Bu sabah saatim çalma dan kalktım. Neden bilmiyorum ama kıpır kıpır dı içim dans etmek, koşmak istiyordum. Hemen banyoya gidip yüzümü yıkadım ve odama geri döndüm. Telefonumu alıp güneşe mesaj attım;
Ben = tavuk uyan hadi.
Güneş = zaten uyanığım ben gece hiç uyuyamadım ki, ya artık istediğim her şeye sahibim benim herşeyim DENİZ.
Ben = ya of be kızım yine romantikleştin ya. Az bak ben eşortmanlarımı giyip size geliyorum on dakikaya hazır ol baaayyyy.
Güneş = of bulut ya sabah sabah ne yapıcaz.
Ben = koşucaz hadi.
Güneş = ya daha yemek yemediiimmm.Güneş in mesajına cevap vermeyince Anladı galiba yolda olduğumu.
Ben de hemen giyinip küçük adidas çantamı aldım ve içine telefonum,mp4 üm, bir miktar para ve anahtarlarımı koydum zaten başka bir şey sığmazdı. Siyah beyaz bandanamı da taktım ve aşağıya indim annem ve babam uyanmamıştı anneme " ben güneşle sahile koşmaya gidiyorum İki saate evde olurum siz kahvaltınızı yapın biz dışarda yeriz hadi ben kaçtım. " yazdım ve Ayakkabılarımı giyip ev den çıktım.Güneş kapıda beni bekliyordu altına siyah tayt, üzerine beyaz yüzücü, onların altına beyaz sporlar giymiş ve benim gibi küçük bir çanta almıştı. Ben ise onun tam aksine düşük bel bol bir eşortman, üzerime yarım yüzücü ve sporlarımı giymiştim. Söze güneş girdi. " nereye gidiyoruz bilgin kız " dedi. " ne bilgin kızı ya gene mallaştın sen güneş. Önce sagile inip biraz yüricez sonra da biyerde kahvaltı yapıp koşucaz. Ama şimdi sagile inip ısınmak için yürümemiz lazım. " dedim. Fonksiyonları yanmış balık gibi bakarak " tamam abla " dedi. Ben de sadece gülümseyerek cevap verdim. Ya aslın da bi gizli den bana yazanı merak ediyordum. Güneş hiç susma dan yol boyunca denizi anlattı ya bi ara koli bandı alıp on kat bantlicaktım agzını ama sonra dan vijdanım ortaya çıktı ve bana öğüt vermeye başlayınca başım dan vijdanımı defedip yürümeye karar verdim.
Lüks gözüken bir lokanta gördü güneş hemen " hadi girelim yoksa açlıktan kaldırım taşlarını yicem " dedi. Ben de " olmaz o lokanta da bir salataya 50 tl verene kadar az ileride balık ekmek yer 10 tl veririm. Hem neden mustafa amca kazanmasın da bura kazansın ki benim akıllı arkadaşım. " dedim. Güneşde " oha lan o neydi öyle vara sana karşı kendimi baba parası yiyen zengin şımarık kızlara benzettim. Piskolojik manyak yaptın beni gene gözüm ün önünden iki sezonluk film geçti valla. " dedi. Ve geldik mustafa amca; " ooo bulut kızım hoş geldin ne iyi ettin çok özlettin kendini. " dedi. Ben de " biliyorsun mustafa amca buraya dayımla gelirdik ve geçensene o kaza dan sonra daha gelemedim. Ama artık dayımı o kadar fazla özlemiyorum hatta anılarımızın olduğu yerlere gidip onu hatırlamak istiyorum. " dedim. Ama gelin bi de bana sorun nasıl anlattığımı sesim titredi, gözlerim doldu resmen ya. Mustafa amca da " eeee bu güzel kızımız kim bakalım bulut??? " dedi. O tontiş ve bir o kadar da güneşe gülen gözlerle bakarak. Ben de " en yakın arkadaşım, kardeşim, can yoldaşım mustafa amca adı güneş. " dedim ve " güneş bu mustafa amca dayım ın en yakın arkadaşıymış küçükken " dedim. Gümeş te elini öptü alnına koyup " tamıştığıma memnun oldum mustafa amca " dedi. Mustafa amca da " ben de güzel kızım " dedi ve ekledi " eee iki yarım iki ayran getirimo zaman ben kızlarıma " dedi. Ben de " aynen mustafa amca ama benimki bol soslu olsun " dedim.
