Giriş

23 0 0
                                    

Daha önce hiç bu kadar heyecanlı hissetmedim. Ellerimi nereye koyacağımı bilmiyorum. Cebime mi koysam? Yoksa ceketi mi tutsam?

Ellerimi serbest bıraktın. Yerdeki uzun saplı güllerden birini aldım.  Dikensiz kısımlarından tutuyorum. Titrememek için dizimi kırarak olduğum yerde pozisyon aldım. Gülümsedim. Evet, işte böyle beklemeliyim.

Bu nasıl bir karmaşa böyle? Korku, heyecan, sevgi, aşk. Hepsini aynı anda hissedebiliyorum. Kalbim yerinden çıkacak gibi. Ki benim kalbim yerinden çıkmaya çok hazır bir kalp olduğuna göre bu çok da mecaz bir anlatım değil.

Gülü evimde evirip çeviriyorum. Gerginim. O çok dengesiz. Reddedilebilirim.

Onunla ilgili çok fazla şey biliyorum. Onu çok iyi tanıyorum. Ama farkında değil. Hiçbir şeyin farkında değil. Ne güzel olduğunu, ne zeki olduğunu bilmiyor. Ya da umursamıyor. Hayatın koşturmacasına o kadar odaklanmış ki başını kaldıracak vakti olmadığını sanıyor. Oysaki yaptığı dokunuşların farkında olsa, yüzeysellikten nasıl sıyrılıp da göze çarptığını bilse.. Bu yüzden bu çarpıntı, bu heyecan. Belki de o zaman ona aşık olmazdım.

Kemanlar çalmaya başladı. Geliyor.

Fakat hala merak ettiğim özellikleri var. Mesela ne tarz müzik dinlediğini bilmiyorum. Kararsız kaldım. Ama zarif bir keman herkesin hoşuna gider. Bu yüzden keman olmalı dedim.

Geliyor.

O eski, külüstür kapı şimdi bir saray gibi görkemli görünüyor gözüme. Bordo elbisesi, topuklu ayakkabılarıyla çevresine bakınarak bana doğru geliyor. Bana doğru geliyor..

Her zamanki gibi çok zarif. Bu şaşkınlık bile asaletinden bir şey kaybettirmemiş ona. Öyle güzel yürüyor ki.. Elbisesinin kumaşıyla saçları aynı anda savruluyor.

İçeri girdiği an, aşkın kaleme alınmış hali gibi gözlerimin önünde tarih onun kokusuyla birleşik bir atmosfer oluşturuyor. Yaklaşıyor, göz kamaştırıyor.

1 dakikalık yolu 1000 yıl gibi hissediyorum. Ama daha da garip olanı o yaklaştıkça başımı döndüren buğusuna kapılıyorum. Bu kızın yer çekimine yenik düşüyorum.

Şaşkınlıktan ağzı açık kalmış. Elleriyle ağzını kapatıyor. Öyle pek bir şey yok aslında. Özel bir gece olsun istedim. Hayatımız boyunca hatırlayalım, hayallerime yakışan bir gece olsun istedim sadece.

Ellerimle gül yaprakları serptiğim yolda yürüyor. Artık anladım. Eğer bundan 1000 yıl öncesinde olsaydık. Bu kız bir prenses olacaktı. Bense onu kölesi olmak için her şeyimi verebilirdim.

Elbisesi çok yakışmış. Boynunda anneannesinin elmas gerdanlığı var. Çok bahsetti, biliyorum. Anlattığı kadar var ve çok güzel taşıyor.

Onu buraya getirmenin başka bir yolunu bulamadım. Uzun hikaye. En azından aramızdakinden daha detaylı, ince ince işlenmiş bir hikaye.

Resmi bir yer olmalıydı. Hastane adına verilen bir davet ayarladım. İstanbul'a gelmesini sağladım. Geldi.

Kavalyesi olmayı çok istediğimi söyledim ama kibarca reddetti çünkü o benim doktorum. Bende hastanenin sahibiyim. Onun hastası ve patronuyum. Ama arkadaş gibiyiz. Değiliz de o beni öyle görüyor. Bu yüzden kavalyesi olmamı kabul etti.

Erkek arkadaşı var. Sözde erkek.. Benim sevdiğim kızı aldatıyor. Leyla'ysa yurt dışında olduğu için davete katılamayacağını sanıyor. Volkan meşgul o gelemiyormuş; senin bana eşlik etmen içini rahatlatmış, dedi. Leyla sevdiğim kız. Volkan'sa onun sevdiği adam. Onu aldatan, yanlış yollarla para kazanan ve herkesin iyi sandığı kişi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CENTİLMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin