Uyandım ve hemen hazırlandım.Kahvaltı edemeyecek kadar gecikmiştim.Babamdan birkaç tane kurabiye ve benim yiyeceğim şeyler aldım.Okula geldim ve Adrian'la beraber oturduğumuz sıramıza geçtim.∆Dün neden akuma gelmedi ve neden o kelebek etraftaydı?
Adrian yanıma oturdu ve öğretmen söze başladı.
"Evet çocuklar tatilinizin nasıl geçtiğini zillerde konuşabilirsiniz artık ders vakti...Fizik kitabında 63. Sayfayı açın şimdi."
Ders bitti ve zile çıktık.Ben hariç...Ben karnımı doyuruyordum.Lila yanıma oturdu.
"Chloe'yi ağlatabilirsiniz ama ben vaz geçmiycem."
"Chloe'yi ben ağlatmadım."
"Sen olmasaydın Adrian'ın ona böyle davranmayacağını biliyorsun."
"Ya Chloe'yi sevseydi ve seni ağlatsaydı?.."
Bunu uzunca düşündüğü için cevap vermedi.Adrian geldi ve benim yanımdan kalktı.
(Yazar:İşte böyle akıllı olacaksın Adrian'a sulanmıycaksın onun Marinette'i var.Hahayt... Pardon ya ben kendimi kaptırdım.Siz okumaya devam edin en iyisi...)
Lila'ya baktım ve Adrian sordu.
"Size ne oldu yoksa laf kavgasına mı girdiniz?"
"Hayır canım ne kavgası sadece değiştiremeyeceği şeyleri anladı."
O an Lila geri döndü ve Adrian'ın elini tutu.
(Yazar:O el orda duramazzz...Kırarız.)
"Evet kavga ettik ve gerçekten beni bu kadar kıracağını hiç tahmin etmemiştim.Sadece arkadaş olmak istiyordum.Herşeyi unutup..."
"Marinette neden arkadaş olmuyorsunuz?"
Bana yaklaşan akumayı o da fark etti.
"Peki tamam Marinette özür dilerim bunu dememem gerekirdi."
"Demek onun yalancı olduğunu kabul ettin sonunda."
"Sen öyle diyorsan."
Dersler bitip evlere dağıldık ve daha çantamı yere koymamışken yeni bir akumalı bana yaklaştı.
"Volpina!.."
"Evet aptal sonunda bunu öğrenmen çok hoş."
"Ne istiyorsun benden."
"Kalbindekileri."
(Malefiz gibi oldu biraz ama ...)
(Sen mi kalbimdekini alacaksın sen benim kim olduğumu biliyor musun...Oturuşu.)
Neyse burada bi konumuz var.
Beni sandalyeme bağladı.Annem ve babamın o an nerde olduğunu düşünüyordum ve kurtulamayacak gibiydim.Kedi de gelmiyordu Adrian'da...
"Böcüşüm!.."
Erken konuştum galiba...
Volpina aşağı indi.
"Böcüşüm mü ? Ben varım ya böcek te ne?!."
"Marinette nerde?"
"O mu ...o... öldü..."
"Sana inanmıyorum Volpina."
"Ama Adrian."
Merdivenden sesler geliyordu ama oda birden turuncu dumanla doldu.
Uyandım."Ne nerdeyim ben okula geç kaldım."
Bembeyaz duvarlar ve ama bu olamaz bu Gabriel Agreste'in oğlu.Bizim sınıftaydı ve ah evet o Kedi ...
"Uyandın demek.Öldün sanmış Volpina...Aşkım...İyiki sadece bayılmışsın."
"Bana neden aşkım diyorsun ben seni sevmiyorum sen sadece okuldan birisin."
"Ama..." O an Volpina'yı gördüm.Onu yalanına inandırmak için yapmıştı bunu kalbimdekileri silmişti."
"Hafıza kaybı olduğuna inanıyoruz."
Dedi doktor ama ben her şeyi hatırlıyordum.Sadece sevgiyi unutmuştum.Ayağa kalktım ve Volpina'nın kolyesini parampaça ettim.Ama onun bir ilizyon olabileceğini unutmuştum.
Uğur Böceği'ne dönüşüp eve gittim.Odamdaydı.
"Demek beni buldun Aptal Böcek."
"Sana da kötü günler salak tilki."
Birden boynuna sarıldım.Nefesi bittiğinde bayıldı.Ölmemişti.Nefessizdi ve flütü üfleyemeyecekti.Kolyesini aldım.Kırıp kelebeğin serbest oluşunu izledim.Kedi geldi.
"Uyku vakti geldi.Hâlâ Adrian'la uyuyabilirsin."
"Lila'yı evine götürücem.Tikki kurabiyeyi bitirince.Her ne kadar şanslı tılsımı kullanmamış olsam da o çok yoruldu."
"Peki" dedi ve Beni beklemeye başladı.Ben Lila'yı evine götürüp geldim.
Uyumadım ama onun uyuması için yatağımdaydım.
Umarım beğenmişsinizdir.Yorum ve oylarınızı bekliyorum.