Onay verircesine gülümsedi ve tekrar mutfağa doğru gitti. İki dakika için de masaya güneşe burayı ve mustafa amcayı anlatırken iki tepsi konuldu ve koyan kişi genç siyah saçlı ve göze batan kasları olan biriydi. Güneş hayranlıkla bakarken masanın altın dan bacağına vurdum ve " denize dicem lan seni kaçarın yok kızım " dedim. Sonra o çocuğa baktım o an o da bana bakıyormuş ve göz göze geldik içim ısındı sanki ona simsiyah gözlerinde boğdu beni şerefsizin oğlu ya o da ben den gözlerini alamıyordu sonra mustafa amca girdi araya " bulut kızım bu SAVAŞ benim kardeşimin oğlu aslın da sen küçükken bir kere daha görüşmüştünüz. " dedi. Ben de " heee anladım o yüzden içim ısındı " dedim ve güneş kahkağa attı mustafa amcayla birlikte ben domates gibi kızarıp " aslında tam öyle degil şey ımmm " derkem savaş girdi araya " uzun zaman oldu " dedi ve tokalaştık. Güneşle de tanıştı ama aklı hep bendeymiş gibi biz kalkana kadar bizi yada doğruyu söylim beni inceledi. Açıkcası çok yakışıklı ama ne bilim erkeklere güvenemiyorum ben neyse ya dedim içim den zaten bitmişti yemeğimiz ve mustafa amcanın yanına gidip ödemeyi yapıcaktık ama mustafa amca geldi ve bana sarıldı gümeşle tokalaş " hadi dikkatli gidin " dedi. Ben de " borcum " dedim. Mustafa amca da " olur mu öyle şey hadi kızım hadi gidin. ama yine gelin ihmaletmeyin beni " dedi. Teşekkür edip çıktık son bir kez arkama baktım ve savaş bana bakıp göz kırptı. Ne alaka anlamadım ama ben de el salladım. Ne alakaysa sonra zaten utanıp koşmaya başladım resmen mal etti beni ya çocuk. Güneş savaş senden hoşlandı felan diye bi ton gavara yaptı durdu gerçi ben hiç takmadım onu sonra da zaten deniz aradı eve kadar konuştular lan telefon su yakmıyor para yazıyor paraaa az konuşun ya.Güneş eve gityi ben de eve geldim annem yoktu dışarı çıkmıştır. Diyerek içim den odama çıktım ve temiz iç çamaşırı ile pembe şortlu pijama takımımla havlumu alıp banyoya gittim.
Ilık bir duştan sonra saçlarımı kurutup yattım. Kalktığım da akşam olmuştu karnım da aç değildi. Misafir odasına inip anneme " naber nerdeydin sabah ev de yoktun ya pambık " dedim. Uykulu ve masum bir ses tonuyla annem de " nejla yengenler de kuran vardı ona gittim. Dedi ben de " tamam neyse ben giyinip çıkıyorum az " dedim. Annem de " bu satte nereye " dedi. Ben de " az gezerim mahallede iki üç saate gelirim " dedim. Hiç ikiletmedi ve " iyi tamam ama fazla geç kalma arada bir ara haber ver " dedi. Bende onaylarmışcasına başımı salladım ve odama çıktım.
Bu gece baya serin di dolabım dan dar yüksek bel kot pantolonum, üzerime mavi beli kısa omuzları düşük kazağım, üzerine beyaz ince sade hırkam, onun üzerine siyah kısa bel boynun da (sahte) kürk olan ve kolların da değişik şekil ve yazılar olan montumu aldım içime mavi zıbınımı aldım. Ve giyinmeye başladım.
Giyindikten sonra saçlarımı dağıtıp saldım ve sadece taradım. Hiç makyaj yamadım, sadece dudak pembesi ruj sürdüm ve parfüm sıkıp , çamtamı aldım.
