Katlanılamaz bir baş ağrısı uyanmama neden oldu Alnımın sol kısmına dokunduğumda yara bandı gibi bir şeyin yapıştırıldığını hissetmiştim.
En son korkudan bayılıp yere düştüğümü hatırlıyordum. Muhtemelen başımı bir yere çarpmış olmalıyım. Ama şu an bulunduğum konuma bakarsak alnımdaki yara hiç de önemli değildi.
Aynı korku tekrar içime düşünce yatırıldığım kocaman yatakta doğrulup etrafa baktım. Onun odasındaydım. İlerdeki büyük masada bulunan bıçak koleksiyonundan ve duvarların her yerine asılan fotoğraflarımdan kim olsa bunu tahmin edebilirdi.
Ayağa kalktım. O burada yokken hemem kaçmam gerekiyordu. Kimseye görünmeden ve ses çıkarmadan bu lanetli evden çıkmalıydım.
Bıçak koleksiyonuna doğru yürüdüm. Her ihtimale karşı yanıma bir şey almalıydım. Büyük ve fazla keskin görünen bıçağı alıp incelerken kapalı kapı ardından gelen adım seslerini duymuştum. Elimdeki bıçağı panik haliyle arkama saklayıp koleksiyondan uzaklaştım.
İçeri tüm korkunçluğu ile girdi. Yüzünde yine koca bir gülücük vardı.
"Demek uyandın!" dedi neşeyle. Yanıma hızla geldi ve beni büyük, soğuk kolları arasına alıp kendine bastırdı. Nefes alamıyor ve tekrar korkudan bayılmamaya çalışıyordum. Elimde bir bıçak vardı lanet olsun! Eğer yakalarsa bana kızacak, belki de zarar verecekti.
"Beni öyle korkuttun ki... Ama merak etme, doktor bir şeyin olmadığını söyledi." Elimdeki bıçağı yukarı kaldırdım. Şimdi, şu an onu öldürürsem özgür olacaktım belki de. En fazla birkaç yıl içeride kalır ama bu gerçek özgürlük olurdu benim için. İstediğim hayat karşılığında Zayn Malik' in ölmesi gerekiyordu. Aylardır onun yüzünden yaşadığım acıları düşünürsek onu öldürme fikri git gide daha çok mantığıma yatmıştı.
"Sana bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim."
Korkuyla bıçağı biraz daha yukarı kaldırdım. Hadi Malvina. Yap şunu. Yap! Özgür olacaksın.
"Hadi. Beni bıçakla sevgilim, bekliyorum." O an ölmüş olmayı diledim. Başımı daha sert çarparak beyin kanaması geçirmek ve sonra ölmek.
Bana biraz daha sıkı sarıldı. Kemiklerim acıyor, bir şey diyemiyordum.
"Beni sik kadar bıçakla öldürebileceğini mi düşündün Malvina?"
Güldü.
"Yaşadığın süre boyunca sana nefesin kadar yakın olacağım demiştim. Bunu nasıl unutursun?" Benden ayrıldığında elimdeki bıçağı açığa çıktı.
"Hadi. Öldür beni! Öldür!" Ağlamaya başladım ve bıçak elimden kayarak yere düştü. Onu öldürme düşüncesi bile aptalcaydı. Çünkü onu kimse öldüremezdi.
Eğilip yerdeki bıçağı aldığında açık koluna aniden bir çizik attı. Çizikten kan akmaya başladığı anda küçük bir çığlık atıp geri çekilmiştim.
"Acıdığını mı sanıyorsun Malvina?" Tekrar bir çizik attı. Yere hızla kan damlaları akıyordu.
"Bak! Acımıyor, görüyor musun?"
Kahkahası dudaklarının arasından yükselirken "Delisin sen!" diye bağırmıştım. Kahkaha atmaya devam etti.
"Bu oyuna devam edebiliriz Malvina. Beni her gün öldürmeye çalış. Ben de seni yakalayayım."
Odanın kapısından bir adamın sesi duyuldu.
"Efendim, çocuğu bulduk."
"Tamam, birazdan öldürürüm."
Bana döndü.
"Beni aldattığın ama senin "o benim sevgilim" dediğin çocuk Malvina... Bu gece onu öldüreceğim."