Öncelikle herkese merhaba! Ben Tarık, kalemim elverdikçe ve sizler beğendikçe hikayeye devam etmeyi düşünüyorum. Okuyan herkese teşekkürler! Hikaye biraz yavaş başlasa da ilerideki bölümlerde aksiyonlu olacağı konusunda sizi temin ederim.
Yazar: Tarık Gökçen
ATSIZ HİKAYE : BÖLÜM 1: Klişe İlk Gün
Sabahın köründe kalkmıştı.Gerçi tatil boyunca geç yatıp kalktığından dolayı hiç uyumamıştı ki zaten. Elbiseleri her zaman olduğu gibi temiz ve pırıl pırıldı.Annesi onları akşamdan ütüleyip asmıştı.İçeriden yumuşak bir ses geldi:
-Kaan, haydi okula geç kalacaksın! "Geliyorum" dedi Kaan huysuzca. Gitmek istemiyordu işte o lanet yere. Elbiselerini dikkatlice giydi, kemerini bağladı, kravatını düzeltti. Neden o iğrenç gömlek, kravat ve ceketi giyiyordu ki? Her gün o boğazını sıkan, içini daraltan o sevmediği kıyafetleri neden giymek zorundaydı ki? Ben şanssız doğmuşum diye homurdandı. Oysaki mutfakta onu bekleyen güler yüzlü, nazik ve bir o kadar da tatlı bir bayan -evin hanımı ve Kaan'ın annesi Zerrin hanım- ve kendinden 4 yaş küçük tatlı mı tatlı, şeker mi şeker bir çocuk ona sırıtıyordu. İstemsizce güldü o da. Kardeşinin yanağına bir öpücük kondurarak sofraya geçti.
Belli ki babası erkenden gitmişti işe. Annesinin yaptığı nefis omleti ekmeğine banarak yerken, Annesi birden: "Yüzünü yıkamamışsın Kaan!" dedi kızarcasına. "Yıkadım anne!" diye yalan söyledi Kaan. Ama annesi buna kanmamıştı belli ki. "Çabuk yıka bakalım, senden 4 yaş küçük kardeşin -Hale- bile yıkadı!" dedi sinirle.
O güler yüzlü kadın sinirlenince bile bunu belli etmezdi,kızamazdı yavrularına işte.
Homurdanarak ve sinirle banyoya gitti Kaan. Elini yüzünü yıkadı, kuruladı. Biraz daha açılmıştı uykusu fakat hala miskindi. Tekrar mutfağa döndü, yarım bıraktığı ekmeğini ve çayını yudumladı. İlk günden çanta götürsem mi, diye düşündü. Neden götürecekti ki? Hem zaten sadece kitapları alıp gelecekti ders işlemeyeceklerdi. Kitapları da zaten poşetle verirler diye düşündü. Yanına ders programını not etmek için bir not defteri ve bir kalem aldı ve yola koyuldu.
Evden çıktıktan sonra en iyi arkadaşı Kemal'in evine gitti hemen.Zaten evleri 4 bina yanındaydı. Kaan ile Kemal et-tırnak gibiydiler. Ne zaman birbirlerinin başı sıkışsa, bir şeye ihtiyaçları olsa birbirlerine sahip çıkarlardı.İki yakın arkadaş yola koyuldular, köşeyi dönüp biraz ilerledikten sonra okul göründü. Yeni bir ders yılı başlıyordu ve bizimkiler bundan pek de memnun gibi durmuyorlardı. Oflaya poflaya okul kapısından girdiler. Hemen kapıda duran okul hademesi Bekir amcayı gördüler. Yanında bir kişi daha vardı hademe kıyafeti giymişti o da, belli ki yeniydi. Hemen selam verdiler Bekir amcalarına. Bekir amcaları da onlara selam verdi yumuşakça. Sıraya geçtiler. 8. sınıfa gidiyorlardı ve artık büyümüşlerdi, okulun abisi olmuşlardı ne de olsa. Sol tarafına baktı Kaan. "Vay Be!" diye geçirdi içinden. 8 yıl nasıl da çabuk geçmişti. Şu sıraya ilk geldiği günü hatırladı, birden gülümsedi. Derken müdür beyin sesi geldi hemen. "Eyvah, yandık." dedi Kemal. "Müdür yine konuşma yapacak!". Kaan ve Kemal'in çok sevdikleri İngilizce öğretmenleri bekliyordu sıranın başında. Belli ki sınıf öğretmenleri olacaktı.Müdürün klişe konuşmasıyla beraber ayakta yaklaşık 1 saat boyunca bekleyen öğrenciler sınıflara dağılmaya başlamıştı."Hele şükür!" diye mırıldandı Kaan. Kemal ile beraber sınıfa doğru yürürlerken, Serhat çıktı karşılarına. Serhat Kemal ve Kaan'ın görüp görebileceği en gıcık kişiliklerdendi -en azından onlar açısından- yine yanında Akif ve Namık vardı -her zamanki gibi-. "Sen hala ölmedin mi?" dedi Serhat dalga geçercesine, yanındakiler hemen kahkahayı bastı. Bir süre bu atışmalar ve küfürleşmeler devam etti. Sonunda onlardan sıyrılıp sınıfa doğru yola koyuldular. Okulun iki girişi ve iki kapısı vardı. Birinden küçük sınıflar girerken diğerinden de ortaokullu öğrenciler giriyordu. Törenler ise büyük bahçede yapılırdı hep. Girişte hemen sol tarafta öğretmenler odası bulunurdu.Direk karşıda ise merdivenler vardı. Bodrum katta Resim ve el işi sınıfı bulunurdu. Sağ koridor ise küçük sınıfların ve kantinin olduğu bölüme açılıyordu. Merdivenlerden çıktılar hemen. Her katta sınıflar yükseliyordu.5,6,7 derken 8'lerin olduğu kata nihayet gelmişlerdi. En büyük sınıf olmak çok ayrı bir histi tabii. 8/A yazısını gördüler ve içeri girdiler. İçeride yaklaşık 30 kişi onları bekliyordu. Kaan ile Kemal, Serhat ve çetesiyle atıştıkları için en son gelen onlar olmuştu. Hemen, yaklaşık 3 aydır görüşmedikleri arkadaşlarıyla kucaklaştılar ve selamlaştılar. Arkadaşlarından birazı Kaan ve Kemal'in mahallesinde oturuyorlardı, fakat Kemal ile Kaan genelde okulda görüşürdü onlarla. Dışarıda tek takılırlardı genellikle. Kızlarla araları fazla iyi değildi fakat yine de yüz yüze bakıyorlardı. Yalandan bir merhaba ile geçiştirdiler onları da.