"""" şarkı başlayana kadar bekleyin. yada melodi.""""
bugün pazartesi jeon jungkook-sshi.
ben sınıfa girdim ve sırana baktım.
çantan...
ordaydı.
hemen dışarı çıktım.
ve sen okulun arkasında bir diğer unutulmuş bankta oturuyordun.
sana orda uzunca bir süre baktım.
sen ise kafanı arkaya vermiş gözlerin kapalıydı.
kafanı benim olduğum tarafa çevirdin.
gözlerin açıldı ve ben o siyahlıklarda kayboldum.
beni görünce gözlerin şaşkınlıkla açıldı.
"ha neul."
ve gülümseyerek bana baktın.
kalkıp kollarını bana sardın.
ellerimi omuzlarına koyup seni kendimden hafifçe uzaklaştırdım.
"1 hafta boyunca nerdeydin jungkook-sshi?"
"sshi?"
"evet resmi konuşma kararı aldım jungkook-sshi."
yutkundun.
"ha neul-ah. ben hastaydım."
"neden aramalarıma cevap vermedin veya mesajlarıma?"
"o kadar kötüydüm ki telefonu açamadım."
"nerdeydin peki?"
"evimdeydim ha neul nerde olabilirim?"
yalan söyleme jeon.
"evinize geldim. bana yalan söyleme!"
gözlerimdeki yaşların akmasını gözlerimi kapatarak sağladım.
bu gözleri kapatıp bir daha açmamak istiyordum.
"ağlama."
sesindeki acizlik kendini belli ediyordu.
hemde fazlasıylan.
ellerini yine belime koydun be başını eğdin.
şuan senden kısa olsam bile yüzünü göremiyordum.
"onunla mıydın jungkook-sshi?"
ve belimdeki ellerini boşluğa bırakıp sallanmalarına izin verdin.
"ben... ben özür dilerim ha neul."
"güzel bir hikayemiz olsun istedim ama sen bunu mahvettin. sen bana duygularını söylemeseydin bende sana söylemiyecektim. kendi platoniğim devam edecekti. keşke bana açılmasaydın. eskiden olduğundan daha çok canım yandı. güzel sonlu düşündüğüm hikaye kötü sonla bitti. çok hoş değil mi?"
hıçkırık sesini duydum.
"ha neul. beni bara götürdü. içki içtim ama bana verdiği içki fazla ağırdı. beni odaya götürdü..."
tekrar bir hıçkırık.
"ama ona dokumadım. dokunamadım."
kafanı kaldırdın, bana baktın.
gözlerin, burnunun ucu kızarmış dudaklarınsa olduğundan daha canlı bir kırmızı hâle bürünmüş.
"ona elim bile deyse aklıma sen geldin."
"boşversene jeon jungkook-sshi."
"senden tek bir şey isteyeceğim ha neul."
derin bir nefes çektin.
"o dudaklarının tadına bir kez olsun bakabilmek. ondan sonra sen barışmak istemeyene kadar seni sadece uzaktan izleyeceğim."
kafamla seni onayladım.
dudakların dudaklarıma değdiği anda kalbimden bütün vücuduma bir dalga yayıldı.
sen yönetiyordun ben sadece sana eşlik ediyordum.
dilin dilime dedi ve nefes almak için ayrıldık.
"seni seviyorum ha neul, seveceğimde."
hafifçe güldüm.
gülerken, gülüşümden öptün.
"sen barışmak istemedikçe seni uzaktan izleyeceğim ha neul."
gözlerimizden yaşlar tekrar süzüldü.
"seni seviyorum jungkook.
"bende seni seviyorum ha neul."
ve ben çantamı alarak evime döndüm.
eski olaylarda olduğu gibi: rahatça ağlayabileceğim yerdi orası.
""""
365 kelimelik bölüm.
HİKAYENİN EN UZUN BÖLÜMÜ.
FİNAL BÖLÜMÜ BİLE BÖYLE OLMAYACAK HABERİNİZ OLSUN.
YORUMLARI ALALIM.
BEDDUA ETMEYİN BANA.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jungkook '' jeon jungkook
Fiksi Penggemarjungkook. ben sanırım sana platoniğim. sen ise ona karşı platoniksin. neden o?