''yardımınıza ihtiyacım var''

28 4 3
                                    

mültide seyda var

bazı yerleri abartılı bulabilirsiniz

Yatağımdan doğrulup kapıya doğru ilerlerken içeri Berk girdi. Onu görünce duraksadım. '' sen hala yatmadın mı'' diye sorduğunda '' seninle konuşmam gerek'' dedim. '' sorun nedir'' diye sorduğunda boynumu eydim. Elini yanağıma koyup şefkatle okşadı ve '' Seyda bana anlatmaktan çekinmene gerek yok. Sorun neyse söyle bana. Meraklandırma beni'' dediğinde '' bir şey olmayacağına söz verirsen'' dediğimde '' söz '' dedi. Başımı kaldırıp mesajı okuması için telefonu ona uzattım. Mesajı okuduğunda kaşlarını çatıp bir şeyler mırıldandı. Sanırım küfür etti. Emin değilim. Bana bakarak '' bu olayı halledecem. Merak etme sana bir şey yapamaz o ibne'' dedi ve telefonu bırakıp odamdan çıktı. Umarım kötü bir şey yapmazdı. Başı belaya girsin istemiyordum. Daha fazla bunları düşünmemeye çalışarak yatağa girip uyumaya çalıştım.

Sabah kalktığımda Berk evde yoktu. Ayrıca Berke defalarca mesaj atıp aramıştım fakat cevap vermemişti. İlk teneffüs zili çaldığında cem 'i aramıştım ama oda ortalıkta yoktu. ' umarım doğru olanı yapmışımdır' diye geçirdim içimden. Derin bir nefes alıp krakerimden bir tane daha aldım. Ben krakerimden yerken Melike ''senin bu gün neyin var. '' diye sorduğunda ben cevap vermeden Barış araya girip '' kesin senin canın Cem denen çocuğa sıkılmıştır. Dünkü olayın şokunu atlatamadın sanırım '' dediğinde '' işinize bakınsanıza siz'' dedim. barış krakerimden alıp yerken ' kanka anlat hadi. Sorun neyse bakarız bi çaresine'' dediğinde pes edip '' tamam ama aramızda kalacak'' dedim. Barış '' ayıp ettin be kanaka'' dediğinde Melike '' söyle hadi aramızda kalır merak etme'' dediğinde etrafıma bakınmaya başladım. Şu ana arka bahçedeydik. Buraya fazla kişi gelmezdi ama yine de tedbirimi almalıydım. Etrafta kimsenin olmadığından emin olduktan sonra onlara dönüp '' dün bana Cem mesaj attı'' dediğimde ikiside gözlerini büyüttü. '' mesajda okuldan ayrılmamı söyledi. E haliyle bende korktum ve Berke söyledim. Berkte ' ben hallederim' dedi ve onu dediğinden beri ona ulaşamıyorum. Şu anda hem Cem hemde Berk ortalıkta yok ve ben başına kötü bir şey gelmesinden korkuyorum'' dedim. Barış '' vay haşerat. Dün yediği dayaklar yetmemiş anlaşılan. Hala senle uğraşıyor '' dediğinde Melike '' merak etme Berke bir şey olmaz. Başının çaresine bakar o'' dedi. Tam ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken tanıdık bir ses '' sana ne söylemiştim'' dedi sinirle. Anında arkamı döndüğümde Yağız kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Ardından '' Cem ' in nasıl birisi olduğundan haberin bile yok'' diye devam etti. Anlaşılan çok sinirlenmişti. '' bunu bana neden söylemedin'' diye sorduğunda daha fazla dayanamayarak '' çünkü sana güvenmiyorum'' diye bağırdım. '' güvenmek zorundasın'' diye karşılık verdiğinde '' ya öylemi. O zaman bana , sana güvenmem için bir sebep söyle'' dediğimde sinirle bana baktı. Ardından ona '' söyleyemessin çünkü bir sebep yok. Ama benim sana güvenmemem için sebebim var '' dedim katil olduğunu vurgulayarak. Ona sinirle bakarken çok sinirlendiğini

görebiliyordum. Yumruklarını sıkmıştı. İçimden ' umarım bana kötü bir şey yapmaz' diye geçirdim. Sonuçta sağı solu belli olmuyordu bu Yağızın. Bana yaklaşarak bileklerimden tutu ve sırtımı duvara yasladı ve tam bir şeyler söyleyecekken Barış beni Yağızın elinden kurtarıp ' ne o. Yoksa bi kızımı döveceksin '' dedi. Yağız sinirle Barışa dönüp '' sen bu işe karışma '' dedi tehdit edercesine. Ardından Yağız tekrar bana dönüp kollarımdan tuttu ve beni kendine yakınlaştırdı. Ardından '' bir daha Cem sana bir şey derse bana söylüyorsun. Bunu bir daha bir kez daha söylemem '' dediğinde kolumu sıkıyordu. '' canımı acıtıyosun'' dediğimde Melike Yağızın konuşmasına izin vermeden '' Yağız bıraksana kızı '' diye bağırdığında Yağız kolumu sıkmayı bırakıp Melikeye döndü. Kaşları çatık bir şekilde bakarken derin bir nefes aldı ve yanımızdan sinirli bir şekilde ayrıldı. Parmaklarını resmen koluma gömmüştü hayvan. Kolumun acıyan yerini ovalarken Barış yanıma gelip '' iyimisin ''diye sorduğunda '' iyiyim merak etme '' dedim ve Melikeye döndüm. Kaşlarını çatmış saçlarıyla uğraşıyordu. Anlaşılan Yağıza fena halde kızmıştı. Gerçi haklıydı da. Ben Melikeye bakarken Barış '' hadi gidelim burdan '' demesiyle harekete geçtik. Üçümüzde sınıfa doğru ilerlerken içimden ' iyiki Barış Yağızla kavga etmeye çalışmadı diye geçirdim. Çünkü Barışında fazlasıyla siniri bozulmuştu ve her an Yağızla kavga edebilirdi. Ama bu hiç iyi olmazdı. Barış bizi korurdu falan ama kavga konusunu pek becerdiği söylenemezdi. Bir kavgada dayak yiyen genelde hep Barış olurdu.

BİLDİĞİNLE KALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin