Teddy Bear || Changki

3.0 |the end

Final olması adına, hani birkaç yorum şeedersiniz değil mi bebeklerim? :')  

****

"Of, çok yakışıklıyım ya."

"KİHYUN, ÇIKIYORUZ HADİ."

Kihyun aynanın karşısında her zamanki gibi kendisiyle konuşurken, aniden kulağına dolan sesle irkildi ve yerinden sıçradı.

"T-tamam bebeğim geliy- sen niye bağırıyorsun öyle? Ödüm koptu."

"Acele etmezsen başka yerlerin de kopacak." Changkyun elindeki poşeti tutması için Kihyun'un göğsüne yavaşça(?) çarptıktan sonra unuttuğu bir şey kalmış mı diye tekrar içeriye girdi.

Kihyun karısının dırdırını çeken erkekler gibi içlenmişken tam kendi hizasında, kadın çantası giyen ve büyük ihtimal eşini bekleyen adamın ona baktığını gördü. Birbirlerine acı gülümsemelerini sunarken Changkyun en az kendisi kadar ağır olan bavulu peşinden sürükleyerek otel odasından çıktı ve yeni evlendiği adamın yanına doğru ilerlemeye başladı. Bir yandan da söylenmeyi unutmuyordu.

"Ne vardı bu kadar şey getirecek yani, aklıma sıçayım."

Duraklayıp soluklandığında, Kihyun'a 'yardım etsene salak.' bakışı atmıştı.

"E bebeğim, bana deseydin ya valizi çıkaracağım diye. Ağrın var zaten.. kaldırma ağır şeyleri."

"Kaldırmıyorum, sürüklüyorum. Hem sanki hamileymişim gibi konuşmasana."

Geri çekilip Kihyun'un valizi arabaya yerleştirmesini izlerken hafifçe dudağını büzüp etrafta gezdirmişti bakışlarını.

"Sadece kıçım ağrıyor."

Eklemesini yapmayı unutmadan Kihyun'un imalı gülüşüne göz devirmişti. İçten içe hesaplamasını yapıp otelde bir şey unutmadıklarına kanaat getirdi ve ön koltuğa yerleşti.

"Keşke burada biraz daha kalsaydık..."

"İstersen tüm balayımızı burada geçirelim kocacığım?"

Changkyun koltukta iyice yerleşmek adına birkaç kez kıpırdandıktan sonra radyoyu açmak için hafifçe öne eğildi.

"Benim için hava hoş."

"Tabii, Güney Amerika'nın kızlarını övüp duruyordun önceden de. Görünce gitmek istemeyişin doğaldır."

Kihyun onun söylediğine kahkaha atıp hazır yaklaşmışken yanağına sesli bir öpücük kondurdu.

"Ne kadar güzel olurlarsa olsunlar, gözüm senden başkasını görmüyor ki."

"Zaten adamların yanında da beni tanıtırken karım diye tanıttığını duymadım değil. Kısa saçlı bir kız olduğumu sandılar kesin. Rezil oldum."

"Ağzımdan kaçmış."

Kihyun hala gülerken söylediğinin doğruluğunu yalanlıyordu. Küçük olan onun kahkahalarıyla ister istemez gülümseyip onu izlemeye başladı.

"Seviyorum seni, biliyor musun?"

"Sevilmeyecek gibi miyim?"

"Kihyun!"

◇◆◇◇◇◆

*single tears*

cidden üzüldüm hani finale... öf..
o kadar hüzünlüyüm ki buraya bir şey yazasım gelmiyor