Sehun'u izlerken göz kapaklarımın ağırlığına daha fazla dayanamıyordum. Kolumda hissettiğim keskin sızı canımı acıtsa bile umursamadan gözlerim kendiliğinden kapandı...
--
Etrafta sesler duymaya başladım. Adım sesleri ve başka sesler. Noluyor amk diye düşünürken dün akşam olanlar aklıma geldi. Gözlerimi açmadan sadece yatıyordum. NE? YATIYOR MUYDUM? Tanrı aşkına rüya mı görüyordum? Evet. Kesinlikle rüyaydı çünkü ben koltukta oturuyordum en son...
Gerçekten yatıyor muyum diye kontrol etmek için yerimde hafifçe kımıldadım. Ulan cidden yatıyordum ben ve YANLIZ DEĞİLDİM! Belime dolanmış olan kollar hareket edince burnuma dolan tanıdık kokuyu içime çektim. Bu Sehun'un kokusuydu. Eminim.
"Güzelim, uyandın mı?" Sehun'un sesini duyunca gözlerimi açtım. Yüzünü incelerken kollarımı nazikçe ona doladım. "Rüya bu değil mi? Uyanınca geçecek... Sen yine uyuyor olacaksın."
"Hayır, hayır. Rüya değil. Luhan iyi misin?" Sehun'a daha sıkı sarılarak gözlerimi kapadım. "Sehun, lütfen izin ver. Uyanana kadar bu anın tadını çıkarayım. Lütfen..."
Yorgun çıkan sesimle mırıldanıp ona doğru sokuldum. "Luhan rüya değil bu. Gözlerini aç bebeğim."
Gözlerimi açıp yatakta hafifçe doğruldum. Yanaklarımdan yaşlar süzülürken hıçkırıklarımın arasında konuşmaya çalıştım. "SEHUN! Kes sesini! *hıck* Lanet olası rüyadan uyanmak istemiyorum. Şimdi sus ve s-sadece bana sarıl."
"Luhan... Gel buraya bebeğim. Rüya olmadığını anlayacaksın nasılsa. Ağlama, kıyamam sana." Beni kendine iyice çekip başımın göğsüne yaslanmasını sağladı. Elleri sırtımda gezinirken ağlamayı bırakmıştım. Ve bu güzel rüyanın ne zaman biteceğini düşünüyordum. Başımı kaldırıp Sehun'un yüzünde parmaklarımı gezdirmeye başladım. Sehun yüzüme dikkatle bakıyordu. Anlındaki yaranın etrafından parmağımı yumuşakça gezdirerek elimi geri çektim. "Bu... Gerçekten rüya değil mi Hun?"
Fısıltı şeklinde çıkan sesim yine benden bağımsız şekilde hareket ediyordu. "Değil bebeğim. Gerçekten rüya değil."
"İyi misin? A-acıyor mu?"
"Ben iyiyim. Beni boşver şimdi güzelim. Sen nasılsın?"
"Çok korktum Sehun. Beni bırakacaksın diye çok korktum. Ne olursa olsun gitme yanımdan. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum. Ve bırakmak gibi bir niyetim yok seni."
"Ben yanına yattığımı hatırlamıyorum?"
"Uyandığımda elimi tutmuş, koltukta uyuyordun. Hemşire kolumdaki serumu çıkarmak için gelince uyandım ve seni yanıma yatırdım güzelim. Bir yerin ağrıyor mu?"
"Hayır... Ben kalkayım artık Sehun. Sen rahatça dinlen tamam mı?" Belimdeki kollarıyla beni kendisine daha çok çekti. "Yanımdan ayrılma Luhan. Uykun vardır senin. Hadi uyu."
"Y-yok uykum. Sehun doktorlar gelirse yanlış anlarlar hem..."
"Pekala. Nasıl istersen öyle yap bebeğim." Gülümseyerek yanağını öptüm ve kollarının arasından -istemeyerek- çıkıp yataktan kalktım. Koltuğa oturup Sehun'un elini avucum arasına aldım. Onunla temas halinde bulunmak hoşuma gidiyordu.
Odanın kapısı açılınca kimin geldiğine bakmak için bakışlarımı oraya çevirdim. Esmer tenli, uzun boylu birisi girdi odaya. Sanki bir yerden tanıyor gibiydim ama sadece yüzünü inceleyerek bakmakla yetindim.
"Sehun! İyi misin? Babam bu hastanenin sahibi olmasa senin burada olduğunu bilemezdim. Haber de vermiyorsun ki!" Sehun aniden elimi bırakıp yatakta oturur pozisyona gelince boş kalan elime şaşkınca bakıp, dizlerimin üzerine koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STUPID LOVE (HUNHAN)
Fanfiction**** *** ** 78: Luhan? MyDeerLu: Kimsiniz acaba? **** *** ** 78: Sorgulamadan, sadece beni sevemez misin?