Siyah çizmelerimi giyip yola çıktım. Kimse yoktu saat geç olduğun dan dır diye geçirdim aklım dan. Bir ara sokatan sesler geliyordu o yöne gittim. Gitmez olaydım kızla erkek yiyişiyorlardı. Hiç ses çıkarma dan geri döndüm ve birine çarptım. Kafamı kaldırmamla karşım da savaşı görmem bir oldu. " senin ne işin var burada savaş " dedim. O da " cezanı vermeye geldim " dedi. O an kafam dan kaynar sular doldu doldu boşaldı. Telefon sapığım savaştı. " ne diyosun lan sen hayır anlamalıydım sen olduğunu " dedim. " şimdi benimle geliyorsun bulut " dedi. Beni kolum dan tutu sürüklemeye başladı, ben de " napıyosun ya bak kolum acıdığın dan değil oğlum. Kimse beni zorla biryere götüremez ondan. " dedim. Savaş bir den durdu ve bana dönüp dudaklarımı öptü ben de itip tokadı bastım yüzüne ve " seni geri zekallııııı sen nasıl beni öpersin lan şımarık pezevenk " dedim. Savaş birşey deme den arkasını döndü ve uzaklaştı. Ben de olayın şokun dan çıkmak için sahile inip bir pilaja girdim ve kumların üzerine oturup kendi kendime konuşmaya başladım. " neden bunca yıl sonra aptalca oyun oynayarak karşıma çıktı ki ya " dedim ve devam edicektim ki bir ses duydum sanki arkama baktım kimse yoktu sonra devam ettim. " bi de öptü ya ben onca yıl korim kendimi kimseyle sevgili olmim öpüşmim sokağın ortasın da aptalın biri gels......." dedim ve cümlemi tamamlayama dan koşarak biri yaklaştı korktum hızla kalkıp ben de koşmaya başladım ve karanlık olduğu için kim olduğunu da göremiyordum. Sonra " benim savaş korkma " dedi. Ve birden durdum savaşta hızını alamamış olucak ki bana sarıldı ve birlikte yere düştük ben yanlışlıkla belini tutum ama hemen ellerimi çektim sonra hızla kalktı ve beni de kaldırdı. " özür dilerim bilmiyordum ilk öpücüğün olduğunu " dedi. Ben de " önemli değil " dedim. Ve uzaklaşmaya başladım. Arkam dan geldiğini hisettim ve elimi hayır anlamın da kaldırıp " sakın deneme bile " dedim.
Eve geldim odama çıkıp üzerimi değiştirdim ve aynamın karşısına geçip dudağıma dokundum. Herkezin kolaylıkla yaptığı şeyi ben utanarak ve aptalca bir şekilde zorla yaptım diye kendi kendimle konuştum. Telefonumu elime aldım. Bilinmeyen numara dan yani savaş tan 37 mesaj 12 arama var dı. Hiç birine geri dönmedim sonra deniz ve güneş de mesaj atmış birliktelermiş birbirlerine nasıl aşık olduklarını felan yazmışlar tabi beni düşünen yok tamam dayanıklı ve agrasifim ama ben de insanım lan duygularım var.
Yatağıma uzandım ve uykuya dalmayı bekledim ama olmuyordu aklım da gözüm ün önün de hep o an ve savaş var dı.
SAVAŞ DAN
" Ben ne yaptım ya çocukluk aşkım ın ilk öpücüğünü zorla aldım. Sert bir kız ama onun da için de her kız gibi masum narin şeyler var. " Diye kendi kendimi yedim bitirdim. Eve geldim zaten tek kalıyordum dayım ın danın da da zaman geçirmek için çalışıyordum. Bir de bulut gelir belki diye. Zenginim ama diğer zengin züpeleri gibi değilim yokluk içinde yaşıyorduk küçükken ve babam daha çok çalıştı ve şimdi otellerimiz bile var. Bulutu düşünmekten başka bir şey yapamıyordum. O diğer kızlar gibi değildi içi kırılgan dışı kaya gibi sert bir kız dı o yüz den aşık olmuştum zaten. Okulun başlamasına da bir ay kalmıştı. Tamam zaten aynı okulda ve sınıfta olucaktım onunla ama yine de onun her ağnın da yanın da olmak isterdim.
Bunları düşünürken uyukluyordum ama kendimi afettiricektim. Ve uyumak için gözlerimi kapadım.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Merhaba reklam gibi böyle kesitler vermek istemiyorum ama okuyup geçmeyin lütfen. Her okuyucum benim için çok önemlidir, düşüncesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENGARENK
Teen Fictionİki genç kız ın çılgın ve bir o kadar da heyecanlı hayatı. Gençlik serüveni.