Ne kadar da güzel bir yaşantım vardı benim ta ki o güne kadar. O gün benim ölüm yıl dönümüm oldu. Ben ne kötü çocuğum ne de baba parası yiyen bir zengin züppe. Ben kendi halinde orta halli bir ailenin tek oğluyum. Artık annem ve babam yok. Hala olaylar aklıma geldikçe boğuluyorum karanlıkta. Sanki biri beni siyaha doğru çekiyor ve ben artık kurtulmakta zorlanıyorum.
Şimdi ise bir yetiştirme yurdun da yatağımda uzanmış kafamda buradan kaçmak için plan üstüne plan kuruyorum. Herkes, sanki hiç derdi yokmuş gibi mışıl mışıl uyuyordu. Yetiştirme yurdu öyle sessizdi ki, odada bulunan 4 çocuğun nefes alış verişlerini duyabiliyordum. Buradan bir an önce kurtulmam gerekliydi. Üzerimdeki pikeyi açıp ayaklarımı soğuk zeminle birleştirdim. Hemen ileride duran ailemin bana aldığı son doğum günü hediyem olan ayakkabılarıma kısa bir bakış attım. Etrafı kolaçan ettikten hemen sonra ayakkabılarımın yanına gittim. Ayakkabılarımı giydikten sonra yavaşça kapıyı açıp aşağıya indim. Etraf o kadar sessizdi ki ürpermiştim. Sanki birileri beni izliyordu. Hemen arkamı dönüp baktım ancak kimse yoktu. Artık yetimhanenin kapısından çıkmış son kapıya doğru ilerliyordum. Eğer oradan da çıkarsam bu lanet yerden kurtulabilecektim. Tekrar arkamı dönüp baktığımda dona kalmıştım. Bu olamazdı değil mi? Ben yanlış görüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
- LAHZA -
Teen Fiction©Tüm hakları saklıdır. Ne kadar da güzel bir yaşantım vardı benim ta ki o güne kadar. O gün benim ölüm yıl dönümüm oldu. Ben ne kötü çocuğum ne de baba parası yiyen bir zengin züppe. Ben kendi halinde orta halli bir ailenin tek oğluyum. Artık...