3.bölüm

17 1 0
                                    

-Şimdi Bize herşeyi anlat bakalım.

-Hiç bişi bilmiyorum.

-Ben daha iyi anlatabileceğimi sanıyorum.

Eli ile silahını başıma dayadı.Korkudan gözlerimi kapamıştım.

-5 4 3 2 1..

O an herşey silahın sesi ile yankılanıp duyulmaz hale gelmişti.Öldüğümü sanıyordum...

-İyimisin?! hey.. Uyan!

Yavaşça gözlerimi açtım.Bu gözler.. Bunlar..

Beni yavaşça kucaklayıp arabasına götürdü.Silahın sesi hala başımda yankı yapıyordu.Gözlerimi açamıyordum... Aylılamamıştım.

-Hey.. uyan..

Gözlerimi kısıp yüzüne baktım.Gözler..Elimi onlara götürdüm..

-Sen..

-Napıyorsun?

Bi an ayıldığımı farkettim.Hızla yataktan sıçradım.Karşımda oturuyordu.

-Son 20 dakikadır ayılamadın şimdi iyimisin?

-Ben.. Üzgünüm.Sen.. sen..

Gözleri o günkü ile aynıydı.Yüzünde soğuk ama içten bir ifade vardı.Saçlarını gözlerini aralamak için yana doğru savurmuştu.Üstündeki kıyafetler...!

-Aynı cafede..

-Sakin ol.Öncelikle ikimizde işimizi kaybettik.Bunun dışında o adamlar ile aranda olanlar benim suçum.Yinede suçluluk duymadım.Gece saatlerinde çalışmakta senin suçun.Şimdi üstünü değiş ve bi duş al.

-Adın?..

Kapıyı kapamadan arkasını dönüp yüzüme güldü.Sonra kapıyı kapattı.Onun kim olduğunu bilmesende içimde bir his taşıyordum.Duş alıp Üstümü çıkardım.Dolabından bir kazak almıştım.Uzun ve siyahtı Omuzlarımdan düşsede kollarımı vekalçalarımı örtebiliyordu.Kapıyı yavaşça açtım.Mutfak salonla birleşikti ve bana gel dercesine elleri ile bir işaret verdi.Bana bir kahve döktü ve tabak uzattı.

-Teşekkürler.

-Resmi olmana gerek yok.Olsanda üzerindekiler bunu bozacak kadar yeterli.Adın Reira değil mi?

-Evet.

-Subaru ya çalışıyorsun.İndependence uygulamasının sahibi.

-Sen..

-O gün haberlerde ismini duyup bayıldığın ve seni tutan aynı kişi.

-Kızıl yılan....S-se-sen-se..

-Evet.

-Adını gözlerinden mi alıyorsun.

-Kızıl bölümü evet.Kafat yılan ünvanı için Aynı şeyi söyleyemem.

-Ben.. Hakkında bilmek istediğim çok şey ama ama nedense..

-Şu an hiç bir şey bilmek istemiyorsun.Doğrudur.Hakkımda o kadar fazla saçma şey var ki.. Ve bunlardan bir saçma olanıda evime gelen ilk kadın olman.

-Kahveden sonra ayrılsam iyi olur.

-Bana bu kadar zahmet verdikten sonra hiç bir yere gidemezsin.Dışarısı o pisliklerle dolu.

-Anlıyorum.. Peki onlar ile senin aranda olanlar?

-Siyah pençeler aslında Bay Lightin adamı ama kardeşim onların menfaatlerini göremiyor.Çok yazık.. Ne var ne yoksa istedikleri kontrolsuz güç.

-Ya kardeşin.. Ona anlatmadın mı?

-O sadece kendi güvenliğini düşünen bir salak.Bir safkanın özelliklerini dahi taşımıyor.

-Safkan..

-Her neyse.Saat 1 oldu yatsak iyi olur.Hem bu gün çalışmamanın acısını çıkartırız?

~

-Son bir soru daha... Neden saklanıyorsun?

-Sana bunları anlatmam kokak olmadığımı gösterir.Ayrıca kimsenin işime burnunu sokmasından hoşlanmam ve sen.. Bunu yapıyorsun.

-Lafı çevirmeden önce anlatmayıp evden de atabilirdin.

-Demek ki yapmamamın bir sebebi var değil mi?

-Benim alakam ne?

-Subaruyu görmeliyim.Yarın ilk iş bunu halletmek.Şimdi o lanet çeneni kapat ve yatağa git tamam mı? Birazdan ordayım..

Son konuşmasını kulak asmadan lavoboya gittim.Elimi yüzümü yıkadım.Çıktığım gibi dolaptan battaniye alıp salondaki koltuğun yastıklarını baş tarafa yığdım.Bir an önce uyusam iyi olur.

-Napıyorsun?

-Ne?

-Burda uyuyamazsın.

-Pardon yerde yatacağım sanırım?

-Yatağa git.

-Ne!?

-Önce çeneni çekiyorum.Şimdide hastalanmanı çekemem tamam mı? Donacaksın.

Beni eli ile kolumdan tuttuğu gibi odasına çekti.Odasına doğru çekerken.Bırakması için zorladım ama bu kadar güçlü tuttuğunu anlamamıştım.İçeri girdik.

-Bırak artık!

-Sakin ol.

-Söylesene madem işin subaru ile... neden benimle uğraşıyorsun?

Yüzünde garip bir gülümseme belirdi.Beni yatağa oturttu.Dolaba gidip kendine giyecek çıkartırken tekrar söze girdi.

-Eğer sana bir şey olursa Subaru beni affedemez.

Soyunmaya başlayınca örtüyü kafama çekip kafamı da yastığa gömdüm.Çok sinirliydim.. Neden bu kadar hırçın bir insan olmak zorunda ki.. Yatağın öbür köşesine uzandı.Sırtını dönmüştü.Yüzünü birden çevirince irkildim..

-Üşüyormusun?

-Hayır.

-Titriyorsun..?

-Beni düşünmene gerek yok.Nede olsa binlerce zahmete girmedin mi?

-Gel buraya.

-Ne?

Beni kendine çekti gözlerini tekrar dikerek bakıyordu.Sanki o gözler itaat etmemi söylercesine bakıyordu.Daha fazla didişmemek için gözlerimi kapattım.Nefesini hafifçe işitiyordum.Oldukça sıcaktı.Belkide böyle davranmasının sebebi yaşadığı çevredir.Sanki içinde sakin bir kişilik yatıyorcasına duruyor.. Ama zamanla soğuk kanlılık onu değiştirmiş.Özünde kendi olsada.. Başkalarına karşı mesafeli olmaya dikkat ediyor..

-Hey..

-a-ah. ne oldu?

-Uyudun mu diye kontrol etmiştim..

bi an sessizliğe kapılmıştık.Bunu sözünü devam ettirerek kesti..

-ne düşünüyorsun?

-hiç.. sadece nasıl biri olduğunu anlamaya çalışıyordum.

-Beni anlayan biri olmak.Zor olmalı.

başımı ona çevirdiğimde gözlerini kapatmıştı.Uyuduğunu düşünerek çehresini inceledim.Onu anlamak zor aslında.Yaşadıklarını bile kendini düşünmeden yapıyor..

Kızıl YılanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin