza alerjisi olduğu için fortmanto da ki parfümümü alıp kapıyı açarak iki fıs sıktım. Tabi o sıra da güneş inledi annem terlik atmış kıza " noldu güneş " dedim telaşla " kızım annem den yemediğim dayağı hatice teyzeden yiyorum ya " dedi. Üzgün ve sinirli arası bir ses tonu ile ardın dan bana laf çaktı annem " buluuuuuttt hayla ne bekliyorsun kalkalı bir saat oldu çay soğudu ç hapşu çay hapşu gene mi sıktın parfüm kokanlar parfüm sıkar hapşu sen hapşü her gün duşa giriyosun yine de parfüm sıkıyosun çabuk iki ekmek bir paket peçete al gel " dedi ve ekledi " paran var mı? " " var ama yine takviye yapabilirsin sultanım " dedim. Güneş in bana bakarak gülümsediğini gördüm ve " annemin terlikleri şifalıdır sabahtan beri suratın sirke satıyordu " dedim. " ev den çıkabilsen anlatıcam bulut " dedi sert bir ses tonu ile annem de " hayla neyi bekliyorsunuz siz dedi ve kapıyı yüzümüze kapattı.
" eeeee anlat bakalım güneş hanım neyiniz var bu gün ?? " dedim." neyim yok ki be kızım hani aşık olduğum çocuk vara DENİZ SOYKAN o facebook ta ilişki durumu yapmış yıkıldım " dedi ve gözleri doldu ben de hemen yolun ortasın da durdurdum ve " kızım sen mal mısın siktir et şu deniz aşkını kalbin den çocuk tam bir yavşak ya az ben den örnek al hem gençsin güzel ve çekicisin kızım bikere zekisin lan zeki hem güzel hem zeki kaç kız kaldı haberin var mı senin he " dedim ardın dan " oha lan naptın kendimi dünya güzeli ilan edicem şimdi " dedi ve gülerek yürümeye devam ettik.
Markete geldiğimiz de iki ekmek aldık ve çıktık ama sanki bişey unuttum gibime geliyor du güneşe sordum " ne bilim ya benim kafa başka yerdeyidi " dedi. Ben de boşvererek yürümeye devam ettim.
Eve geldik ve güneş zile bastı. Annem kapıyı açtı ve " ben de yatıya kaldınız sandım " dedi. Sinirli ses tonu ile. İçeri girip mutfağa geçtik ve bomba patladı annem peçete istedi o an geldi aklıma peçeteyi unuttuğum güneş ile elim de ekmek poşeti koşarak çıktık mutfaktan terlik yeme riskimiz çok yüksekti annem bağırarak " çocuğu yolla sonra peşim den sen git " dedi. Biz anladık tabi ne demek istediğini, ekmeği bırakmak için mutfağa girdim ve masaya bırakıp kaçarken kafama bişey geldi sertçe o an anladım 36 numara terlik olduğunu küçük bir inleme den sonra güneş kahkağa atarak geldi hatta anırdı kız ya ve dedi ki " hatice teyze her seferin de nasıl başarıyorsun benim popoma bulutun kafasına atmayı " dedi. Annem de gülerek " meslek sırrı hadi oturun kahvaltı yapalım " dedi. Ben de " terlik aptalı olucam ya benim neden kafama da güneşin poposuna " dedim Ama cevap alamadım.
Kahvaltı bitmişti ve masayı toplayıp bulaşıkları güneşle birlikte makineye dizdik. Odama çıkarken annem eda teyzemlerde altın günü olduğunu söyledi, güneş dedikoduya gıybete bayılır hemen atladı sazan ya " ayyy hatice teyzem ikinci annem benim ya biz de gelelim mi?? " dedi. Yavru kedi gibi annem de " tabi hem millet görsün benim iki tane ceylan gibi kızımı " dedi. Sanki kurban bayramın da koç satıcakmış gibi. Neyse ki odama girdik ve annem hazırlanana kadar müzik dinleyip dans ettik.
