"Mert , ne zaman 18 yaşına giriyorsun torunum ? "
Bu soru karşısında afallamıştı Mert biraz."Iıı şey dede , 4 ay sonra yani 2 Nisan."
"Neyseki hala zamanımız var , eğitimine başlayabiliriz."
"Hı , dede ama zaten okulda yeterince ders alıyorum ya ne eğitimi."
Memet Amca güldü sonra yine eski ciddi haline büründü.
"Okul eğitimi değil evladım savaş eğitimi."
Mert'in lokması boğazında kaldı , su içtikten sonra konuşmaya başladı." Anlamadım ? savaş mı ? ama ben bugüne dek elime tahta sopa bile almadım ne savaşı dede ya ."
"Bak evladım bu görev senin kaderinde var , daha doğrusu senin bu savaş senin kaderini belirliyor.Bu karar asırlar önceden alındı."
"Ne yani yıllar önce ölmüş zombiler mi benim adıma karar veriyor , bu çok saçma."
"Doğru konuş onlar senin ataların."
"Aa .. şey haklısın özür dilerim dede ama bu saçma olduğu gerçeğini değiştirmiyor."
"Bak evladım olayın aslında bir kehanet var , ve o da şöyle."
Dünya'ya inen ilk insanın 2 oğlu olur , Habil ile Kabil.Kehanete göre bu kardeşler 2 şeyi temsil ediyor. Ying ve Yang gibi , bilirsin işte siyah ve beyaz falan. Habil iyiyi , sevgiyi temsil ediyor , Kabil ise kötüyü , nefreti temsil eder. Birgün iki kardeş ormanda gezerken Kabil kardeşinin üzerine yürür , kardeşi Kabilin gözlerindeki şeytani ışığı görür ve olayı anlar.Son kez şansını dener ve kardeşine şöyle der ;
"Kabil niyetini biliyorum kardeş , beni öldürmek istiyorsun bunun için sana engel olmayacağım ama kalbinin sesini dinle eminim orada bir nokta bile olsa iyilik bulacaksın kardeş."
Kabilin yüzü değişti ve Kabil şeytanice gülümseyip konuşmaya başladı " Sen Habil , herşeyi bildiğini sanıyorsun , tamam belki genelde haklı çıktın ama bu sefer değil kardeş bu sefer yanıldın."Kalbimin sesini dinliyorum ve seni öldüreceğim". Gerçekten de kabil tarih boyunca ilk kez haklı çıkar ve Habil ilk kez yanılır zira Kabilin kalbinde bir nokta bile iyilik yoktur.Elindeki sivri taşı kardeşinin kalbine saplar ve kardeşi yere düşer.Kabil kardeşinin ölüsüne bakarken akan kanların tuhaf bir şekil aldığını görür hayır hayır birer dizeye dönüşürler.Kabil yaklaşır ve okumaya başlar ve aniden korkuyla koşmaya başlar çünkü kanda , Kabil'in Yaratıcılar tarafından lanetlendiği yazmaktadır.Bir süre koştuktan sonra iblis gelir ve vesvesesini yaymaya başlar.Konuşması tıslayan zehirli bir yılanın sesi gibidir.
"Kabil niye kaçıyorsun sen zaten yaratıcılardan nefret etmiyor musun ? Onlardan niye korkasın ki ? "der ve zehirini Kabilin beynine akıtmaya başlar.
Kabil bir süreliğine afallar ama sonra kendini toparlar ve konuşmaya başlar , kendin kendine konuştuğunu zanneder fakat iblise cevap verir .
"Doğru ben Kabilim en güçlüyüm Yaratıcıları bile yenebilirim." deyip eve doğru yürümeye başlar.İblis Kabilin arkasından bakar ve şeytani bir kahkaha atar."
"İşte böyle evladım.Olay bu."
"İyi de Dede benim \bizim burdaki rolümüz nedir?"
Mert , Memet amca'nın gözlerinden dert aktığını gördüğüne yemin edebilecek kesinlikte bir saniye geçirdikten sonra Dedesi konuşmasını sürdürür.
"Kabil o kadar korkmuştu ki kehaneti tam okumadan kaçtı.İşte bizim görevimizde kehanetin bu kısmında yazılmaya başlar." der ve anlatmaya başlar.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET (DÜZENLENMEDE)
Science Fiction"Kehanet , kaderini baştan sona etkiliyor." "Yanlıyorsun. Kaderim , kehaneti baştan sona yaşatıyor."