Arkadaşlar döndüm bu kez gerçekten okunma sayısını umursamadan yazıyorum.Gerçekten yazarken iyi hissediyorum.Gecenin bir yarısı aklıma bu kurgu geldi ve burda yayımlamış olduğum hikayeyi silip Kızıl Barbie ismiyle bu kurguyu yayımlamaya karar verdim.
Fotoğraftaki Ferit^-^ Aşka Yükşelişi izleyenler bilir.Bayılıyorum bu adama.Herneyse keyifli okumalar.*
*
*
*
*
*
*Ferit Aksoy~
"Abi bıktım artık bu ayakkabıdan ya."
Her zamanki Ferdi atarı.Her sabah bir doz mümkünse aç karnına.
"Bakarız abim bir dahaki ay."
"Geçen ayda aynı şeyi söyledin abi."
"Garsonluktan yüklü maaş alınmıyor Ferdi sızlanma artık.Sevgilin bile senin gibi atar yapmıyodur be oğlum.Hem bu yılın başında almadın mı o ayakkabıları?"
"Giyecek doğru dürüst bir şeyim olmadığından sevgilim yok artık abi."
Çarpan kapı sesinin ardından elimde kırılan bardağın farkına varmam zamanımı aldı.Kendimi bildim bileli çalıştım.Gazete dağıttım,garson oldum,bakkal çırağı bile oldum.Yaptığım hiçbir işten utanmadım.Oturduğum evden,yıpranmış pantolomlarımdan.Ama Ferdi benim aksime böyle durumları gurur meselesine dönüştüren bir tip.Özellikle babamın vefatının ardından beni adeta baba yerine koyup her sabah atar yapmadan rahat etmez oldu.Tabi banada yeni bir iş aramam için bahane verdi.Kırılan bardağı topladıktan sonra annemle babamında olduğu aile fotoğrafına bakarak gülümsedim.Osman amcanın çiftliğinde kaldığımız zamanlar.Babam bahçe işleriyle,annem mutfakla,Ferdiyle ben Eylülle uğraşırdık.Annemin ölümü,taşınmamız ve babamın ölümü.Kronolojinin acı bulmuş haliydi.Sadece Ferdiyle ben kalmıştık birden.Teyzem ve eniştem kendi ailelerine deyim yerindeyse kıtı kıtına yeten insanlardı.O günden sonra okulu bırakıp çalışmaya başladım.Ferdi çalışmayı denesede okula devam etmesi için ek iş buldum. Ama olmayınca olmuyor.Dokunduğum herkes birden kaybeden oluyor. Bir bardak çay içtikten sonra ceketimi giyip evden çıktım.Bir elimde gazete diğerinde ikinci el aldığım telefon ilanlardan adresleri telefondan bulmaya çalışıyordum.Merdivenlerden indikten sonra bir bedene çarptım.Gazete ve telefon elimden düşerken belinden kavrayıp düşüşünü engellemiş oldum.Düşmediğini anlayınca sıkıca kapattığı gözlerini açtı.Maviye yeni bir tanım geldi sanki.Yavaşça ellerimi çektikten sonra o da kendini düzeltti.Bakışları aceleciydi sanki.
"İyi misiniz?" dedim.Hayatımda belkide ilk defa kibar olarak.Etrafına bakındıktan sonra bana döndü.
"Hi...hiç iyi değilim.Koru beni."
"Kim peşinde?Koru beni derken? "
"Ya röportajın sırası değil.Eski sevgilim yani an itibariyle ilişkiyi bitirdiğim için tekme attığım sapık."
"Ordan bakınca korumaya mı benziyorum ben?Git işine."
Arkamı dönüp yerde ekranı çatlamış olan telefonumu ve yıpranan gazeteyi alıp cebime sıkıştırıp bir yandan yürümeye başlamıştım ki arkamdan o sesi duyana kadar."Ya birde fakir bir tipe benziyosun sizin gibiler namusu falan ciddiye almazlar mı ya hiç mi insanlık kalmadı?"
Hırsla arkamı dönüp tam karşısında durdum.
"Barbie bedenin böyle dokunuşlara alışıktır yani korunmaya ihtiyacın olmamalı."
Onun gözlerinde gördüğüm ifade çok farklıydı o an.Bir yerden tanıdık gelsede bakışları çözemedim o anda.İçim sebepsiz yere acıdı.
"Be... ben barbie falan değilim.Senden sadece yardım istedim."
"Eylülllllll!Burdasın işte şimdi bittin kızım sen Akın Özerden ayrılmak neymiş gösteririm ben sana."
Tahminen 19-20 yaşlarında gözüken züppeye baktım o an.Karşımdaki dili sivri masum bakışlı kıza yardım etme fikri sardı her yanımı.Kararımı çoktan vermiştim.O an hikayemizin başlayacağını tahmin edemezdim.
"Sen bir bana göster bilader marifetlerini!" dedikten sonra yumruğu geçirmemle adamın yere düşmesi bir oldu.
"Sen kimsin be?"
"O benim sevgilim." dedi ince bir ses.
"Ne?"
"Ne?"
"Üzgünüm Akın ben böyle kro tarzda vurdulu kırdılı adam seviyorum ondan sana yolu verdim."
Büyüyen gözlerle göğsüme yaslanan kıza baktım.Az önce gözleri dolan kızla kendinden emin bir şekilde yalan söyleyen kız aynı kişi miydi?
"Neyse biz gidelim artık Akın."
"Bakalım annende hoşlanıyor mu bu kro tipten."
"Ben annemin sözünden çıkmam bunu anlayamamışsın yazık."diyip yürümeye başladık ardımızda bir yumrukla devrilen bir züppe bırakarak.Biraz ilerledikten sonra koluma yapışan ellerini ittim.
"Sen ne tür bir manyaksın kızım?"
"Manyak mı?Asıl manyak sensin ya nasıl indirdin Akın'ı bir yumrukta?Süperdi."
"Bak senin saçmalıkların yeterince beni oyladı,telefonumda mahfoldu.Daha fazla zarar vermesen,ayrı yollara gitsek artık."
"Hee sen onu diyosunnn." Dedikten sonra küçük çantasından cüzdanını çıkardı.Nerdeyse bizim evin kirası kadar olan parayı bana uzatırken beni uzunca süzdü.
"Şimdilik yanımda bu kadarcık var ama istersen çekte yazarım."
"Bana bak hangi amatör dizinin zengin kızısın umrumda değil.O paranı al defol git."
"Ya ama sen yanlış anladın.Tamam ya cidden özür dilerim dur.Bak adını söyle bari."
Hiçbir şey söylenmeden sinirle uzaklaştım oradan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Barbie
General FictionCanı sıkılınca denklem çözen,bir günde 3 roman bitirebilme potansiyelinde olmasına rağmen etrafındaki herkesin sadece güzelliğine değer verdikleri bir kız düşünün.Annesinin istekleri ve kendi ruhu arasında arafa düşmüş Eylül kendi gibi kalabilecek m...