Herşeyin bir sonu olması genellikle beni mutlu eden bir olay değil. Ama konu matematik dersi olunca sonun olmasi beni rahatlatıyor. Tabi bide matematik dersinin son ders olmasida. Gözlüklü bayan hocamiz adını bilmiyorum aslinda bakarsanız edebiyat hocası ve muzik hocası dışında diğer hocalar pek ilgi alanım değil. Her neyse bana kötü kötü bakışlar atıyordu. Sanırım dönem başından beri dersine pek önem vermediğim, tamam durustum dersinde telefonla ugrastigimdan beni sevmiyor.
Ki kadın haklı gençler dağılın.
Saat 4 e geliyordu. Ve çıkışta babam beni almaya gelecekti. Haftasonunu beraber geçirmeyi teklif etti bende teyzemin ısrarları üzerine kabul ettim. Evet teyzemle yaşıyorum. Ve bundan oldukça mutluyum. Bi kere dedikodu yapabiliyoruz. Teyzem evli olmadığı için onunla yasamami pek sorun etmiyor babam. Ama biliyorum ki onunla yasamiyorum diye üzülüyor. Sorun şu ki eğer benimle yaşamak istiyorsa o çakma sarışın-yanlis anlamayin çakma sarisinlarla bir derdim yok- gitmeliydi.
Tabi o kadının da iyi yanlari var. Mesela benim kardeşimin annesi olması gibi. Evet YiğitCan diye haydut bir kardeşim var ve onu seviyorum.
Sonunda. Ders bitti ve çantamı toparlamaya başladım. Çiğdem ve Aslım ı öpüp koştura koştura çıkışa ilerledim. Ve kapıya doğru baktım. Babamın o gösterişli arabasını göremeyince yavasladim ve sakin bir şekilde yürüdüm. Çıkış kapısından çıkarken güvenlikçi abi-ona böyle seslenmeyi seviyorum- başıyla selamladı beni.
Babam gelene kadar en sevmediğim ama kendimi alı koyamadığım şeyi yaptım. Insanlarin dış görünüşlerine baktım. Mesela zengin olduğunu belli etmek için okula platform ayyakabiyla, minicik etegiyle ve yahut ışıltılı takılarla gelmenin anlami ne?. Ne manaa?.
Hayır anlamıyorum kolej burasi zaten ailen tonla para dökmüş ki senden bi halt olmaz. Sen hala neyi ispatlamak istiyorsun.
Önümden geçen kaslı çocuk her ne kadar havalı olsanda gizlice kızların bacaklarını kestiğini bilmiyor muyum? Yada sen mükemmel göründüğünü sanan aptal kız senin burnun estetik olduğunu bilmiyor muyum? Sen gözlüklü çalışkan kiz sirf o yakiskli soytarı sana ödevini yaptırsin diye her derse katilmiyor musun ki bi keresinde bana derse katilmak istemiyorum aslinda sevmiyorum diyen sen degil miydin? Sen burslu öğrenci aslinda kendinle övünmen gerekirken neden elindeki kitabi herkesin içinde okuyamiyorsun ve bunun yerine arka bahçedeki banklarin arkasını kullandığını bilmiyor muyum?
Siz koca ahmaklarsiniz! Diye bağırmak geçiyor bazen aklimdan ama hemen def ediyorum bu düşünceyi çünkü sayıları oldukça fazla linç ederler beni.
Okulun karşı tarafındaki ara sokakta bi kafe var. Ve şu okul müdürlerinin tasvip etmediği türden bir kafe. Kısacası yağmur baslamadan önce oraya gitmeliydim. Bi kac yağmur damlası etrafı neslendirirken ben hızlı hızlı karşıya geçtim. Ara sokaklarda o adını duyduğum ama hiç gitmedigim kafeyi aramaya koyuldum.
Bu sokak değil.
Hayır bu sokakda değil.
Ya buda mi değil.
Sayamadigim kadar çok sokaga girdim ama bi türlü bulamadim. Etraf iyice yağmurun etkisi altina girerken ben mal mal etrafa bakiyordum. Sokağın sonunda mavi renkli bi bina vardi. Kafeyi bulamayacagimi anlamıştım zaten ama mavi,
ilgi çekiciydi.Aradan 15 dakika geçmişti. Bense mavi binan kaldırım taşına oturmuştum. Bi süre sonra aklıma o geldi. İlk aşkım. Özgür. Su zamana kadar bir çok çıkma teklifi aldim. Ve denedim ama olmuyor. Sanki ben 8 yaşında verdiğim sözü tutmak zorundaymisim gibi hissediyorum. Sanki Özgür buralarda ve benim onu beklememi istiyor. Biliyorum deli saçması gibi geliyor kulağa. Ama benim kalbim rezerveli. Ve Özgür gelene kadar kimse o kapıdan içeri giremeyecekti.
Birden küçükken yaptığımız şey geldi aklıma. Tam zamani diye düşündüm ve çantamdan bir defter sayfasi kopardım. Sayfanın bir ucunu diğerine doğru üçgen şeklinde katladim. Alt kısımda kalan ve işime yaramayacak olan kısmı dudaklarimin arasından geçirdim. Dudaklarımin nemini alip ıslanan kadigidi nazikçe yirttim. Ve bi kac işlemden sonra Kağıttan Gemim hazırdı.
