Gözlerimi hafiften araladım.Televizyona bakarken dalmışım.Saat.. kaç? telefonuma baktım şarjı bitmişti.Onu şarja taktıktan sonra televizyonu kapattım.Duş alıp döndüğümde saatin 5 olduğunu farkettim.3 saat vardı.Dışarı çıkıp şu çete olayları için bilgi toplamak iyi fikir.Üstümü değişip saçımı yandan ördüm.Siyah fötrümü taktıktan sonra ceketimi üstüme çekip anahtarları telefonumu çantaya attım.Her zamanki gibi ara sokaklardan ucuz bi taksi tutup elimdeki adresi şöföre tutuşturdum.Gelmeme yaklaşmadan subaruyu aradım ama cevap vermedi.Köşke yaklaşmadan arabayı durdurttum.
-böyle bırakabilirsiniz.
-peki hanımefendi.
ücreti ödeyip adres kartını geri aldım.Ne garip ki köşkün girişi kitliydi.En iyi yol arka taraftan girmek.Evin etrafındaki duvarları dolanarak arka girişi buldum.Oldukça kasvetli ve kötüydü.Kapıyı çaldım.Kimse açmıyordu.bir pencerenin aralık olduğunu görünce içeri ordan girmeye kararlıydım.Evde olduğuna adım gibi emindim.Yukarı doğru merdivenlere yavaş adımlarla çıkarken saatin sesi korkutmaya başlamıştı.Koridorun sonundaki odaya yöneldim.Kapıya yöneldim.Yavaşça tıklatıp sessizliği bozdum:
-Subaru.. İçerdemisin.
- ...... .
-İçiri giriyorum.
Kapıyı yavaşça açtım.Kristal avizenin loş ışığı parlayarak gözlerimi aldı.Loş olmasına rağmen duvar kağıtlarındaki gri güllerle yapılmış desenler ortama bir ışık katmıştı.Siyah ipeklerle döşenmiş yatağın yastıkları içinde kaybolurcasına yatan subaru sanki üzgün bir tavırla gözlerini kısmış yavaşça uykuya dalmıştı.Yavaşça yatağın kenarına oturdum.Şapkamı komidinin üstüne bırakırken telefonunun sessizde kalmış olduğunu da görmüştüm.Telefonun üstünü şapkamla kapatarak başımı tekrar ona çevirdim.Oldukça sessizdi.İçmiş olma ihtimalini düşünerek etrafa bakındım.Fakat sudan başka bir şey göremedim.Saçları gözlerini Kapatıyordu onları yavaşça elimle araladım.Yüzüne yaklaştım.
-subaru...
yavaşça gözlerini açtı ve sesime kulak vererek gerildi.Elini saçlarıma yavaşça götürdü.Sonra boynuma...
-Reira.. İçeri nasıl girdin..
-Pencere.
-Duyamadıysam üzgünüm.
-Önemli değil.Yorgun görünüyorsun.
-Evet.Bir kaç gündür geceleri uyanık kalmak zorunda kaldım.Biliyorsun iletişimde olduğum kişiler bizden bağımsız duruyor.Buda iş birliğini zorlaştırıyor.
-Uygulama hakkında şüphe yok.Fakat şifrelemen bilgi kıtlığı yaşatıyor.
Yataktan doğruldu beni kolumdan tutarak çalışma odasına götürdü.Aslında yürürken destek olmuştum.Onu oturttuktan sonra söze girdim.
-Kurşunu aldırdın mı?
-Evet.Biraz acıyor sadece.Neyse konumuza dönelim.Bu uygulama sadece telefonlarda yürütülen bi sistemden oluştuğu ve bilgi aktarımını stabilleştirmesi için şifre koydu.
-stabilite zaten iyi değilmiydi?
-evet fakat doğru bilgi stabilitesi bu aralar yok denecek gibi.Bizi tanımayan insanlar yada düşmanlarımız yalnış bilgi veriyor.Şifreyi belirli kişilere uygulama yoluyla aktardım.Leo,Zen,Mikaze,Haru,Yamato sen ve ben.
-o halde uygulamayı..
-evet sadece bizim kullanacağımız şekilde stabilize ettim.Bunun dışında ismini vermeyen ama yinede yardım edenler için kimliklerimizi anlamayacakları ek paetler var.Devam etmeleri için onlara teklif verildi.Şimdilik 7 kişiyiz.