İşte yine o teyze kokuları hac dan alınan kolanya kokuları felan yemekler ve bir sürü örgü sesi tam benli süper derken içim den baştan başlayarak sırayla herkezin elini ve yanaklarını öptük ve diğer madur kızların yanına mutfağa gittik. Güneş fazla durmadı ve içeri gitti, ben de telefonum da oyun oynamaya başladım kızlar çirkin ve aptaldı o yüz den konuşma gereği duymadım evladım olsalar eldivenle severim allah korusun.
Dört saat in sonun da annem ve güneş oda dan çıkıp beni aldılar ve eve gitmek için çıktık. ama benim bir bahane bulup güneşlere gitmem gerekiyor du. Çünkü yarın deniz güneşe çıkma teklifi edecekti. Biliyorum çocuğa baya saydırdım ama güneş in inanması gerekiyordu o facebook ta ilişki duru mu felan da hep sürpriz yüzün den benim ayarladığım bir şey di. Anneme dönüp " fatma teyzeyi bize çağıralım " dedim. Bu ara da fatma teyze güneş in annesi hem fatma teyze evdeyken yapamazdım, eve girmek kolay çünkü güneş bana anahtar çektirmişti evinin ben de ona biz bildiğiniz kardeş gibiyiz neyse annem de " olur " dedi. Ve güneşe dönerek " kızım esma hanım dan öğrendiğin yelek örneğini bize de öğretmiş olursun " dedi. Oha yani ben bu kıza yetişemiyorum resmen ya bu ne abi kız hemen örnek çıkartmış maşallah ne dim her eve lazım bir güneş.
Ben bir bahane bulup onları bıraktım ve güneşlerin evine geldim. Küçük kartlar hazırladım kalp şekilli felan güneş in dolabının içine güneş deniz yazarak süsledim. Deniz kocaman bir ayı almış ve 199 tane gül almış yanın da sevgili kıyafetleri felan ve çikolatalı pasta güneşin odası arka bahçeye bakıyor du ve ben odada ki işi bitirince bahçeye indim. Bi güzel temizledim. Fatma teyze duysa ağzımıza sıçar ama yarın için ön hazırlık bu yarın da bi bahane bulup güneşle eve gelmemiz gerekecek ti. Saat baya geç oldu denizle konuştuk ve eve dönmek için yola koyuldum.
Eve geldiğim de güneş ve fatma teyze gidiyor du ben de öptüm ve uğurladım. Ardın dan odam çıktım ve yatağıma zıpladım biraz yatarak dinle dim. Dolabımın önün de durarak biraz bakındım duşa girecektim mavi havlumu ve beyaz iç çamaşırlarım la birlikte beyaz mor şortlu pijamalarımı aldım. Ilık bir duş için hazırdım.
Tam 20 dk olmuştu küvetten çıktım ve kurulanıp giyinmeye başladım ardın dan saçlarımı kurutup bakım kıremlerimi sürdüm ve uyumaya hazırdım. Kafamı yumuşak yastığıma koydum ve telefonum un titrediğini hisettim mesaj gelmişti.
Bilinmiyor = nasılsın? Değişik.
Ben = sen kimsin ve sana ne lan .Beş dakika olmuştu ve hayla mesaj yoktu ama bana annem ve güneşten başkası değişik demezki derken mesaj geldi.
Bilinmiyor = boşuna kim olduğum hakkın da o güzel beynini yorma ama sadece şunu bil beni tanıyorsun. Ama pek yakın değiliz.
Ben = kimsin lan kim.
Bilinmiyor = zamanı gelince öğreniceksin.
Ben = lan yavşak neden korkuyosun da söylemiyosun lan.
Bilinmiyor = reddedilmekten korkuyorum. İyi geceler prenses
Ben = lan gitme kimsin söyle.Mesaj görülmedi bile kimdiki diye düşünürken uyuya kalmışım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENGARENK
Teen Fictionİki genç kız ın çılgın ve bir o kadar da heyecanlı hayatı. Gençlik serüveni.