Klasik bir korku geceseydi Laura evde tek başına film izliyordu. Birden telefon çaldı ve Laura hızlı bir şekilde telefonu açtı. Telefonda konuşan kişinin sesi oldukça kalındı alaycı bir şekilde
"N'aber Laura?" dedi. Laura tedirgin bir şekilde,"Ismimi nerden biliyosun ve beni neden aradın?" dedi. Bir süre sonra ses kesildi ve Laura telefonu kapattı. Mutfağın arka kapısı açıldı. Laura, koşarak kapıyı kapattı ve yeniden
telefon çaldı. Laura telefonu hızlıca açtı telefonda konuşan kişi sakin bir sesle,"Efendim, az önce alarmınızın çalıştığı bildirildi. Bir polis ekibi gönderiyoruz. Güvenli bir yere geçip saklanmanızı öneririz." dedi. Laura tavan arasına girip saklandı ve korkmuş bir şekilde,
"Şey saklandım. Ehhmm telefonda kalsanız olur mu?" Dedi adam kabul etti. Sonra alaycı bir ses tonuyla
"Bu başınıza ilk defa mı oluyor?" dedi. Laura, "Aslında bunun hakk..." diyerek sözünü bitirecekken, bağırsaklarının dışarı çıktığını gördü. Yere yapışmıştı, sürünüyordu. Telefona doğru çok hızlı bir şekilde süründü. 911'i aradı ve, Konuşucakken sesinin çıkmadığını fark etti. Katil, ses tellerini de kesmişti. O, orada Laura'yı kan gölünde sürünürken izlemenin zevkini çıkardı ve onu ölüme terk etti.
Annesi ve Babası eve geldiğinde kızlarını bulamadılar. Babası, tavan arasına çıkmıştı. Babası, kızını böyle görünce,
"Olamaz benim zavallı kızım! Kim sana yaptı bunu?!" dedi ağlayarak.
Ertesi sabah Jennifer, en iyi Arkadaşının öldüğünü duyduğunda çok üzülmüştü. Hatta, onun için kendine jilet atıyordu. Okula geldiğinde arkadaşları Laura için üzgün olduklarını söylüyorlardı.Aslında Laura'yı okuldaki kimse sevmiyordu. Zaten 1 saat geçtikten sonra herkes yası ve Laura'nın ölümünü unutmuştu. Jennifer bir grup arkadaşıyla konuşuyordu. Tabii ki, Laura aklından çıkmamıştı. Tyler, Jennifer'a
"Bir kız için neden bu kadar üzülüyorsun ki? Sanki eşcinselsin." dedi kaba ve alaycı bir ses tonuyla. Jennifer sinirli bir şekilde evine yol aldı.
Jennifer, evine girer girmez odasına gidip kendini yatağa fırlattı. Birden telefon çaldı. Jennifer telefonu açıp, kısık bir sesle "Alo?" dedi. Adam,
Naber Jennifer niye üzülüyorsun ki? Nasıl olsa kendisi tam bir... Neyse." dedi.
"Sen de kimsin pislik? Şaka yapmak istiyorsan gidip başka birisine yap. Başına bela alma." dedi Jennifer kızgın bir şekilde. Adam kısa bir kahkaha attı ve cevap verdi.
"Jennifer, bir dahaki sefere kimi öldürmemi istersin?"dedi.
Jennifer alaycı bir şekilde"Mümkünse kendini öldür it herif." dedi ve tam suratına kapatıcakken adam "Bunu aklından bile geçirme." Dedi bağırarak.
Jennifer, adama "Kapa çeneni!" dedi ve suratına kapadı. Evde Annesi ve babası yoktu. Odasındaki bakım kutusunu açıp oradaki jileti aldı. Kendini kesecekken pencereye baktı ve elindhe kanca olan maskeli bir yabancı gördü. Yabancı, Jennifer'ın evine doğru koşmaya başladı. Jennifer ne yapacağını bilemedi. Hızlıca dolabın içine girdi. Katilin kapıyı yumruklama sesini duyabiliyordu. Odasının kapısının açılma sesini duydu. Kurbanını daha çok korkutmak için elindeki kancayla duvarları çiziyordu. Birden durdu ve arkasına baktı. Dolabı görmüştü. Yavaş yavaş açtıktan sonra Jennifer'ı gördü ve hızlıca kancasını Jennifer'ın koluna geçirdi. Jennifer katile sert bir şekilde tekme attı. Katil, Jennifer'ın yatağına fırlamıştı. Jennifer tam kaçacakken katil onu tuttu ve pencereden fırlattı. Artık yürüyecek, sürünecek hali kalmamıştı. Katil yavaş yavaş merdivenlerden indi. Jennifer'ın yanına gitti ve kafasına son darbeyi indiricekken, Jennifer'ın sevgilisi Brad'i gördü. Brad, katili görmeden katil hemen kaçtı. Brad kapıyı çaldı ama kimse bakmadı. Arka kapılarının Yanındaki vazoda her zaman anahtar bulunduğunu hatırladı. Arka kapıya giderken ilk Jennifer'ın kanlar içindeki başını, daha sonra da darbeler indirilmiş, kollarında