Yemekleri hazırlayıp içeri geçtik. Ben Doruk'un yemesine yardım ederken, herkes yemeğini yiyordu, hastanede bir şey yemediğimiz için herkes çok acıkmıştı. Yemekleri yedikten sonra korku filmi izlemeye başladık film korkunçtu ama ben fazla korkmadım alışık olduğum için, korku filmlerini çok severdim. Herkes korktuğunu belli ederken ben gayet sakin bir şekilde izliyordum, Kaan kulağıma yaklaşıp ''Korkmuyoruz sanırım'' deyip gülümsedi ''Hayır. sadece alışığım''dedim. filmi izlemeye devam ettik. filmin sonunda Elif, Kaan ve Koray uyudu. bende eve gidecekken Doruk ''İstersen bu gece burada kal, geç oldu biraz '' dedi. Bende olur deyip babamı arayıp izin aldım. Burada ki herkes evi kendi evi gibi her santimini biliyordu. Simay bana kalacağım odayı gösterip kendi pijamaların dan bir tane verdi. buradan anladığım kadarıyla Simay ve diğerleri sürekli birbirlerinin evinde kalıyordu ki hepsinin pijamaları vardı. Simay'ın bana gösterdiği oda açık renk ağırlıklıydı ama yatak odanın aksine siyah renkti, aslında siyah rengini çok seviyorum. Simay'ın verdiği pijamaları giyip aşağı indim, uyumayan bir tek ben Doruk ve Simay kalmıştık. Simay'da uykusunun geldiğini söyleyip odasına çıktı, ben ve Doruk tek kalmıştık. Konuşmaya Doruk başladı:
''Evet Beste Hanım, her zaman böyle hırçın mıyız ?'' dedi tebessüm ederek. ''Hayır sadece öyle egolu birinin benimle o şekilde konuşmasından rahatsız oldum'' dedim.
''E yok mu hayatında sana güzelim diyen bir sevgilin ?'' dedi. Aklıma Onur geldi, buruk bir gülümsemeyle ''Yok'' dedim. Yüzümün asılmasından anlamış olacak ki ''Ama bu konuda yaraların var sanırım'' dedi. biraz düşünüp ''Belki de'' dedim. Ortamın gergin havasını dağıtmak için ''Bence biz senle süper anlaşırız. Bu grupta ki herkes kardeş gibidir. Elif ve Kaan hariç, birbirlerinden hoşlanıyorlardı ama bunu itiraf edemiyorlardı. Aslında komik bir durum. Neyse biz senle iyi anlaşacağız gibime geliyor'' dedi. Uykumun geldiğini fark edince ''Ben artık uyuyayım. sana da iyi geceler'' deyip merdivenlerden yukarı bana ayrılan odama çıktım. yatağa girer girmez uyudum.
Sabah uyandığımda Koray, Simay ve Elif uyanıktı. Simay ve Elif mutfakta kahvaltı hazırlarken Koray ise gazete okuyordu. Bende mutfağa geçip kızlara yardım etmeye başladık. Kahvaltı hazır olunca herkesin uyanmış olduğunu fark ederek masayı hazırlamaya başladık. Bu sırada Kaan neşeli halini tavrını takınmış şaklabanlıklar yapıyordu, Doruk'u güldürmek için ki Doruk gülmeye yer arıyormuş, onların bu hali çok tatlıydı. Herkes kahvaltısını hazırladıktan bulaşıkları bulaşık makineye atıp bahçeye çıktık. Kaan elinde top bahçeye girdi. 'Hadi voleybol oynayalım' dedi. Herkes mırın kırın etmeye başlayınca Kaan yüzünü asıp şirin, tatlı çocuk taklidi yapınca hepimiz oturduğumuz yerden kalktık, Doruk hariç bu haliyle ona top oynatacak değildi, dikişleri bile daha yeniydi. Oynarken kafama çarpan toplar mı dersiniz takım arkadaşımla ayağımızın birbirine dolanıp birlikte düşmemiz mi dersiniz bilemem ama biz çok eğlenmiştik. En son ne zaman bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Doruk kenarda oturup tezahürat yapıyordu, kim sayı alsa onu tutuyordu. Oyunun sonunda hepimiz çok yorulmuştuk, hepimiz kendimizi bir koltuğa atıp birinin su getirmesini bekledik, herkes birbirinden su istiyordu ama üşengeçlerin hiçbiri kalkıp su getirmiyordu. Bunlara kalsa bu iş uzayacaktı, ben kalkıp su içip diğerlerine de su verdim. çok tatlı bir grup olmuştuk ya biz, biraz dinlendikten sonra kapı çaldı. Tabii bildiğimiz gibi bunların hiçbiri kapıyı açmaya uğraşamazlar dı. Ben kalkıp kapıyı açtım. Ve karşımda onu görünce şaşırdım ve biraz da öfkelendim.
- Ukala Kerem
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Mücadelesi (ARA VERİLDİ)
Teen FictionAnkara'da babası ile birlikte mutlu bir hayat süren Beste'nin, annesinin ortaya çıkmasıyla beraber işler değişir. Beste annesini kabullenmeyerek ve babasına annesi ile karşılaştığını söylemeyerek İstanbul'a taşınmak istediğini söyler ve kızını çok s...