Yol boyunca kendimi tutmaya çalıştım. Nasıl olsa eve gider onu sıkıştırırım ben. Yaptığı şeyi anlamıyorum bu kızın. Ona tüm olayı anlattım . Kaç yıllık dostluğumuzun vermiş olduğu bilgiyle bu tarz insanları sevmediğimi çok iyi biliyor. Adamda anlayamadığım bir çekicilik var galiba ve bizim kız dediği her şeyi kabul edecek cinsten. Eve yakın düşüncelerimden sıyrıldım. Derya kapıyı açarken ben de içeriye girmek için atılımda bulundum.
Derya sen ne yaptığını sanıyorsun bakalım ? Ya sana anlattım çoğu şeyi . Bazen beni tanımadığını düşünüyorum. Dostun dururken o adamla işbirliği yaptın . Böyle bir şeyle karşılaşmak istemiyorum bir daha.
“Ya çocuk gelmiş , özür dilemiş senden. Bazen de senin şu kibirli halin ve bu yüz ifaden değişsin istiyorum. Ne olmuş yani gidip yemek yesen ya da çocuğa özür dilemesi için şans tanısan. Dediği gibi dalgınmış , yapmış bir haksızlık. Şimdi ise centilmence telafi etmeye çalışıyor. Ne olmuş alt tarafı bir gece. Hadi hazırlan bakalım.” deyip odasına gidiverdi bu kız. Tamam dediği kadar kötü olmayabilir ama çocuğun duruşu hiç hoşuma gitmedi. Neyse öğreneceğiz bunu bir yemekten bir şey olmaz herhalde.
Odaya gidip hazırlanmam on dakikamı almadı. Ne diye süsleneceksem artık. Basit dizimin üstünde biten, koyu yeşil yarım kol bir elbiseyle , topuklu siyah ayakkabımın uyumu yeter de artar . Saçlarımı da şöyle tarayayım yeter. Sonra çok hafif bir makyaj yapıp çantamı da aldığım gibi salonda Derya’yı beklemeye başladım.
Bu kız niye bu kadar geciktiyse artık Derya diye bağıralı on dakikayı geçti. Hanımefendi çıktı sonunda odadan.
“Oha Derya ne yapmışsın sen böyle. Gökhan’la görüşmeye bile böyle hazırlanarak gittiğini görmedim. “ Mini kırmızı bir elbise , birazcık da gögüs dekoltesi , dört dörtlük bir makyaj… Güzel olmuş canım arkadaşım da çok gerekli miydi bilemiyorum.
“Ne sandın kiminle yemek yiyeceğimizi biliyorsun değil mi ? Hem sen ne giymişsin böyle , makyaj desen sıfır. Biraz daha özenseydin. Ya inanamıyorum sana . Bir kız hem böyle güzel olup hem güzelliğinden bu kadar bihaber olabilir mi. Kullan şu güzelliğini artık.
Saçmalama da nereye gideceğiz öğrendin mi yeri ? “ Evet bizi almaya geldi , kapıda bekliyor” diyen Derya’ya şok olmuş gözlerle baktım. Bu kız akıllanmayacak efendim. “Hangi ara adresimizi aldı , hangi ara geleceğim dedi Derya. “ Telefonunu sallayarak gösterdi. Gerçekten bu kızdan korkulur. Gökhan’a acımıyorum değil.
Kapının önünde son model çok lüks bir arabayla Murat Bey’i görmek şaşırtmadı doğrusu. Çok da güzel bir takım elbiseyle karşımızda. Onu ilk defa bu halde gördüm. Gören de kırk yıldır tanıyorum sanır.
Kocaman bir gülümsemeyle “Merhaba bayanlar. Çok şık olmuşsunuz gecemi aydınlattınız adeta. “ Derya hemen atılıp 32 dişini de göstererek merhaba dedi. Ben de kuru bir merhabayı çok görmedim doğrusu.
Birimiz için ön kapıyı açtığında Derya’nın çoktan arka kapıdan girdiğini görmemle Derya’ya içimden saydığım küfürler ışın hızıyla yayıldı. Teşekkür edip öne oturdum. O da koltuğuna geçince araba hareket etmeye başladı.
Halimizi sorarken müzik açmayı da ihmal etmedi. Doğrusu zevki de güzelmiş. Yol boyunca hiç konuşmadım. İstanbul manzarasını izlemek daha ilgi çekici geliyordu bana. Derya da telefonuna gömülmüş gibiydi. Sonra araba birdenbire durdu. Çok şık bir restorantın önünde arabayı park etti. Kapıları açıp gayet de centilmen olabileceğini gözüme gözüme soktu galiba. İçeri geçince görevli hemen yanımıza gelip “ Hoş geldiniz efendim . Murat Bey her zamanki masanızı hazırladım. “ diyerek bizi masamıza doğru yönlendirdi.