2. Bölüm-GD

75 9 6
                                    

Ezraesma kapak için teşekkürler :)

Media: Filiz Başbuğ ❤

Oturduğum koltuktan bir hışımla kalktım.

'Rüzgar! Rüzgar! Rüzgar!'

Hatırlayamıyordum. Rüzgar diye birini hatırlayamıyordum. Şu anda içinde bulunduğum durum o kadar aşağılayıcı ve gurur kırıcıydı ki... Gerçekten bu hayatta değer verdiğim birini nasıl hatırlayamazdım? Değer verdiğim kişilerin sayısı bir elin beş parmağını geçmezken? İnanamıyordum. Tanıdığımı bildiğim ama hatırlayamadığım gerçeği beni yiyip bitiriyordu.

Filiz ile Kıvanç'ın konuştuklarını duyduktan sonra kendimi daha kötü hissetmeye başlamıştım. Kabuslarım sıklaşmıştı ve gerizekalı olduğuma bende inanmaya başlamıştım. Eskiden hep karşı çıkarken şimdi emindim artık. Ben- ben bir gerizekalıydım.

Dün geceden beri hiç uyumadım ve bunu -Rüzgarı-düşündüm. Anımsamaya çalıştım. Ama aklıma gelen tek şey çığlıklardı.Bir erkeğin çığlıkları.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp kafamı rahatlatmam gerekiyordu. Bugün pazardı ve babam uyanmadan önce Lale'yi uyandırmam gerekiyordu. Bir koşu üst kata çıkıp Lalenin odasına daldım. Ve- ve Lale odasında yoktu. Onun yerine yatağında bir not vardı. Kırmızı bir not kağıdı..

'Oyun sırası bende küçük hanım. Cadına güle güle de. -Kıvanç'

Bu kadar ileri gidemezdi değil mi? Şakaydı bu.Kesinlikle şaka olmalıydı. Gözyaşlarımı tutamadım. Laleye bir şey yaparsa onu öldürürdüm. O bu oyunun içinde olmamalıydı. O daha küçüktü ve- ve o masumdu.

Lalenin odasından çıktığım an babamla karşılaştım. Şimdi olmazdı. Şimdi susmalıydı.

'Ne ağlıyorsun lan dengesiz! Kahvaltım nerde benim? Kardeşini de uyandır çabuk.'

Elimdeki notu sıkarak elimi yumruk yaptım. Ağladıysam önemli bir şey vardı değil mi? Neden benim 'Ne oldu kızım? Neden ağlıyorsun?'diyen bir ailem yoktu. Kendimi daha fazla tutamazdım.Bu artık son noktaydı.

'Yeter artık Erol Bey ! Yeter artık ! Bir sorsan neden ağladığımı. Belki önemli bir şey var. Gerçi ben senin için önemli değilim ki! Neyinim ben senin? Neyinim söylesene. Hizmetçin mi yoksa kızın mı (!) Eğer beni hizmetçi olarak görüyorsan ben giderim. Hizmetçi tutarsın yokluğum hissedilmez. Bu zamana kadar sabrettim ama yeter artık! Sen de baba mısın (!)'

Konuşmasına izin vermeden telefonumu ve Filizin telefonunu alıp çıktım. İyi oldu içimi döktüm. Asla pişman değilim. Şuan tek derdim vardı o da Laleydi..

Arabama atlayıp Filizin evlerine sürdüm.Telefonu bende olduğu için ona ulaşmamın başka yolu yoktu. Sürat sınırı beni ilgilendirmiyordu. Filizlerin evi göründüğünde arabadan indim ve koşarak zile bastım. Kaybedecek vaktim yoktu. Kapıyı Nergis Teyze açmıştı.

'Filiz evde mi? Onunla acilen görüşmem gerek Nergis Teyze.'

'Kızım bir soluklansaydın. Geçsene içeri biz de kahvaltı ediyoruz.'

'Benim acilen Filizle görüşmem gerek. Lütfen Filizi çağı-'

Derken Filiz kapıda belirdi. Sanırım Nergis Teyze özel bir şey konuşacağımızı anlamış olmalı ki gitti ve Filizle baş başa kaldık.Filiz bana soran bakışlar atıyordu.

'Filiz, Lal- Lale yok. Kaçırmış. Kıvanç Laleyi.'

Düzgün kelimeler kuramıyordum. Konuşmaktansa avcumdaki notu Filize vermeyi tercih ettim. Notu aldı ve bana baktı.

GÜNEŞ'İN DOĞUŞU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin