|1.bölüm|☯KABUS⛓

47 5 5
                                    

     ♥️♦️♣️♠️Bu bölümü canım sıra arkadaşım İREM ' E ithaf ediyorum.🖕🖕

Geceden yağan kar , her tarafı bembeyaz bir örtü gibi kaplamıştı. Bu , yılın düşen ilk karıydı. Karın tadını çıkarmak için sıkıca giyinip dışarı çıktım . Yürürken bir taraftan ayaklarımın  altındaki karın gıcırtısını duyarken diğer taraftan ona adeta gülümseyen kar taneciklerinin gökyüzünden düşüşünü seyrediyordum . Dışarıdaki manzara tek kelimeyle kartpostallıktı .

İlerlerken şirin bir pastane gördüm ve hemen oraya doğru ilerledim. İçeriye girdiğimde burnuma fırından yeni çıkmış poğaça kokusu doldu . Sabahın ilk saatleriydi , kahvaltı yapmamıştım. Briyantin ile parlatılmış ve özenle taranmış saçlar , traşlı  bir yüz ve etrafına çok hafif bir kolonya kokusu kokusu saçan yakışıklı bir genç  pastanede oturuyordu   . Derken neşeli bir ses , sessizliği bozdu . Kapıdan genç mi genç bir kız belirdi . Delikanlı , gülümseyerek ayağa kalktı ve kızı karşıladı . Kızın havada kalan kahkahası suratsız yüzümü ve pastanenin içini süsleyen çiçekleri bile gülümsetti . Garson geldi ve ne istediğimi sordu . Sıcak çikolata istedim . İki dakika sonra sıcak çikolatamda gelmişti . Büyük bir yudum aldım ve çikolatanın o tatlı tadı ve kokusunun yanında ki yakıcı sıcaklığın dilimi eritmesine izin verdim. Kısa süre sonra da sıcak çikolatam bittiğinde hesabı ödeyip şirin pastaneyi terk ettim. Dışarı çıktığımda havadaki soğukluk içime işledi , ürperdim . İki yanında , dallarının üstü kar olmuş görkemli ağaçların sıralandığı caddede yürümeye başladım. Cadde boyunca pastaneler , lokantalar ve adeta serpilmişçesine duran küçücük çiçekçi dükkanları vardı . Dükkânların vitrinlerindeki çeşit çeşit çiçekler , tüm caddeyi neşelendiriyor , renklendiriyor ve caddeye bambaşka bir hava veriyordu .  O sırada biri koluma girdi . Böyle birşey beklemediğim için hemen sağıma baktım ve çılgın sıra arkadaşımı gördüm . Elindeki poşetlerin  içinde ne olduğunu gayet iyi biliyordum . Poşetlerde kitap vardı . Meraklı bir toplayıcıydı . Piyasaya yeni çıkmış kitapları alır , kitaptaki önemli yerlerin altını çizerek onları okurdu . Bitirdiği kitapları atmaz , rafına düzenli bir şekilde yerleştirirdi . Mavi hep pozitif bir insandır . Herkesin hayatında sıkıntılar olduğu gibi onunda sıkıntıları vardı ama o hep gülümseyip sıkıntıları öldürüp içinde gömerdi . Dünyadaki güzellikleri bulma çabası içinde olan ve onu bulanların yüzleri aydın , gözleri pırıl pırıl ve canlıdır . Ancak böyle bir çaba içinde olmayan , tek amacı gününü gün etmek olanların yüzleri ise asık , gözleri donuktur . Biri yaşamla doluyken , diğeri yaşayan ölüdür . Mutlu olmak kolay değildir . Çünkü mutlu olmak gerçekten de  zor bir iştir . Oysa günümüzde hep mutsuzluk üzerinde durulmuş ; olumsuzluk , asık suratlılık pek beğenilmiş ve yüceltilmiştir . Mutlu olmanın iç disiplin , sebat ve sabır istediği gözardı edilegelmiştir . " Eee.. Nasılsın asık suratlı sıra arkadaşım ??? " ahhh bu kız.. " iyiyim Mavi sen nasılsın ?."
" Bende iyiyim . Bugün alışverişe çıktım da işin yoksa sende gelir misin? lüttfeeeeen...." Ups.. Bu kızın  yavru köpek  bakışında iyi olduğunu unutmuşum . Ama bana sökmez . " üzgünüm Mavi . Ders çalışmam lazım."  Sanki bozulmuştu. " peki ." Tam gidiyordum ki .." Yaz !!! Ama beni de  çalıştıracağına söz ver ! " bak bu olabilir . " Tamam anlatırım .neyse okulda görüşürüz. " dedim. Ve eve doğru ilerlemeye başladım .yaklaşık yarım saat kadar yürüdüm. Ve evin sokak kapısının önündeydim . Anahtarı deliğe sokup sola doğru çevirdim . Bir de kendime doğru itince kapı açıldı ve merdivenleri çıkmaya başladım . Yaklaşık otuz basamak çıktıktan sonra evime ulaştım . Kapıyı açtım. Çantamı yere atıp , botlarımı çıkardım. İçeri girip paltomu ve botlarımı dolaba koydum . Çantamı yerden alıp odamdaki dolabıma koydum . Ders çalışacağım kitaplarımı alıp salona geçtim . Kitapları masanın üstüne koyup koltuğa oturdum , ders çalışmaya başladım. Haftaya edebiyat sınavı vardı ve ben daha çalışmaya başlamamıştım . Bazıları beni inek olarak algılayabilirdi . Ama değildim. Bazılarının çalışmayıpta yapamadığı sorular olunca . Biz çalıştığımız için yaptığımızda 'inek ' konumuna düşerdik. Ama değildim. Ben gerektiği zaman çalışan , gerektiği zamanda keyfini çıkaran bir insanım. .....

