Afra'nın ağzından
Kızları bütün çabalarıma rağmen uyandıramadım. Mübarek kış uykusuna yatmış bizim ayılar. En son kalkın diye bağırıp kafalarına yastıkla vurdum ama bana mısın demediler ya.
Tam pes edecekken aklıma gelen fikirle sinsice güldüm. Şimdi görürsünüz siz pis cadılar. Hemen küçük öğrenci evimizdeki küçük mutfağa gittim.
Sürahiyi alıp suyla doldurdum. Önce ruh hastası Aden'in kafasına dökmeyi düşündüm sonra vazgeçip doğaçlama yaptım. Yan yana yattıkları için direk döktüm. İkisi aynı anda birden kalktılar. Dağılmış saçları, makyajsız yüzleri ve şişik gözaltı torbalarıyla korkunçtular. Tiplerinden tırstım.
Anlaşmışlar gibi aynı anda bana sövmeye başladılar. Bense direk tuvalete kaçtım. Yakalarlarsa bittiğimin resmidir. İkisi birden üstüme atlayıp bütün yaşama sevincimi öldürürlerdi.
10 dakikadır tuvaletin içinde sesleri dinlemeye çalışıyordum ama hiç ses gelmiyordu. Son çare yüzümü yıkayıp dışarı çıkıp bir sağıma bir soluma baktım kimse yoktu derin bir nefes aldım.
Ama sonra üstüme atlayan iki ruh hastasını üstümden indirmeye çalışıyordum. Hayır yani yine mi? Niye ben? Benim doğru düzgün arkadaşlarım olmayacak mı? Hepsi benim gibi zır deli mi olmak zorunda?
Aden'in ağzından
Gaye ile Afra'nın üstüne atlayıp bir güzel dövdükten sonra ve kötü kız gülüşümü attıktan sonra bir rahatlama geldi.
Allah Allah neden acaba diyen iç sesimi susturdum. İç sesimle çok konuşuyor olabilirim ama bu üçümüzde de var ne yapabilirim. Üzüm üzüme baka baka kararır demişler.
Sabah ki sulu uyandırılmadan sonra ne kadar yüzümü yıkayıp yıkamama arasında kalsamda yıkama kararı alıp tuvalete yöneldim. Tuvaletten çıktığımda kızlar masayı hazırlamışlardı o sırada Gaye'nin bana "Kanka senin omletin çok güzel oluyor. " demesiyle omlet yapmak için malzemeleri çıkarmaya başladım.
Bu arada Afra çayları koyuyordu. Gaye'de ekmekleri dilimliyordu. Kahvaltımızı yaptıktan sonra müthiş gardırobumuzu açtık. Gardırobumuz büyük olduğu için 3 bölüme ayırmıştık. Zaten bedenlerimiz aynı olduğu için birbirimizden izin alıp giyiniyorduk. Hemen eşyalarımızı alıp giyinmeye başladık.
Gaye'nın ağzından
Afra pek süsü sevmediği için günlük hayatta daha sade giyinirdi. Ama daha özel bir gün olduğunda süslenirdi. Anlamadığım şey kız sade giyinince bile güzel oluyordu.
Aden biraz daha deli dolu bir kız olduğu için giyimide baya farklıydı. Ama modadan anlardı. Çılgın kıyafetleri vardı ancak her seferinde güzel olmayı başarıyordu.
Bense biraz Afra biraz Aden gibiydim. Hem sade giyinince hoşuma gidiyordu hem de süsü bazen abartıyordum. Bu durumda onlar yanımda oldukları için çok şanslıydım. Bugün öyle bir günde değildim.
Hep birlikte giyinip saçlarımızı yaptıktan sonra çantalarımıza telefonlarımızı ve gerekli esyalarımızı koyup evden çıktık. Aden'in binbir zorluklarla babasına aldırmayı başardığı mini cooperına bindik.
Aslında istese annesine aldırırdı ama o daha çok babasını sıkıştırıp aldırmıştı bu arabayı. Daha iyi olmuştu o da kızına biraz değer versin canım. Aden ve ben mini cooper hastası olduğumuz için çok seviyoduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dostuz Biz
RandomHayatın zorluklarıyla baş etmeye çalışan ve aynı zamanda yaşamayı öğrenen 3 kız. Ailelerine düşkün ve aynı zamanda okumak için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırlar. Oldukça cesur olup mutlu olmayı hakedip kolay yoldan mutlu olamayan insanl...