(Muazzam bir güzelliğin kısa ve geçmekte olan küçük bir anının içimizde yarattığı acı - tatlı hissiyat. )
Geçmişten kalanları hatırlamaya çalışıyorum. Bir kaç sahne beliriyor zihnimde. Ama hep kesik kesik sahneler. Gecirdiğim kazadan sonra bu acilar normal tabi fakat birşeyler hatırlamaya caliştıkça zihnim bana ihanet ediyor.
Kapının açılmasıyla irkildim. Tenimi degişik bir ürperti sardı. Ona karşı güvensizlik hissi beni yiyip bitiriyordu. Yanıma geldi nefes alışverişlerini duyabiliyordum. Yere oturduğunu anladım. Ona bakmamak icin kendimi zorluyordum. Derin bir nefes aldı. Bir kere daha tekraladı, birşeyler anlatacaktı bundan emindim ama bir türlü söze başlayamıyordu. Bi an için gözlerinin içine baktım sanki bunu bekliyormuş gibi konuşmaya başladı.
"Ecre'm sana hiç bir suçum yok demeyeceğim fakat ne yaptıysam senin icin sana olan sevgimden yaptım" dedi.
Devam etmesini istiyordum bu yüzden tekrar yüzüne baktım.
° İki Hafta Önce °
Aralik perdeden gelen güneşin işiklariyla gozlerimi araladim tam yüzümün hizasinda bana doğru egilmis kocamin yüzüyle karşılaştım. Ona kocam demek tuafti çunku henuz onu hatirlamiyordum. Dugun gecesi çok feci bir kaza gecirmişiz o bi kaç sıyrıkla kurtulabilmis fakat benim icin durum çok daha kotuymus. Kaburgamda ve sol kolumda bi kac catlak ve hafıza kaybı.
Hangi gelinin basina boyle bir sey gelebilirki ? Kötü şans diyelim. Hafifçe bana gülümsedi.
"Günaydın uykucu " dedi. Önce hafif bir hırıltı cıktı ağzımdan gözlerimi kirpistirdim ve bende "Gunaydin" dedim. Alnima minik bir öpücük kondurdu. Doğrulup kalktım. " Saat kaç sanirim baya uyudum " dedim. " Onbir buçuga geliyo " cevabiyla gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Önce inanmayan gözlerle ona baktım sonra komidinin üzerindeki saate baktığımda doğru olduğunu anladım. "Neden kaldırmadın " diye şakadan azarladim onu. Yüzüme masumca bakip "Kıyamadım ki " dedi. İçimde bir ürperti oldu. Sanki bu bakiş ,degisikdi iste. Belki de onun kocam olduğunu yavaş yavaş kabul ediyordum. Elimi tutması için uzattım. Elimden tutup kaldırdı. Doğruca banyoya ilerledim. Yüzümü yıkayıp odama geri geldim fakat Sarp odada yoktu aşağıya indiğimde koltuğa yayılmış televizyon izlediğini gördüm. Yanına gidip " Kahvaltıda ne istersin? " diye sordum. O sırada televizyonda cıkan simit reklamıyla canım simit çekti. "Keşke simitimiz olsaydı" dedim. Yüzüme bakıp gülümsedi. "Aşagı sokakta pastane var açıksa alayım mı ? " dedi. Hemen yanağından öpüp "çok güzel olur" dedim. Çayı koymak için mutfağa ilerledim çay suyunu koyduğunda Sarp çoktan çıkmıştı. Yukarı tekrar odama çıkıp özel bölmeli kapıdan geçerek kıyafet odama geçtim. Bir kisimda elbisere diger yerde pantolonlar bi diger tarafta kazaklar t-shortlerduruyordu. Bir sürü kiyafetim vardi. Alt tarafta duvara montalanmış raflarda ayakkabılarım vardı. Benim olduğuna inanamadığım şeylerdi bunlar. İçimde bi fakir daha dogrusu bu kadar zengin olmadiğimi hissettiren bir düşünce yatıyordu. Yavaş yavaş odada ilerlerken birden telefonumun çaldigini duydum. Kıyafet odasindan cikarak telefonumu almaya gittigimde susmustu bildirim sesi odada yankılandı. Mesaj Sarptandı. Pastanenin kapalı olduğunu ve başka bir yer aradigini gecikebilecegini söylemisti. Hiç bir erkek boyle yapmazdı. Sarp tuaf adamdı belkide bu yüzde onunla evlilik karari almistim. Sanki ona kizmamdan korkar gibiydi. Telefonum bir daha calar diye pijamamin cebine attım kıyafet odasına ilerledim. Elbiselerin içinde o kışlık muhteşem bir zaraftte orada tam karşımda duran yeşil elbiseyle göz göze geldim. Hastaden cıkalı bir ay olmuştu ve ben onu fark etmemiştim. Hemen elime alıp gerideki boy aynasının önune gectim, muhtesemdi. Dokusu yumusakti kadifemsiydi. Kapının koluna astım altına uyabilecek bir ayakkabı aradım. Kalbimde değisik bir heycan vardı. Bu elbisenin güzelliğindenmiydi yoksa onu dahaönce giyebilmis ihtimalimim olmasimiydi ? Etrafta ayakkabi ararken o güzel yarım kahverengi cizmeler gözüme takıldı altına uygunbir corap bulduktan sonra hemen heycanla elbiseyi ve çizmeleri giydim. Mükemmel bir şekilde uyumluydular. Fakat bir şey eksikti. Kolye ! Evet boşta kalan boynumu süsleyecek bir kolye. Odaya doğru yürürken ayağıma bir şeyin takılmasıyla sendeledim. Bu çok hoş bir sandıktı her kadının her kızın özel şeylerini, anılarını saklayabilecegi küçük bir sandıktı. Kenarları taşlarla süslüydü. Açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu gördüm. Bi an geçmişte olan hatıralatımın bunun içinde olabileceğini düsündüm.Aşagidan gelen zil sesiyle sandığı kıyafetlerin arasına sakladım. Merdivenleri inerken kalbimde hâla o sandık ve içinde olabilecek hatıralar vardı. Ayağım son basamağa takıldı ve yere yığıldım. Kalktiğimda beynim zonkluyordu başım dönüyordu. Kendimi salondaki koltuga zor atmiştim ve uykunun beni sarmalamasina izin verdim.
❄❄❄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❄❄❄KIŞ GÜNEŞİ ❄❄❄ #wattys2017
RomanceAşk varken kıymetini bilin bir gün olur uçar gider ellerinizden....