☢ 2️⃣ SAAT SONRA ...❗️❗️❗️

Yaklaşık iki  saat oldu dersin başına oturalı. Okuduklarımı anlayamıyordum artık ; çünkü çok yorulmuştum. Gözlerim yavaş yavaş uykuya yenik düşüyordu . Ve KARANLIK ...

     Ormanlık bir alanda koşuyordum . Üzerimde uçuş uçuş mavi bir elbise vardı . Benim arkamda ise koskocaman ve simsiyah bir kurt vardı . Benim peşimden koşuyordu . Sivri dişleri vardı . Koşarken yol ayrımı çıktı . Sağ taraftan gittim . Ve çıkmaz sokak ... Sonra arkama döndüm kara kurt sivri dişlerini göstermek istercesine tıslıyordu. Üzerime atıldı . Tam boynuma dişlerini boynuma geçirecekken konuştu . " BENi AFFET. " dedi ve boynuma dişlerini geçirdi .

Gördüğüm rüyanın dehşetiyle gözümü açtım . Odada çıt yoktu . Birkaç dakika hiç kıpırdamadan o halde durdum. Gördüğüm rüyanın etkisindeyim hala . I sıra birşey fark ettim ; sokağın lambası yanıp , sönüyordu . ' acaba yine rüya mı ' diye düşünmeden edemedim . Oturduğum yerden kalktım . Pencereden dışarıya baktığımda sokak lambasının altında siyahlara bürünmüş biri vardı . Ceketinin kapişonunu kafasına geçirmişti . Sadece ağzı  ve çenesi görünüyordu . Aslında bu sokakta böyle kişiler olurdu ;Çünkü bu mahallenin yarısı evlerle doluyken , yarısı ise bar ve kafeler bulunurdu . Dolayısıyla böyle sorunlu kişiler olurdu ama onlar ya çakırkeyif olurdu , ya da kafası güzel olup millete sarkıntılık yapardı . Eee diyeceksiniz neden burada oturuyorsun ???

Başka yerlerde ev baktığımda fiyatları çok yüksekti . Ama burasının fiyatı tam bana göreydi .

Ama şuan düşünmem gereken daha önemli birşey var . Burada bana birşey olsa arayabilecek kimsem yok . Burada kimsesizdim. Babamı tanımıyordum . Annem ise ben on beş yaşındayken meme kanserinden ölmüştü . Ahh... O zamanlar hayatımın en ama en kötü zamanlarıydı . On beş yaşında kimsesiz kalmıştım .  On yedi yaşıma kadar ise dedem bana bakmıştı . Sonra oda akciğer kanserinden ölmüştü. Ve şuan korkudan titriyordum .

Çünkü siyahlara bürünmüş adam cebinden telefonunu çıkardı ve birşeyler yaptı . Mesaj yazıyordu sanki . Sonra başını kaldırıp bana baktı . Bende telaşa kapılıp hemen perdeyi çektim . Kısa süre sonra telefonumun sesi kulaklarımı doldurdu . Mesaj bildiriminin sesiydi bu . Yoksa bana mesaj mı atmıştı ???
   
    Hemen telefonumu elime aldım ve mesaj kutlusuna girdim . Mesajı okuduğum gibi gözlerim fal taşı gibi açıldı .
Ağzım aralandı . Mesajda şöyle yazıyordu : .............
........

Zaaaaa xd . Shjkfshj. Nasıl da bitirdim ama çok ekşınlı bir kitap olucak . Tamam biliyorum aranızda bana sövenler var ama benim bir suçum yok ki . Ne zaman başladığınızı yorumlara yazarsanız çok sevinirim . Pamuk eller vote , yorumlara gitsin . Yani nolcek sadece şu boş Yıldız'a bi tık yapacaksınız bu kadar . Kesin şimdi burayıda kimse okumamıştır . Ben biliyorum . Çünkü aynısını bende yapıyom Ehe.. Ehe...
Neyse ponçiklerim bir dahaki bölümde görüşmek üzere .

           21.11.2016

YİNE YAZI BEKLERİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin