Okul

15 1 1
                                    


     Not: Öhöm öhöm evet galeri Emre oluyor benim hayallerimde. Bir de belirteyim normal her zamanki gibi Açelya'nın ağzından devam ediyorum. 

     Heyecanla aynada son bir kez kendime baktım. Bugün çok yoğun olacaktı. Üzerime gri kotumu ve siyah askılı tişörtümü giymiştim. Normalde makyaj yapmazdım ama bugün güzel gözükmek istiyordum, o yüzden yeşil gözlerimi ortaya çıkartacak şekilde kalem çekmiştim. 

     Okulda tanıdığım olmaması işleri zorlaştırıyordu. Gergin bir şekilde okula girdim ancak canavarlarla dolu bir yer olmadığını gördüğümde rahatlamıştım. Bahçe oldukça büyük ve kalabalıktı. Hızlı hızlı danışmaya gidip ders programımı aldım. Bir saat sonra dersim vardı. Buralarda ne yapabilirdim? Mecburen kafeteryaya gittim. Oradaki yiyecek resimlerini gördüğümde karnımın aç olduğunu farkedip bir tost aldım. Usulca oturacak yer ararken herkesin arkadaş çevresiyle oturduğunu ve boş yer olmadığını görüp bahçeye çıktım.

     Çimlere oturmuş tostumu yerken yanıma sarışın, filmlerdeki popüler kız tiplemesini hayata geçirmiş bir kız geldi. Platin sarısı saçları ve mükemmel çekilmiş eyelinerı ile sadece benim dikkatimi çekmiyor olacak ki gelen geçen herkes kızın güzelliğine bakıyordu. İnce sesiyle ''Oturabilir miyim?'' dedi.

     ''Tabii ki.'' dedim gülümseyerek.

     ''Sen de birinci yılındasın değil mi? Anladığım kadarıyla birinci sınıflara kafeteryada pek yer kalmıyor.''

     ''Evet, buraya gelmiş hiç arkadaşım da olmadığı için çimlerde yalnızlığa mahkum oldum'' Kıkırdadı.

     ''Benim de hiç arkadaşım yok. Galiba bu bizi arkadaş yapmak için yeterli bir sebep.'' 

     ''Önce adını öğrenseydim her şey daha kolay olurdu.'' dedim gülerek.

    ''Ah.. Kusura bakma. İletişim kurmakta problem yaşıyorum... Ben Sıla.''

    ''Ben de Açelya, memnun oldum.''


     Kız ile ilk dersimiz aynıydı ve aralarda onunla vakit geçirerek öğleye ulaşmıştım. Öğleden sonra sadece bir dersim vardı ve şu an o sınıfa doğru ilerliyordum. Saate baktığımda iki dakika geciktiğimi gördüm. Harika! Şimdi oraya girdiğimde herkesin gözü benim üzerimde olacaktı. En nefret ettiğim durumlardan biriydi bu.

    Tam kapıya yaklaşmışken birinin daha giriyor olduğunu görüp hemen onu durdurdum. Yalnız girmeseydim içeri bari.

     ''Hey dur lütfen. Benden önce girme. Dersin ortasında girince herkes sana bakar ya, ondan hiç hoşlanmıyorum.''

     Karşımdaki kişi bana gamzelerini belli ederek gülümsedi. 

     ''Merak etme hoca daha girmemiş baksana.'' diye kapıdaki minik cam bölmeyi işaret etti. Hocanın girmediğini görünce rahatladım. Karşımda duran çocuğun sadece konuşurken bile gamzelerini farkedebiliyordunuz. Başıyla önden geçmemi işaret eden bir hareket yaptı ve içeri girdim.

     Bu ders benim seçmeli dersimdi. ''Çocuk Hukuku''nu seçmiştim. Seçmeli derslerin kolay geçtiğini duymuştum. O yüzden en köşede bir yerde, hocanın sesinin en az geldiği yeri seçerek oturdum. Çantamdan not defteri ve minik bir kalem çıkartarak masaya koydum. Kafamı kaldırdığımda... Galiba utançtan ölecektim.

     Biraz önce konuştuğum kişilik hoca mıydı? Şaka felan yapıyor olmalıydı çünkü yaşının çok genç olduğuna yemin edebilirdim. Mahcup bir ifadeyle, göz göze gelmeyi umarak ''hocanın'' yüzüne baktım ama beni farketmedi. Bu kadar şaşırmam normaldi çünkü sabahtan beri beyaz saçlı, yaşlı hocalara alışmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 14, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ateşten GelenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin