Merabaaaaa. Ehem. Uzun zaman oldu farkındayım ama ilham perileri benden çok uzaklaşmışlardı son zamanlarda. :D Kurgu kısa olmasına rağmen elimden geldiğinde uzatmaya çalışacağım sizin için. Bir önceki bölümde gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim hiçbir yerde paylaşmadığım halde 64 vote almış çokçokçok teşekkür ederiiim. *.*
Vote ve yorum yapanların yanaklarını kemiririm. 7 sayfa hayatımda yazdığım en uzun bölüm. ehe.Sizleri seviyorum <3
Yarım saatten fazladır tavanı izliyordum. Sadece hayatımı düşünerek. Güne başlangıç için ağır bir konuydu aslında. Ağır olmasının yanında, önemsizdi de. Hiçbir şeye değer vermeden ve hiçbir değer görülmeden yaşadığım bir hayat neden önemli olsun ki zaten?
'Hadi ama! Zenginsin. Ayrıca, annen ve baban sana değer veriyor.' diye yakınabilirsiz.
Haklısınızda. Zengindik. Annem ve babam bana değer veriyordu. Biraz. Benden daha önemli şeylerinden sıra gelirse. Ki, bu yılda bir kez bile nadiren oluyordu. Annemin gizlice görüştüğü bir adam, babamın da sürekli yatıp kalktığı sekreter sevgilisi vardı. İkiside, çok iyi gizlediklerini zannediyorlardı ama aslında her şeyi biliyordum. Annemin sevgilisi, sıradan bir iş adamıydı. Adeta ergenler gibi sürekli mesajlaşıyor, mesaj yazarken kendi kendine gülümsüyor veya dudak bükerek yazıyordu.
Babam 2-3 ayda bir sekreterini değiştirip, yeni tatlara bakıyordu. Böyle seviyordu galiba. İş gezilerine de sekreteriyle daha fazla seks yapmak için çıkıyordu. Anlamadığım şey ise; birbirlerine yetmiyorlarsa neden hala boşanmadıkları?
Sanırım hem onlarla yatarken, hem de birbirleriyle yatıyorlardı. Umurumda değildi. Onların yanında cici kızı oynamaya alışmıştım. Ve okulda ezik kızı oynamayı. Bazen hepsini siktir edip, özel okula gitmeyi düşünmüyor değildim. Hatta bunu dün geceden sonra deliler gibi istiyordum. Aşağılamalarına ve diğer bütün ergen hareketlerini önemsememeye alışmıştım ama dün gece...Benim için bile fazlaydı. Çok fazla.
Keşke sarı kafayı dinleseydim. Ne kadar bazen sikik beyinli gibi davransa da, aslında benim iyiliğimi istediğini biliyordum. Sadece görmezden geliyordum. Sanırım onunla daha fazla vakit geçirmem gerekiyordu. Bana aşık mıydı ya da başka bir şey mi vardı bilmiyordum. Ama benimle ilgilenmesini seviyordum. Değerliymişim gibi hissettiriyordu. Ne kadar ona kafam iyiyken saydırsam da.
Evet, bazen fazla bana karışıyordu. Gerçi çoğunlukla fazla karışıyordu ve her seferinde karşılığını alıyordu. Ellerimle başımın iki yanını biraz ovaladıktan sonra, oturur pozisyona geçerek bacaklarımı yatağın kenarından sallandırdım Üstümde yumurtanın berbat yapışkanlığı yoktu ve saçlarımın nemliydi. Sarı kafa beni yıkamış olmalıydı. Bunu bir kaç kez daha yaptığını hatırlıyorum.
Kendim de değilken.
Bu seferkini neden hatırlamadığımı bilmiyorum. Sadece, hatırlamıyordum işte. Hatta odaya girdiğimizi bile hatırlamıyordum.
Banyoya giderek tekrar duş almak için küvetin suyunu açtım. Bütün vücudum ağrıdan dolayı sızlıyordu. Sıcak suyun altında rahatlamam gerekiyordu. Kaslarımın gevşemesi.
Küvet dolarken, aynaya bakarak pijamalarımı tek tek çıkardım. İç çamaşırlarımı da çıkardığımda bacaklarımda ve bel boşluğumda oluşan ufak morluklara baktım. En çok oralardan darbe almıştım. Bazıları üst üste denk gelmiş olacak ki, morluk oluşmuştu.
İçimde ki nefret duygusu tekrar kabarırken, olanları bu gece eğlenmenin dibine vurarak nasıl unutacağımı düşünerek gülümsedim. Bu gece eğlenceli olacaktı. Küvete yorgun bedenimi attıktan sonra, başımı oyuntuya yerleştirerek sıcak suyun keyfini çıkardım.
