34.Bölüm

69 10 5
                                    

Hemen bu kadar erken mi ?

Ne demek konsey üyeleri beni eğitim için çağırıyorlar ! 

-Yalnız bu .. yani çok erken değil mi ? diye sordum 

-Deniz hanım , zaten şuan sizin başlamanız gerekiyordu . Çünkü çığlık gücünüzü kontrol etmeniz

 gerekiyor , eğer bir an önce başlamazsanız etrafınızdakilere çığlığınızla zarar verebilirsiniz . Bu 

yüzden bir an önce başlamanız gerekiyor ! dedi 

Bir insan bu kadar cümleyi nasıl aklın da tutuyor yahu ! Bir yerden falan mı okudu yoksa ? 

-Peki , ben nasıl geleyim veya ne zaman geleyim ?diye sordum haklıydı bence çünkü kontrol 

edemiyordum . Çığlığım en son camları patlatmıştı ve zarar veriyordu . Bir an önce 

başlamalıydım !

-Deniz hanım , yarın sizin adresinize siyah bir araba gelecek . Sizi alıp konsey üyelerinin yanına 

getireceklerdir . dedi

-Peki saat kaçta ? diye sordum 

-Yarın sizi saat 11 gibi alırlar Deniz hanım , iyi günler ! dedi ve kapattı . Resmen suratıma kapattı !

Ben de telefonu masaya koydum ve gidip kendime sandviçimi hazırladım . Bugün cumaydı ve o

 takıntılı hocanın dersi vardı ve bende Koray'la oturacaktım ! Onu görmek bile istemiyordum 

çünkü ben ve Mert'e yaptıklarından sonra ona aşırı sinirlenmiştim . O ise hala benimle 

konuşmaya çalışıyordu . Sandviçimi bitirdiğim de Zehra ve Nazlı'yı uyandırdım . Onlar da 

kahvaltısını yapıp üstünü giydikten sonra okulun yolunu tuttuk . . . 

             *                                                        *                                                      * 

Okula varınca zilin çalmasına 10 dakika vardı hemen sınıfa çıktık . Sınıfın kapısının önüne 

gelince Koray sıraya oturmuş ümitsizce sıraya bakıyordu . Mert ise sabırsızca ayağını yere 

vuruyordu birini beklermiş gibi . Sınıfa girince biz 3'lü , sınıftaki herkes bize baktı . Ben yerime 

oturdum çantamı yerleştiriyordum . Koray bana bakarak tam bir şey söyleyecek oluyor sonra 

susuyordu . Umursamadım çantamı koyduktan sonra Mert'in yanına gittim .

-Naber ! dedim gülümseyerek .

-İyi güzelim , sen nasılsın ? dedi kolunu omzuma koyarak .

-İyiyim canım , sana bir şey söyleyeceğim ! dedikten 3 saniye sonra öğretmen sınıfa girdi . 

-Teneffüste anlatırım ! dedim ve yerime geçtim .

Koray yine derste bir şey söyleyecek gibi oluyor ama susuyordu . 

-Ne söyleyeceksen söyle artık ! dedim kafamı öğretmenden ayırmayarak . 

Bir an duraksadı sonra şaşırdı ve bana şaşkın şaşkın bakmaya devam etti . Bu hali komikti ama 

yine de ciddiliğimi bozmayacaktım . 

-Iıı şey ..... Ben ..... Özür dilerim Deniz . Seni Mert'le görmem kalbimi acıtıyor . Sanki ... sanki 

kalbime bıçak saplıyorsun ona gülerken ve o bıçağı kalbimin için de döndürüyorsun . Senle küs 

kalamıyorum . Ne olur beni affet . Biliyorum büyük bir hata yaptım ama .. ama ben senle küs 

kalamıyorum Deniz ! dedi . Şaşırmıştım Koray dışarıdan soğuk birine benziyordu ama aslın da 

içinde iyi bir insandı . Bu itirafları üzmüştü beni . 

-Iıı düşünmem lazım ! dedim ona bakmamaya çalışarak o ise hala yüzüme bakıyordu . 

-Bak şöyle yapalım . Beni affedersen yarın ki doğum günü partime gel . Zaten ben , sen , Zehra , 

Burak ve Nazlı olacak . Geceye kadar eğleneceğiz tabi fazla gürültü olmayacak zaten . Ama lütfen

 bir kez düşün , tekrar özür dilerim . dedi üzgün bir ses tonuyla 

-Tamam düşüneceğim ! dedim ve derse odaklandım ...

*                                   *                              *

Sonunda dersler bitmişti ve biz eve gidiyorduk .

Eve gidine kadar Mert ve ben , Zehra ve Meriç en son olarak ta Nazlı ve Burak yan yana gidiyordu .

Ben ve Zehra tabiki imalarımızla Nazlı'ya bakıyorduk .

O ise bize "Ne Bakıyon" bakışı atıp göz deviriyordu .

Biz onlara imayla bakarken hala , Mert anlado sanırım ve

-Yeter artık kızı gözlerinizle yediniz be ! Diye çirkefleşti .

-Tamam be ne bağırıyon ! Dedi Zehra

Bende daha fazla kendimi tutamayıp

kahkaha attım . Ben gülünce herkes

gülmeye başladı . Ve sonunda güle

oynaya eve varmıştık .  Önce ben Mert'i sonra da Zehra Meriç'i yanaklarından öptü .

Nazlı salağı içeri girmeye çalışınca kolundan tutup Burağın yanına ittik .

Burak öpmek için öne eğildiğinde , Nazlı geriye çekildi ve elini uzatarak :

- Iıı , Yarın görüşürüz Burak . dedi yapmacık gülümsemeyle

Burak'ta bir o kadar üzgün tavırla

-Görüşürüz . deyip elini sıktı , biraz

baktıktan sonra Mertler gittiler . Bizde hemen eve girdik .

Ben eşyalarımı bıraktıktan sonra hemen mutfağa geçtim .

Nazlı ve Zehra'ya da sofrayı hazırlamalarını söyledim .

Patates kızartması ve Makarnayı pişirdikten sonra masalara dizdik .

*                                *                                *

Sonunda yemek yemeğe başladık . Zehra'ya baktım ve 'Şimdi' anlamında bakış attım .

Aynı anda Nazlıya döndük .  Nazlı yemeğine yumulmuştu ama biz ona dönünce birden şaşırdı ve ;

- Noluyo lan ! Dedi şaşkınlıktan . 

Gülmemek için dudağımı dişledim ve Zehrayla aynı anda aklımızdaki soruyu sorduk ;

-Burakla aranızda ne var ? Dedik . Aynı anda sorunca biraz affalladı ve cevap verdi .

Bize verdiği cevapla şaşkınlığımızı gizleyemedik .

Selam ÖLÜMPERİCİLERİM , sonu meraklı bitti 😀 ve kısa oldu biliyorum ama telefondan anca bu kadar oluyor . Yeni bölümü uzun ve heyecanlı yapmauaya çalışacağım,4K olmanın şerefine yeni bölüm attım . Uzun zamandır atmıyordum sizi beklettim biliyorum kısura bakamayın ama TEOG yüzünden giremiyordum ve yazamıyordum . Amacım artık düzenli olarak paylaşmaya çalışacağım . Hepinizi çok seviyorum 💞💞💞







Bir Ölüm Perisi HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin