The only thing which they need to explore are, they.

275 17 0
                                    

Genç kız, vazgeçti. Harry Styles'a aşık olmanın büyük bir aptallık olduğunu kabul ediyordu. Şimdi siz merak ediyorsunuzdur, ya o erkek fahişesi hangi cehennemde? Gözlerini deviren genç kız, odanın ışık sızan bölümünden, genç adamın önündeki kaltağın bistüyerini yırtışını izledi. Sabırsız değildi, narin de değildi. Sanki, hiç etkilenmemiş gibi. Sanki, partnerini düşünmüyormuş gibi. Kimseyi düşünmüyor, kimseyi sevmiyordu zaten. Onu öpüşünden, bir kaç saat sonra başkasının kollarında çırpınıyor olmasının tek mantıklı açıklaması buydu. Kalbi olmayan kimse, kimseye olmayan kalbini veremezdi. Boşuna uğraşıyordu.

Genç adam sakince gözlerini yumdu. Hisleri, tek bir dakikada kaybolmuştu. Onun gözlerini gördüğünden beri, kimseyle birlikte olmamıştı. Düzeceği bir kızın, her şeyi değiştireceğini ummuştu. Buna katlanamıyordu. Genç kız, genç adam ona yaklaştıkça geri adım attığından Harry Styles kendini deforme olmuş hissediyordu. Geri plana atılmış, istenmeyen. Onun gözlerini kamaştırmak istiyordu. Yapamadığında kendini suçluyor, yanlışın onda olduğunu ispatlamak için, kondomlara, geciktiricilere ve vıcık vıcık işlere bulaşıyordu. Vıcık vıcık. Anladınız işte. 

Kimin umrundaydı, genç kız arkasını dönüp koridor boyunca koşabilirdi. Tırnaklarını sinirle avuç içlerine geçirmeden, dişlerini gıcırdatmadan. Çok kolay. Bir adım. Bir adım daha. Ve daha fazlası. Kanayan dudağının metalik tadı, portakallı dudak kremiyle karıştığında hıçkırdı. Onu öptüğünde, hiç bir şey yaşanmamış gibi davranmak istemişti. Magazin dergilerinde, Chesire haberlerinde, okul gazetesinin eski basımlarında okumuştu.

'Harry Styles, playboy dergisinin ropörtajında sorularımızı cevaplandırdı; 'Son zamanlarda, evinize kilit yaptırdığınızı söylüyorlar. Çok fazla hayranınız kapıya dayanıyormuş.' Louis Tomlinson, konuşmaya atladı. 'Bu doğru değil.' Sunucu başını iki yana salladı, 'Meze gibilermiş.' Grup kahkahalarla kırmızı koltukta yığılırken genç adam, buklelerini bardağından uzaklaştırarak konuşmuştu. 'Kadınları böyle nesnelleştirmeyiz.' Gözlüklerini ağzından üflediği duman tabakasıyla temizleyen, orta yaşlı sunucu güldü; 'Birileri sözlük yutup da gelmiş.'

Genç kız, olduğu yerde topuklularının üstünde küçük bir kız çocuğunun heyecanıyla zıplayarak kıkırdadı; 'Bu haberi biliyorum. Tanrım, biliyorum!' Sonra gülücüğü yüzünden düşerek, fayansın koyu sarı renginde kayboldu. Onun, bir öpücü cidden almak istediğini düşünmemişti. Onu değiştirmiş olma ihtimali vermemişti kendine. Gözlerini açtığında, yanında bulmak istediği bir kıza rastlamamıştı. Düzdüğü kimse, yanında olmamıştı. Alışılmışın dışına çıkamayacağını düşünmüştü sadece. Onu öptüyse, onunla eğlendiğini düşünmüştü. Bu gururunu devreye soktuğunda, burun kıvırıp kaşlarını çatmıştı. Nemli dudaklarını aralamaksızın, içinden geçirmekle yetinmişti. Kimse onunla oyun oynayamazdı.

Kişiliğinin kuvvetli olması, ününün onu ve gururunu değiştirmediği anlamına gelmiyordu. Ufak değişikliklerin kimseye zararı dokunmazdı. Dokunmamıştı da. Şimdiye dek. Oysa, yanılıyordu. Çift, birbirini özüne döndürmüştü. Ünün onlardan aldıklarını, birbirlerine veren iki kişiden bahsediyorum. Çok uyumlular. Geriye sadece, bunu fark etmeleri kalıyor.

'nobody compares, to you' Harry Styles&Selena GomezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin