Urazın arkasını dönmesiyle kızarık kahvelerine diktim siyahlarımı hem öfkeli hem de şaşkın bir şekilde bakıyordu gözlerime
-senin ne işin var burda??
---------------------------&------------------Sorduğu soru karşısın da afallamış bir şekilde ona baktım.
Ondan sonra konuşma gereği duymadan ellerimle MERTin mezarını gösterdim.
-Neden konuşmuyorsun. Sorusuna sadece omuz silkmekle yetindinUzun süren sessizliğin ardından sıkıntılı bir şekilde nefes alıp verdi.
-bak benim konuşmaya ihtiyacım var yani sen konuşmasan da olur beni dinler misin dedi mahçup bir ses tonuyla
Ne yani iki gün önce beni sinir eden çocuk şimdi benimle konuşmak mı istiyor. Sorusu karşısında sadece başımı sallamakla yetindim. Parmağıyla bir yeri gösterdi gösterdiği yere bakınca bir çardağın olduğunu gördüm.
Çardağa geldiğimizde yan yana otursuk ve Uraz anlatmaya başladı.-bak şimdiye kadar kimseye anlatmadım ben bu olayı bir tek sen biliceksin. Şey benim babam yüzünden öldü annem daha doğrusu öldürüldü benim babam bir mafya yer altı mafyası bir gün annemle parka gitmiştik tabi arkamızda da selim abi yani babamın korumalarının en güvenilir adamı vardı ben parkta oynarken bir silah sesi geldi zaten o zaman selim abi benim yanımdaydı annemin olduğu yere bakınca orda olmadığını gördüm ondan sonra selim abi gözlerimi kapatıp bir siyah arabaya bindirip eve getirdi yol boyunca annemi sorup durdum ama hiç kimse bir cevap vermedi ne olduğunu söylemedi hiç kimse ondan sonra bir gün babamla selim abiyi dinlemeye gittim annemin öldüğünden falan bahsettiler işte o zaman yıkıldı benim dünyam.
O gerçekten bunları yaşamışmıydı.
Yavaşça elimi kaldırdım ve sırtına koydum yanında olduğumu belirtircesine
-ben herseyi kaybettim güneş...
-ben yanındayım dedim güven verircesine konuşmam ona tuhaf gelmiş olucak ki şaşkın şaşkın bana baktı ve buruk bir şekilde gülümsedi. Gülümsedim...neden yaptığımı bende bilmiyorum ama içimden öyle geldi ilk defa bir kere de olsa Gülümsedim..Zaten o saatten sonra da beni yetimhane ye bırakabileceğinden bahsetmişti ama kabul etmeyip kendim gidebileceğimi söyledim.
Günün verdiği yorgunluğuyla kendimi uykunun kollarına teslim etti.Sabah uyandığım da banyoya girip kısa bir duştan sonra formalarımı üzerime geçirip siyah sırt çantamı ve sporlarımı giyip yola koyuldum.
Okula geldiğimde zilin çoktan çaldığını anlayıp hızlı adımlarla sınıfa çıktım. Her zamanki gibi kapıyı çalmadan içeri girdim ve sırama oturdum. Gözlerimi sınıfta gezdirince herkesin kendi halinde olduğunu anlayıp. Önünme dönecektim ki bir çift kahverengi gözün bana baktığını gördüm ve gözlerimi onun gözlerine diktim.
Gülümsedi...Gülümsemek bir çok anlama gelebilir. Mutlu olduğunda gülümsersin , üzgün olduğunda etrafına belli etmemek için gülümsersin sevmediğin birini gördüğün de ne kadar istemesen de nezaketen Gülümsersin. Sevdiğini belirtmek için gülümsersin.
Annene gülümsersin , babana gülümsersin, sevgiline gülümsersin , arkadaşına gülümsersin,hepsini geçtim hiç bir sebep yokken bile gülümseyebilirsin. Şu ana kadar ne doya doya yaşamak geldi içimden ne de doya doya gülmek hiç bir şeyi içimden geldiği için yapmadım ben kimisi insanların zoruyla kimisi de öyle gerektiği için yapmıştım. Ama onun gülümsemesi o kadar masum o kadar saftı ki bir anda kendimi kirli biriymiş gibi hissetmeme sebep olmuştu.Sonunda tenefüs zilinin çalmasıyla sıramdan kalkıp bahçeye doğru yol aldım her zamanki oturduğum banklara gelince üstündeki zarf dikkatimi çekti simsiyah bir küçük zarf. İlk önce takmadım yanındaki boş yere kuruldum. Bir süre sonra gözüm zarfın üstündeki yazıya takıldı
Güneş...
Neden benim ismim vardı ki zarfın üstünde en önemlisi de bu zarfı buraya kim bırakmıştı. Kimse benimle muhattap olmazdı ki okulda kim koyabilirdi böyle.
Zarfı alıp cebime tıkıştırdıktan sonra yerimden kalkıp sınıfa doğru yol aldım. Sınıftan çantamı ve hırkamı alarak okulun arka bahçesindeki çıkış kapısına ama benim kaçış kapım olarak adlandırıdığım kapıya doğru yöneldim kapıya gelince çantamı ve hırkamı ilk önce büyük demir kapının üstünden attım daha sonra da demirlere tutunarak çıktım ve okulun dışındaki kaldırıma atladım.Her zaman geldiğim uçurumun kenarına gelip oturdum ve ayaklarımı sarkıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜME DOĞRU
Teen FictionArkadaşlar bu hikayemde yetimhane de büyüyen bir kızın hayat hikayesini ve gizli sırlarını anlatıcam ve aynı zaman da da hastalıklı aşkından bahsedicem umarım beğenirsiniz hepinizi çok seviyorum. ♥