Yağmur suları kenardaki su giderinden aşağıya doğru telaşlı bir şekilde akıyordu. Sanki akan zamanla bir yarış içerisindeydi. Omuzlarımdan aşağıya sarkan saçlarım üstümdeki tişörtü islatali 20 dakika kadar oluyordu. Zamani saymayı seviyordum. Nedeni yine Özgür' dü.
Çantamın ön gözünü açtım, içerisinden kırmızı ve siyah boya kalemlerini çıkardım. Kagittan gemimin islanmamasi için dizlerime doğru kapandim. Evet şimdi güvendeydi. Ilk önce siyah kalemimle bir kare çizdim ve onun icine de kırmızı küçük bir kare. Bu bizim simgemizdi. Şimdi hic bilmediğim bir yerlerde yaşayan ilk aşkımın bizim için bulduğu simge.
Kağıttan gemimi biraz sonra gideceği minik denizine bıraktım. Bi kac adımdan sonra sola dönecek olan Kağıttan Gemim köşeyi sorunsuz bir şekilde döndü. Özgürdu artık kağıttan gemim. Özgürün öğrettiği gibi yapmistim. Suratima yerleşen gülümsemenin kalbimi acitmasi haksizlikti. Ve tüm haksızlıklar beni buluyordu. Özgür gittikten sonra...
Birden aklıma babamin gelmesiyle hizlica toparlandim. Ve sokağın başına doğru koştum.
*÷*÷*÷*÷*÷*÷*÷*÷*÷
Yağmurun islattigi siyah pantolonum, yeni okulumun forma tişörtü, sırılsıklam olmuştu. Sırtımı dayadigim mavi renkli binanın bu kadar umut dolu olmasi..Saçmaydi. Deli saçması şeyler.
Aşkmis.... Saçmalık
Mutlulukmus.... Saçmalık
Sadakat... Saçmalık
Ve insanlar deli saçması şeylerle kafayı yemisler. Biri bisyeler uyduruyor sona bir bakıyoruz herkes o şeye tapmaya başlamış.
Aslında bakarsanız bu konu sikimde değil. Yağmurun altinda ne kadar içilebilirse o kadar içiyordum sigaramı. Sonra ayağımı uzattığım su giderinin orda Kağıttan bir gemi dikkatimi çekti. Önündeki küçük tasa takılmış öylece bekliyordu. Buyuk bir bölümü islanmisti. Öne doğru uzanıp elime aldim. Umutsuz vakaydı. Yağmur da yüzmeye çalışan bir gemi..
Dikkatlice baktim ve siyah bir karenin içinde kırmızı bir kare vardı. Neyin işaretiydi bu acaba. Deli saçması şeylere inan beyni sikik insanlar. Ah ahmak sürüleri.
Kağıttan gemiyi buruşturup tekrar suyun içine attim. O sırada telefonumun boktan zil sesi kulağımı doldurdu.
" Ne var !"
Erenin güldüğünü isttim önce sonrada her zaman ki gibi sacmaladı.
" Işte benim dostum be" derin bir nefes alip tekrarladim içimden
Sakin ol, sakinim, evet hiç kizmadim ağzını gotuyle yer değiştirmek istemiyorum. Hayri amina koyuyim istiyorum lan!
" Bana bak Eren ne sikime aradin çabuk soyle yoksa seni bulur o gevşek ağzına s-"
" Tamam abi ya ne kiziyosun. Gittin mi yeni okuluna?"
" Sence gitmismiyimdir. O ne halt ettiğini bilmiyen adam yüzünden okulumu değiştirdim. Neymiş efendim yeni cevreymis. Çevreni sikim senin bok herif"
"Özgür abi sakin ol. Bak bende o okuldayim yarin geliyorum oğlum"
Gözlerimi yukarı diktim.
" Aman ne mutlu bir haber."" Oğlum o değilde Burcu da gelmesin amina koyuyim kiz yapıştı sana. Bugün tüm gün beynimi kemirdi. Sen nasıl dayaniyosun ona abi?"
" Babam yüzünden Eren. Ortağına soktugum. Her neyse gel al beni burdan. "
Diyip telefonumu kapattım. Ahh kesinlikle Burcunun beni bulmaması lazım. Bir insan 1 dakikada bir milyon kelime eder mi ya. Yerimden doğruldum ve mavi binanin ön tarafina geçtim. Uzun bir sokak vardı önümde ve benim hiç yürüyecek halim yoktu. Pezevenk babam sağolsun arabami elimden aldı. Ve okula gitmem için baskı yaptı birde Burcu ile birlikte olmam için. Çok türk filmi izlemiş bok herif. Kafami gökyüzüne çevirdim." Adımı Özgür koyman beni hiç etkilemedi anne."
Ardından önümdeki yokuşa baktim ve derince bir iç çektim.
" Görelim bakalim neler varmış bu okulda. Yeni ortamına senin ben baba".

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıttan Gemiler
Romanzi rosa / ChickLitHenüz 17 yaşında bir kız. Kalbinin bir kişi için rezerveli olduğuna inanıyor. Ve o kişiyi yani ilk aşkını bulmak için herşeyi yapmayi kafasina koyan bir kız. Peki ya bir yağmur sonrası yeniden çıkarsa ilk aşkı karşısına. " Gitmeni istiyorum " derk...