ve bacaklarında morluklar bulunan Jennifer'ın bedenini gördü. Brad, hemen Jennifer'ın yanına koştu. Elleri titriyordu. Zorlukla 911'i aradı. Brad etraflara bakındı ama kimseyi göremedi. İlk yardım çantasını almak için arka kapıdan girdi. Doğruca üst kata çıktı. Gördüklerine inanamadı. Her yer kanlıydı. İlk yardım çantasının yerini biliyordu. Çantayı Aldı ve gidecekken Dolabın üstünde siyah bir boyayla yazılmış kağıtta "O kadar kolay değil pislik" yazdığını Gördü. Brad bağırarak "Lanet olsun!" dedi. Hızlıca kanamayı durduracak 2-3 bandaj bulmuştu. Tekrar bahçeye çıktığında Jennifer yoktu ve baygın olduğu yerde kanlarla"Oyunu oynamaya devam et" yazıyordu.Ertesi sabah Brad kızın grubuna haber vermeye gitmişti gruptakiler; ,Tyrel, Dan,Rose,Laura ve Jennifer birbirlerine çok yakınlar ama Jennifer haricindeki herkes Laura'dan nefret ediyordu.Brad gruptaki herkese söyleyince herkes telâşlandı. Tyrel sessiz bir şekilde"Peki oyun dediği nasıl bir oyun acaba?"diye sordu.Brad "Bilmiyorum" dedi.Herkesin eli kolu bağlanmıştı. Birden herkesin telefonu çalmaya başladı herkes telefonunu açtı O aramıştı bu sefer ince bir ses kullanıyordu şöyle dedi"Jenniferın canı sıkılmış oyun oynamanızı bekliyor" dedi. Sonra telefon kapandı büyük ihtimal bir ses kaydıydı Tyrel"Kız ölücek şimdiden huzur içinde yatsın" dedi Dan"Hayır pislik eğer bizi böyle arıyorsa belki de bizi tekrar arayıp oyunu söyler" zaten Dan çok saf biriydi bunu diyince kimse onu takmamıştı ders zili çalmıştı herkesin dersi kimyaydı kimyacı çok psikopat biriydi bazı kişiler onun hakkında adam kaçırdığını söylüyorlardı tabi ne kadar doğruydu bilinmiyordu.Hoca derse gelmemişti sonra herkesin telefonuna bir fotoğraf geldi katil Jenniferla mezarda selfie çekinmişti Jennifer baygın bir şekildeydi.Brad grupla birlikte hemen arabaya bindiler birden herkesin burnuna iğrenç bir koku gelmişti arka bagaja baktıklarında Kimya hocaları arkada gözleri çıkık şekilde ölmüştü Rose dışarı çıkıp kustu Sonra onlara"Ben gelemicem siz gidin" dedi onlarda kabul etti hızlı bir şekilde mezara doğru yol alıyorlardı birden önlerine bir kişi çıktı elinde kanca tutuyordu evet bu katildi Brad sağa doğru çekti ve bir ağaca çarptılar katil onlara yavaş yavaş yürüyordu kaçıcakken yerleri yoktu camı kırarak Bradin koluna kancayı sapladı gömleği beyazdan kırmızı oldu sonra katil maskesini çıkardı ve şöyle dedi"Şakaa!" bu Rose du.Herkes Rose a küfür etmeye başlamıştı birden Brad kalktı ve dedi ki "Merak etme Dan beni de gerçek öldürmedi" Dan rahatlamıştı bunu duyduktan sonra ama arabayla kaza yapmaları gerçekti bundan sonra yürümeleri gerekecekti zaten fazla yolları kalmamıştı ama ilk önce cesetten kurtuldular sonra koşmaya başladılar mezarlığa varmışlardı sessiz sessiz yürüyorlardı birden ortaya çıktı ve Danin bacağına sapladı herkes koşmaya başlamıştı Brad birden durdu bir ses duydu bir mezarın içinden geliyordu Rose"Hadi ne bekliyorsun" dedi Brad onlara bağırarak"Jennifer burda olabilir herkes kazmaya başlasın" dedi herkes elleriyle hızlı bir şekilde kazıyorlardı birden bir tabut çıktı herkes vurmaya başladı birden tabut kırıldı Jenniferı görerek tabutu ikiye ayırdılar Brad Jenniferı sırtına alarak koşmaya başladı diğerleri de koşmaya başladı basit bir şekilde oradan kaçmışlardı ama Dan'i orada bırakmışlardı.Polisler Dan'in cesedini veya başka bir Şeyini bulamamışlardı.
Çoğu kişi onun öldüğünü söylüyordu Brad onu orda bıraktığı için Jennifer'dan özür dilemişti birden Jennifer'ın telefonuna bir fotoğraf gönderildi fotoğrafta Dan kan Gölü'nde elleri bağlıydı fotoğraftan sonra bir mesaj daha geldi şöyle yazıyordu "bunu mu arıyodunuz".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trajedi
Mystery / ThrillerKüçük bir kasaba dehşet verici katliamlar ve gizemli bir katil